Yıldıray OĞUR
Stigmalaştırmak. Damgalamak. İnsani olmaktan çıkarmak. Hedef haline getirmek, şeytanlaştırmak. Ve sonra da gönül rahatlığıyla, vicdanı hiç sızlamadan artık bir stigma olan hedefi vurmak.
Son örneği Zaman gazetesi yazarı Harun Odabaşı'nın Star gazetesi yazarı Elif Çakır hakkında attığı tweetti: "Paranın bir gazeteciyi nasıl dönüştürdüğünü aslen Alevi olan Elif Çakır üzerinden analiz edelim.”
Adanmış ruhlarla, bir gülümseye servetini seren fedakârlıklarla övünen bir cemaatin kendisi dışındaki tüm hareket eden varlıkların davranışlarını parayla açıklaması herhalde cümlenin en masum tarafı.
Bu da yetmez, aslen Alevi olmak da kötülüğün kaynakları listesinin başına yazılır. Böylece “kötülüğü” açıklamak için siyasete, sosyolojiye falan ihtiyacınız kalmaz, kötülüğün kaynağını kimlikte, özde bulduğunuzda bir sürü dertten aynı anda kurtulursunuz.
O artık sizin anlamaya çalışacağınız, diyalog kuracağınız bir hasmınız değil, kötü özü yüzünden iflah olmayacağı için yok edilmesi gereken düşmanınızdır.
Abdullah Öcalan’ın asıl adının Agop Agopyan olduğunu söylediğinizde, yakalanan PKK’lıların kaçının sünnetsiz olduğunu ilan ettiğinizde Kürt meselesi gibi zor bir mesele hakkında izahat vermek, sorgu suale çekilmekten kurtulmuş oluyordunuz.
Bunun şahikasına 2008’in sonlarında Silivri’de Ergenekon duruşmalarını izlerken Veli Küçük’ün savunması sırasında tanık olmuştuk. Üzerine gelen tüm cisimlere “Ermeni” diyen biri vardı karşımızda.
Ama bundan daha kötüsü herhalde o Veli Küçük tarafından Ermeni düşmanlığı ve ırkçılıkla suçlanmak olmalı. Hem de bir Talat Paşa Komitesi üyesinin eliyle.
Talat Paşa Komitesi üyesi, Aydınlık yazarı Hikmet Çiçek “Ben Veli Küçük” diye bir kitap yazdı. Çiçek’in aynı davada yargılandığı Veli Küçük’le konuşarak yazdığı kitap her bakımdan ilginç. Mesela kitaptan Veli Küçük’e ne poliste, ne savcılıkta ne Hrant Dink, ne JİTEM hakkında tek bir soru bile sorulmadığını öğreniyorsunuz.
Kitabın en ilginç bölümü ise Veli Küçük’ün kendisiyle ilgili “aslen Ermeni” olduğu iddialarına verdiği cevap. Chronicle Dergisi’nde ilk kez çıkan sonra Zaman gazetesi tarafından haberleştirilen iddia üzerine Küçük, tazminat davası açmış ve davayı kazanmış.
Ama bununla yetinmeyen kitap, Mehmet Baransu ve Tuncay Opçin imzalı Pirus/Devrşirme Orduların Son Savaşı kitabından alıntılar yaparak yazarlarını ırkçılıkla suçluyor.
Kitabın o bölümünü alıntılayalım:
* "28 Şubat sürecinin ünlü aktörleri, perde önünde görünen isimleri gerçekten de oldukça tartışmalı soy kütüklerine, akrabalık ilişkilerine ya da bağlantılarına sahiplerdi. İzmir Bucalı Çevik Bir, gerçekten de Selanik kökenliydi ve köken itibarıyla Sabetaycıydı."
"28 Şubat'la birlikte başlayan dönemin en önemli isimlerinden ve ideologlarından İlhan Selçuk'un annesi Ermeni'ydi
"Doğu Perinçek ise Erzincan'ın Apçağa köyündendi. Köyde bir zamanlar Ermeni Perinçoğulları yaşıyordu."
"Yalçın Küçük ise hem İbrani kökenliydi hem de dedesi vatana ihanetten yargılanmış, tescilli bir Fransız işbirlikçisiydi. Aynı zamanda Yaşar Büyükanıt'la da akrabaydı."
"Levent Göktaş ise baba tarafından Ermeni, anne tarafından Rum'du.
"Veli Küçük de iddialara göre Ermeni kökenliydi. Türk ordusunda Ermenice konuşabilen birkaç subaydan biriydi. Küçük'ün Ermenice bildiği subay arkadaşları tarafından da biliniyordu. Soranlara Ermeniceyi komşularından öğrendiğini söylüyordu. Oysa çocukluğunu geçirdiği köyde, resmî kayıtlara göre tek bir Ermeni bile yaşamıyordu. Osmanlı kayıtlarına göre ise Bilecik'in Türkmen köyü tamamen Ermenilerin yaşadığı bir köydü."
Şimdi kitabın adının neden "Devşirme Orduların Son Savaşı" olduğu anlaşıldı mı? Baransu ve Opçin'e göre Ergenekon, Balyoz gibi davaların sanıkları aslında Türk değil. Ya Ermeni, ya Rum, ya da Yahudi... Bu nedenle Silivri'ye gitmeleri normal. Türk ve Müslümanlar; Veli Küçük, Doğu Perinçek gibi Ermenileri temizliyor.
