Namık ÇINAR
Demirel de öldü.
Umarım tanrı suçlarını bağışlar.
Ve demokrasinin hangi devirde, hangi zamanda Türkiye’ye uğrayıp uğramadığı dahi sorgulanmadan, onu hemen ‘demokrasi kahramanı’ ilân ettiler.
Benimse ilk aklıma düşen, ne denli unutmak üzerine kurulu bir siyasal kültürümüzün olduğuydu.
Hani şu, sık sık söylenegelen ‘toplumsal kazanımlarımız’ ya da ‘birikmiş tecrübelerimiz’ falan gibi lâflar var ya; çoğu palavra!
Her nesil, sanki bir öncekiler yokmuşçasına, her şeyi yeni baştan ama yeni algılarla öğreniyor.
Toplumsal hayat, birbiri üstüne inşa edilerek yükselen katmanlardan oluştuğu hâlde; şimdikiler,Google’da eskiye dair ne yazıyorsa, bunun ancak o kadarını bilmekle yetiniyorlar.
Hatırat diye yazılan kitapların çoğu da, güncel politik manipülâsyonlardan ibaretmiş gibi gözüküyor.
Yeni yetmeler daha iyi anlasınlar diye söylüyorum:
Hani şimdi Erdoğan’ın Erdoğan olduğu zamanları yaşıyoruz ya; benim gençliğim de, Demirel’in Demirelolduğu zamanlardı.
Yani kırk sene sonra, tutar da Erdoğan’ı ‘demokrasi kahramanı’ ilân ederlerse ve siz de dağarcığınızdakilerle ne hissedecek iseniz, işte şimdi ben de onu hissediyorum.
“Kininizi unutmayın” diyen bir kültürden gelmiyorum.
Ama gerçekleri de görmezden gelirseniz, dilinizden düşürmediğiniz o demokrasiye kafa karmaşasıyla yaklaşır, hiçbir şeyin içinden doğru dürüst çıkamaz olursunuz.
Seneler, bugünkü ‘boynuz kulağı geçen’ seviyeleriyle mukayese ederek, dünkü şeytanlıkları meleğe çevirmeye mi yarar sanıyorsunuz?
Hangi birini sayayım?
Siyasal literatürümüze ilk kez Menderes’in ‘Vatan Cephesi’ gibi bir savaş kavramını sokarak kurduğu, çatışmacı ‘Milliyetçi Cephe Hükümetleri’ni mi?
Derin devlet’in asıl onun zamanında gürbüzleşeceğini ve faili meçhuller’in giderek o sayede arttığını mı?
Sayısız askerî darbe karşısında omurgalı davranmayıp, hattâ sonraları onlardan yana bir tavra bile meyyal görünmeye başladığını mı?
Herhangi bir kişinin ölümüne sebep olmadıkları hâlde ‘Denizler’i astırmasının ne farkı var, küçüklerin yaşını büyütüp de astıran Kenan Evren’inkinden?
O değil miydi Meclis’te, sırf sosyalist olduğu için Çetin Altan’ı linç ettirmeye kalkışan?
Unutup da yalayıp yutacak mıyız, bir devre damgasını vurarak bugünkü açmazlarımıza temel teşkil eden bu düzendeki payını?
Sadece onu değil elbet.
Başkalarını da unutmayacağız!
Uçuk kaçık ‘sol’un, o günkü ‘Ülkücüler’in, yeraltındaki devletin, Öcalan PKK’sının ve ırk ya da din motifli daha onlarca örgütün terörünü de unutmayacağız!
Bütün bunlara mümbit ortamlar hazırlayan askerî darbeleri, bir vakitler siyasete dadanmış haris generalleri, şimdi ise despotizme hizmet veren yüksek yargının vesayetlerini de unutmayacağız.
Bunları unutmamak demek, kin ve intikam peşinde koşmamakla birlikte, her şeyi adlı adınca tüm gerçeğiyle yerli yerine koyabilmek demektir.
Meselâ, hem ordunun yüzyıllık darbeci geleneğinden şikâyet edeceksiniz, hem de onun o süreçlerdeki yönetici sınıfına dokunuldu mu, cayırtıyı koparacaksınız!
Ceza hukuku ile değil ama hiç değilse reformist bir ordu yapılanmasıyla antidemokratik unsurları tasfiye edecektiniz.
Aynı şeyi başta yargı sınıfı olmak üzere, devletin diğer bürokratik yapısında da uygulayacaktınız.
Ama siz bunun yerine, tüm sivil toplumu ve medyayı sustalı maymuna çevirmek için, kendi siyasetlerinize kul köle olacak bir devlet düzenini yeniden kurmayı tercih ettiniz.
Lâkin bunu siz bulmadınız. Bu zaten eskiden beri vardı.
Siz sadece zıvanadan çıkmaya iyi bir örnek olup, ihtiyaçlarınızı gene o eskiyle karşıladınız.
Bu kısırdöngü, yakın tarih bakımından özü değişmeden süregelen her türdeki ‘Demirelcilik’ten bir mirastır.
Evet, demokrasi deneme yanılma ile geliştirilen bir fenomen. Ne ki, toplumun kromozomlarında o ‘yeti’ yoksa, öykünerek üretilecek bir şey de değil ama.
Bu yüzden bedavadan ‘demokrasi kahramanı’ seçmenizi, bakarsınız yadırgamayabilir böyle toplum.
Çünkü aynı şeyi El Beşir bile yapıyor ülkesinde!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016