Yaşar YAKIŞ
Kıbrıs sorunu ile yakından ilgili çevreler bu sorunun çözümünde 2016 yılında önemli gelişmeler olacağını ısrarla ifade etmektedirler.
Buna Türkiye'nin Avrupa Birliği Bakanı, Başbakanı ve Cumhurbaşkanı da dahildir. Şimdiki denemeyi geçmiştekilerden ayıran tek anlamlı fark müzakereyi yürüten liderlerdir. Nitekim Kıbrıs Rum kesiminin lideri Nicos Anastasiadis, 24 Nisan 2004'te Annan Planı Kıbrıs'ta referanduma sunulduğu zaman olumlu oy verilmesi yönünde kampanya yürütmüştü. Gerçi şimdi Türk kesiminden Annan Planı'nda yer alanlara nazaran daha fazla taviz istiyor. Buna gerekçe olarak da Kıbrıs Rum halkının o planı reddetmiş olmasını gösteriyor. Ona göre Kıbrıslı Rumlara Annan Planı'ndakilerden daha fazla tavizler vermek lazım ki bu kez olumlu oy versinler.
Geçmişte çözümü desteklemiş olan bir liderin şimdi Güney Kıbrıs'ta cumhurbaşkanı olması pek tabii ki önemli bir faktördür. Ancak Güney Kıbrıs'ta çözüme karşı çıkan kilisenin aynı kilise olduğunu ve Türklerle birlikte yaşamayı yeğleyen Kıbrıslı Rumların halen azınlıkta olduğunu ve azalmaya devam ettiğini unutmamak gerekir.
Kıbrıs konusundaki müzakereler çok çetrefil ve zor başlıklar içermektedir. Yönetim ve Güç Paylaşımı, Ekonomi ve AB ile İlişkiler, Mülkiyet, Harita, Güvenlik ve Garantiler, Dönüşümlü Başkanlık bu başlıklardan bazılarıdır. Güvenlik ve Garantiler başlığı Türk askerinin adada kalıp kalmayacağı, kalacaksa hangi büyüklükte bir birliğin kalacağı konusunu da içermektedir ve Türkiye'nin doğrudan doğruya taraf olacağı konulardan biridir. Aynı zamanda, Kıbrıs Türk ve Rum kesimleri arasındaki önemli görüş ayrılıklarından biri de budur. Bu iki kesim bir görüş birliğine vardıktan sonra, ayrıca, Türkiye'nin tutumunun ne olacağına da bakmak gerekecektir. Çünkü Türkiye Kıbrıs Devleti'nin üç kurucusundan biridir. Öteki iki kurucusu İngiltere ve Yunanistan'dır. Bu üç ülke, 1959-60 Londra ve Zürih anlaşmalarına göre, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün garantörüdür. Türkiye gelişmeleri yakından izliyor ama Kıbrıslılararası müzakerelerde tünelin ucu görünmeden kendi tutumunu açıklamaya gerek görmüyor, müzakerelere her türlü desteği vermeye devam edeceğini belirtmekle yetiniyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004 yılında Kıbrıs'taki Türk seçmenleri, Annan Planı'na olumlu oy vermeye teşvik etmişti. Bu o tarihte büyük bir siyasi riskti. Çünkü gerek anavatan gerek Kıbrıs Türkleri Annan Planı'nın Rum tarafına fazla taviz verdiğini düşünüyorlardı. Ancak Sayın Erdoğan o günkü koşullarda Annan Planı'nın olabilecek en dengeli çözüm olduğuna inandığı için Kıbrıslı Türkleri Annan Planı'na olumlu oy vermeye teşvik etti.
Avrupa Birliği (AB) de Annan Planı'nı hararetle desteklediği için, Sayın Erdoğan'ın böyle hareket etmesi ve Kıbrıs sorununun bu plan çerçevesinde çözümlenmesi Türkiye'nin AB yolunu da açacaktı. Ancak beklenen olmadı. 24 Nisan 2004'te düzenlenen referandumda Kıbrıs Rum kesimi Annan Planı'na olumsuz oy verdi. Böylelikle Kıbrıs sorununun çözümü de suya düşmüş oldu. AB, Kıbrıs Rum kesimini yine de AB'ye aldı ve Kıbrıs Türk kesimini dışarıda bıraktı. Bu gelişme Sayın Erdoğan'ın gözünde Avrupa Birliği'nin güvenilirliğine büyük bir darbe vurdu. O hayal kırıklığının Sayın Erdoğan'da nasıl bir etki bıraktığını söz sırası ona geldiği zaman göreceğiz.
Geçmişte Kıbrıs sorununun çözümlenmesine birkaç kez çok yaklaşıldı. Ancak çözüm bir türlü gerçekleşmedi. Başarısızlığın başta gelen nedenlerinden biri Kıbrıslı Türklerle Rumların karşılıklı olarak birbirlerine güvenmemeleridir. 2004 yılından itibaren çözümü zorlaştırıcı bir unsur daha var. O da Avrupa Birliği'nin Kıbrıs Rum kesimini üyeliğe kabul etmiş olmasıdır. Rum kesimi AB'ye girdikten sonra bu üyeliğin avantajlarını Türk tarafı ile paylaşmak istemiyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Kıbrıs sorunu çözümlenmeden Kıbrıs'ın AB'ye alınmasının bir hata olduğunu, iş işten geçtikten sonra, kabul etti. Bakalım şimdi bu hatayı düzeltmek için AB çaba sarf edecek mi? Çaba sarf etmezse, bu kez de hayal kırıklığı ile karşılaşabiliriz.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020