Osman CAN
Gericiliğini, “ilericiliği kendinden menkul” bir dil ile perdelemeyi iyi bilen birileri konuşuyor. Tarihi her defasında ıskalamışlığı eleştirel akıl gibi sunarken de, derin yapıya ilişkin eleştirimiz karşısında “Madem öyle referanduma neden evet dediniz?” diye itiraz eder.
Önceki bir yazımda “Yetmez ama evet” tutumunu şöyle açıklamıştım:
“Entelektüel, değişimden sonra da eleştireldir, yapıcıdır, yol göstermeye çalışır, meşruiyete duyarlıdır. Entelektüelin bu tutumu bir yandan frenlenmekten rahatsızlık duyanları rahatsız edebilir. Bir yandan değişim yorgunluğu çeken aktörler nezdinde kendisini sevimsiz kılar. Diğer yandan da sürekli değişimi talep etmesi, 'artık bu kadar değişim yeter' veya 'cari düzene daha fazla dokunmayalım' tarzı muhafazakârlıkları ciddi bir şekilde rahatsız eder. Evet, değişimi savunmak zordur. Referandumda 'yetmez ama evet' demenin 'yetmez' kısmı rahatsız edicidir.
Ama 'evet' kısmı daha da rahatsız edicidir.
Entelektüel değişimi savunurken, kimileri de 'yeni'nin mutlak bir 'iyi'lik olması beklentisine girer. Değişim, ancak mükemmel bir şey ise savunulabilir.
Oysa sosyal ve siyasal süreçler laboratuvar şartlarında yapılan deneylere benzetilemez. Hiçbir zaman değiştirmek istediğiniz düzen 'mutlak kötü', değişimden sonra ortaya çıkan düzen de 'mutlak iyi' değildir.
Demokrasi mükemmel işleyen, yargısı mutlak anlamda bağımsız, yönetimi mutlak surette halkın çıkarına gerçekleştiği, meclisinin mutlak ve yüzde 100 temsiliyet sağladığı, eşitliğin ve özgürlüklerin mutlak anlamda tamamlandığı, güvenliğin mutlak anlamda garanti edildiği bir sistem değil. Demokrasi risktir, rekabettir, inşadır, kimi zaman ormanda kaybolmaktır.
Faşizm, kendisine yapısal eleştiri ve başkaldırı yöneltmemiş olanlar için güvenlik sağlamış olabilir. Bu nedenle bunlar demokrasi riskini almaktansa, bu risklere dikkat çekerek faşizmin güvenli limanında kalmaya kendilerini ikna edebilirler. Faşizmin dışına çıkmadan yapılan muhalefet ile kariyeri kurtarabilirler. 'Evet' buradaki konforu bozuyor.
Sorun bu 'kimileri'nin kendilerini ikna etmelerinde değil, demokrasi riskine cesaret edenlere saldırmalarında, onların tercihlerini kriminalize etmelerinde, demokrasi gemisini batırmak için gerektiğinde faşizmin toplarına barut taşımayı entelektüel kariyerinin parçası olarak yüceltmelerinde...
12 Eylül Referandumu ile ülkeyi hapiste tutan gardiyan devre dışı bırakıldı. Ama demokrasi inşa edilemedi henüz. Sadece bunun imkânı yaratıldı. Şimdi çıkmaya başladık. Hapisten çıkıp yeni bir hayat kurmak zor. Hele 100 yıldır hiç normal bir hayat sürmemiş, son elli yılını da dipçik altında geçirmiş bir toplumun her şeyi eline yüzüne bulaştırması, hatalar yapması, bu süreçte zarar görmesi normal. Rehabilitasyon kolay değil. 'Yetmez ama evet'teki 'evet' hapishaneden kurtulma kararlılığının bir ifadesiydi.”
Yeniden hatırlatalım dedik.
Üstelik mücadelesini verdiğimiz durum, eski Anayasa Mahkemesi'nin açtığı “yeni hapishane yolu” değildi.
Bugün etik gardiyanlığı yapan başka birileri, toplumu ve Türkiye'yi,tarihi ve içinde bulunduğu coğrafyası ile bağlantısı koparılmış yeni bir mekana, etik dışı yöntemlerle,yeniden hapsetme gayreti içinde.
Desenleri, dekorları, yönetimi ve referansları değişmiş yeni bir hapishaneye...
Oysa toplum demokrasiyi inşa etmek için bu referanduma destek verdi.
Sosyal ve ekonomik yönden farklılaşmış bu toplumu, %20-25 civarında desteğe sahip Kemalistler kontrol edemedi. Meşruiyeti çok daha düşük olmasına rağmen, sırf dini bazı referanslar kullanıyor diye, daha totaliter ve mutlak itaate göre dizayn edilmiş batıni yapıların kontrol etmesi de bir hayalden öteye geçemez.
Ancak çoğulcu bir yargı ve demokratik bir anayasal düzen inşa etmediğimiz sürece, dekorları ve gardiyanları farklı hapishaneler çemberinden kurtulmamız da mümkün değil.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015