Yalçın AKDOĞAN
Siyasi konularda mübalağa yapmak, ifrat ve tefrite düşmek, kategorik davranmak çoğunlukla yanlışa sebep olur. Küçük bir hakikati genellemek, bir ton hasenatı bir kilo seyyiata feda eder. Aynı şekilde küçük emareleri görmezden gelmek de elbette farklı sıkıntılara kapı açar. Bu yüzden 'itidal', 'adalet' ve 'hakkaniyet' kavramlarını ölçü yapmak gerekir.
AK Parti iktidarına yönelik muhafazakar medyadan veya daha yakın görünen kesimlerden gelen eleştiriler için de bu ölçü geçerlidir. Sürekli haksız suçlamalara, saldırılara, iftiralara, karalama operasyonlarına ve psikolojik harekata maruz kalan bir iktidarı eleştirmek elbette eğer doğru yöntem ve doğru bir dil'le yapılmazsa yanlış algılara sebep olabilir. Algı kayması da oluşabilir, istemediğiniz yerde konumlanma da…
Muhafazakar medyada hükümeti uyaran, eleştiren, ikaz eden bir çok yazı kaleme alınıyor. Çoğunluğu samimi ve hasbi bir özellik taşıyor, yapıcı bir katkı yapmayı hedefliyor. Dostane uyarılar, hasbi eleştiriler hiç de 'çatlak ses, saldırı, fitne, düşmanlık' falan gibi algılanmıyor. Bu konuda bir önkesme, susturma, etkisizleştirme gibi bir çaba da yok…
Son olarak İhsan Dağı, iktidarı eleştiren iki yazı kaleme aldı… Dağı, bazı eleştiri yöneltenlerin PKK muhibbi olarak yaftalandığını, bazılarının ise 'onlar dindar değil' diyerek ekarte edildiğini, çeşitli şekillerde itibarsızlaştırıldığını söylüyor. Doğrusu, eleştiri yöneltenlerin suçlanması, yaftalanması, etiketlenmesi son derece yanlış olur. Ben böyle vahim bir tablo göremiyorum. Ama PKK'nın her türlü katliamlarına, zulüm ve baskılarına sessiz kalıp, PKK'yı mağdur gösteren, hükümeti ise rahatça yerden yere vuran kişiler olduğu da aşikar… AB reformlarına alkış tuttukları halde dindar hak-özgürlük meseleleri gündeme gelince seçkinci kesilenlerin bunu bir toplumsal dayatma gibi lanse ettiği de malum. Bir de AK Parti iktidarıyla ilişkili alanların içindeyken sessiz kalıp, dışında kalınca sesini çıkaranlar, kıyamet tellallığı yapanlar var. Söylenenlerden ziyade bu tavrın rahatsızlık uyandırdığı da düşünülebilir…
İhsan Dağı'nın PKK muhibbi veya dindar haklarından rahatsızlık duyacak bir kişi olmadığını bildiğimize göre, hiç katılmasak ve yanlış bulsak da onun görüşlerini dikkate almak gerektiği düşünülebilir.
Dağı, muhalefet etmenin giderek zorlaştığını söylüyor. Bu kanaatinde hükümetin suçlu olduğu yargısı hakim. Çünkü ona göre hükümet çoğunluğun desteğini arkasına alarak topluma tercih dayatıyor, bir nevi postmodern otoriterlik tesis ediyor.
Ona göre hükümet, 'alternatifi olmayan, yani demokratik denetim mekanizmasından vareste bir iktidar' ve sahip olduğu büyük gücü kendisine alternatif oluşturacak bir muhalefetin denetimi olmadan kullandığından sıkıntılı bir durum var.
Muhalefetin zayıflığı, alternatif olamaması, hükümetin bir sorunu olarak görülüyor. Muhalefetin çapsızlığının ve beceriksizliğinin faturası adeta AK Parti'ye kesiliyor. Muhalefetin zayıf olduğu için AK Parti'nin sınırsız, kuralsız, müdahaleci ve dayatmacı davrandığı tezi hiç de doğru değil. AK Parti bugüne kadar Kıbrıs'tan AB'ye, Kürt meselesinden yargı reformuna kadar bir çok alanda önemli adımlar attı, bunların hiçbirinde muhalefetin yapıcı bir katkısı veya rolü olmadığı halde reformdan geri durmadı. Hükümet, 10 yıldır yolsuzluğa bulaşmadan devasa yatırımlar yapıyor, bunların hiçbirinde muhalefetin denetim eksikliğinden yanlış yollara sapmış değil. Başından bu yana AK Parti toplumsal desteğe ve siyasi güce sahip olmasına rağmen müdahaleci, dayatmacı, baskıcı bir karaktere bürünmedi.
Dağı ikinci olarak şunu söylüyor: "Kemalist vesayet düzenine ve onun militarist uzantılarına muhalefet etmek hiç de zor değildi. Rejimin ideolojisi arkaik, toplumsal desteği cılız, kurumları dökülüyordu". Buradaki zorluktan kasıt sanırım, malzeme bulma zorluğu çekmeme anlamındadır, çünkü o zaman eleştirilecek çok konu vardı ama devletin gücü, muhalefet etmeyi gerçekten zorlaştırıyordu. Şimdi ise toplumsal desteğe sahip, kurumları fonksiyonel, önemli icraatlar yapan bir hükümet var. Bunu eleştirmek elbette zor, çünkü eleştirilecek konu bulmak kolay değil. Sırf eleştirmek için eleştirmek ne kadar manasızsa, hala vesayetçi anlayışla mücadele eden ve demokratikleşme sürecini ilerletmeye çalışan hükümete 'devletçi, otoriter, milliyetçi, statükocu' gibi laftalar yakıştırmak da hiç adilane değil.
Hükümetin eleştirilebilecek bir çok eksiği, yanlışı elbette olabilir ve bu her zaman olacaktır. Bunları eleştirenler de hiçbir zaman vatan haini, AK Parti düşmanı falan olarak da görülemez. Ancak Dağı'nın da 'muhalefet dili'ne vurgu yaptığı gibi, geçmişten daha farklı muhalefet dili geliştirmek, geçmişteki pozisyonlara düşmeyecek bir tarzda eleştiri yöneltmek gerekiyor. Bu hassasiyet, hükümetin eleştirenleri farklı bir yerde konumlandırmasından öte, hâlâ varlığı devam eden ve sivil siyasete karşı mücadeleyi sürdüren odakların ekmeğine yağ sürmemek için gerekli…
YASİN DOĞAN
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019