Şahin ALPAY
Komşu Yunanistan'da 2009'dan bu yana trajik boyutlarda bir ekonomik kriz yaşanıyor. O günden bu yana alınmaya çalışılan önlemler ne yazık ki fayda etmedi, kriz daha da büyüdü. Ülkenin 2002'de, ilk 11 üyeden hemen sonra katıldığı Avrupa para birliğinden ayrılıp ayrılmayacağı tartışılır hale geldi.
Kendi iç sorunlarımızla meşbu olduğumuz şu günlerde Yunanistan'da yaşananlara ilgisiz değilim. Yunan halkına derin bir dostluk duyuyorum. Kendimi en çok evimde hissettiğim yabancı ülke Yunanistan. Birçok Yunanlı dostum var. Türk – Yunan Dostluk Derneği, Defne'nin kurucu üyesiyim. Bu dostluk ve sempati duyguları, tabii ki, yaşanmakta olan krizin baş sorumlusunun Yunanlıların kendileri olduğunu görmeme engel değil. Ne yazık ki, komşumuz üyesi olduğu AB ölçüleriyle bir piyasa ekonomisi kuramadılar. AB'den aldıkları yardımlarla ülkeyi imar ettiler; fazla bir şey üretmeden, borç alarak oldukça iyi yaşadılar. Şimdi sıra borçları ödemeye gelince, zorlanıyorlar. Kriz özellikle dar gelirlileri ve emeklileri büyük sıkıntıya sokuyor.
Yunanistan'da yaşanmakta olanlarla ilgili en anlamlı analizi, dünyanın önde gelen iktisatçılarından biri olan Daren Acemoğlu yaptı: “Ülke, Euro Bölgesi'nde kalsa da, kalmasa da ekonomisi küçülmeye devam edecek. Bunun en önemli nedeni, üretkenliğin çok düşük olması. Özel sektörün çoğunda, dünya piyasalarında rekabetçi olabilecek biçimde üretilen çok az şey var. Euro Bölgesi dışındaki ekonomilerin başvurabileceği, paranın değerini düşürme yolu da kapalı olduğu için ülke çok zorlu bir zamandan geçiyor… Doğrusu şu ki, Yunanistan, kaynaklarının çok üstünde tükettiği için bir şekilde gelir düzeyi, hayat düzeyi düşmek zorundaydı. Bu ciddi düşüşün de sorumluluğu politikacıların üzerindeydi. Ama politikacılar, ‘Biz gerçekten çok büyük hatalar yaptık, durmadan bu paralarla devlet sektörüne çalışmayan insanlar aldık, vergi toplamadık, şimdi de bunun bedelini vermek zorundayız' demek yerine, ‘Bak bize Almanlar neler yaptırıyorlar…' demeyi tercih etti. Medya da bunu destekleyince, Yunanistan'da alternatif bir gerçeklik ortaya çıktı. Yüzde 61'in hayır demesinin bence en büyük nedeni, bu alternatif gerçeğin Yunanistan halkı tarafından benimsenmesi…” Acemoğlu'na göre Yunan krizi daha en az 10 yıl sürecek. (Agos, 09.07.2015)
Ne var ki içine düştükleri durumun tek sorumlusu Yunanlıların kendileri değil. Yunanistan, hazır olmadığı halde 1981'de AB'ye üye yapıldı; kısmen yeniden askeri diktatörlük altına girmemesi için, kısmen de (Kıbrıs sorunu dolayısıyla) algılanan “Türk tehdidi”ne karşı bir güvence olarak… AB bununla yetinmedi, 2002'de Yunanistan'ı hiçbir şekilde hazır olmadığı halde para birliğine de kabul etti. (Bu amaçla ekonomik göstergelerde tahrifat yapıldığı sonradan ortaya çıktı.) Ekonominin zaafları ortada olduğu halde kredi muslukları cömertçe açıldı. Bugüne kadar uygulanan kurtarma paketleri de, anlaşılan, esas olarak Alman ve Fransız bankalarının alacaklarının ödenmesine gitti; ekonominin canlandırılmasına hizmet etmedi. AB'nin Yunan trajedisindeki sorumluluğu daha da derinde. Para birliği çok erken ihdas edildi. Mali birlik olmadan para birliği olamayacağını, siyasi birlik olmadan da mali birlik olamayacağını işin ta başından itibaren uyaranlar vardı. Bütün bu nedenlerle AB, ekonomik sıkıntılar yaşayan üye ülkelerin sorunlarına kayıtsız kalamaz. Para birliğinden çıkmasının AB'ye bedeli daha büyük olacağı için de, bunun nasıl olacağı konusunda kimsenin iyi bir fikri olmadığı halde, er geç Yunan krizine bir çare bulunacağı anlaşılıyor. Muhakkak ki arzu edilen, yanlışlardan ders alınması ve gerek Yunanistan'ın, gerekse AB'nin krizden güçlenerek çıkması.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020