Açıkça ırkçılık yapan bu kitabın…" *
Burada keselim Veli Küçük ve bir Talat Paşa Komitesi üyesi tarafından ırkçılıkla suçlanmanın ötesi yok çünkü…
***
Malzemeyi çoğaltmak mümkün. Şimdilik elimizde sadece bir tweet ve bir kitap var. Başka bir kitaptan daha alıntı yapalım. 2006 basımı Erhan Başyurt imzalı “Ermeni Evlatlıklar-Saklı Kalmış Hayatlar”dan. Kitabın tanıtım yazısı önce:
“Birçok Kürt isyanının arkasında Ermeni evlatlıklar mı vardı? Ermeni evlatlıklar, Gregoryan dini inançlarını sürdürerek ve iç evlilikler yaparak?! Kripto Hıristiyanlar ya da Gizli Ermeniler olarak varlıklarını nasıl korumuştular? Sol terör örgütü TİKKO ve PKK içerisinde etkin konumda bulunan 'Gizli Ermeniler' neden daha çok Alevi ve Kürt kimliklerini tercih ediyorlardı? Mevcutluğu halen tartışılan 'Gizli Ermeniler', Türkiye Cumhuriyeti karşıtı bölücü ve yıkıcı terör örgütlerine niçin katılıyorlardı?”
Bu da kitabın içinde bu “sözde” sorulara verilmiş cevaplardan biri:
"İster öç alma ister farklı sebepler olsun, PKK içerisinde yer alan 'Ermeni Dönmeler' ve 'Gizli Ermeniler' ile örgüt arasında bir bağ olduğu kesin. PKK Başkanlık Konseyi üyesi Nuriye Kespir, Merkez Komite üyeleri Bekir Bakırcıoğlu ve Musa Haciyav'ın da sözü edilen Ermenilerden olduğu konusunda güçlü deliller var."
Kitabın Aksiyon’da çıkan tanıtım yazısı ise en kült olanı: “Bölücü Ermeniler en fazla PKK içerisinde yer aldı. Operasyonlar sonucunda öldürülen teröristlerin bazılarının sünnetsiz olması ve boyunlarında haç taşıdığının tespit edilmesinden sonra terör örgütü önemli bir sarsıntı geçirmiş, buna karşı din kartını kullanarak kaybettiği itibarını toparlamaya çalışmıştı. Ama bu hiçbir zaman güven veren bir çalışma olmadığı gibi PKK'nın ardından bıraktığı 'Ermeni dölleri' lakabını da silemedi. Buna rağmen Ermeni-PKK münasebetleri yine devam etti” (13 Şubat 2006)
Kitaptaki -ki kitap çıktığında hayatta olan- Hrant Dink’in TİKKO içine Fırat adıyla girmiş bir militan olarak iki askeri öldürdüğü gibi iddialara hiç girmiyoruz.
Birkaç tane daha. Bu da aynı camiaya yakın eski polis hocasından: “İlker Başbuğ Kapani, Yaşar Büyükanıt ise Karakaş önermesinin ne kadar doğru olup olmadığını ben elbette bilemem. Merak ettiğim ise Işık Koşaner’in nerede durduğu?”
Hanefi Avcı’ya göre Emniyet İmamı olan Yusuf Gezgin takma kod adlı kişinin yüzlerce benzeri olan yazılardan da Kürt sorununu kafasında çözüverdiği anı ekleyelim listeye: “Acaba kripto Ermeniler asker içine girerek Kürtlerden, PKK içine girerek Türklerden mi intikam alıyorlar? (Nasıl olsa ölenler Türk-Kürt Müslüman Anadolu insanı oluyor.)”
Kürt sorununu Kripto Ermenilere bağlayan 90’ların devletinden reenkarne etmiş cümleleri şimdi görevden alınmış Kürt meselesinde yaptığı çıkışla epeyce de takdir toplamış bir Emniyetçiden, yine şimdi görevden alınmış ünlü savcıdan hayretle duymuş olduğumu da listeye ekleyelim. Böylesine düşmanlaştırmanın stigmalaştırmanın sonucunun KCK davaları, Şevkat Tepe olması herhalde şaşırtıcı değil.
Tabii düşman değişince eski “kripto” stigması işe yaramıyor. Stigmayı değiştirip, yola devam edilmeli. Düşman AKP’liler, MİT. Yeni stigma ise Persliler…
Twitter’a girip Pers yazdığınızda ortaya çıkan tablo ancak ırkçılık sözcüğüyle açıklanabilir.
Camiaya yakın irantehlikesi.com sitesine bu külliyatın Sion Protokolleri demek hakkı teslim etmek olur ancak. Siteden küçük bir alıntı: “Çok açıktır ki, Şiilik, İslam aleyhine büyümüş bir kanser tümörü olarak, bünye tarafından kabul edildiği ölçüde öldürücüdür. Onun bünye tarafından kabul edilmesini isteyenler, gafil değillerse İslam’a ihanet içindedir.”
Bu da Kanada’dan yazdığını söyleyen Faruk Arslan’dan: "Persler ülkemize 'Muta nikahı' ile bal tuzağı kurarak 7000 kadın soktu. AKP’nin İran sevdasını ideolojik sanıyordum, meğer masa kasa nisaymış. Meğer son 12 yılda bizi Perslileştirip köşeye yatırmışlar da haberimiz olmamış. AKP öldü sandığım Persleri ayağa kaldırmış."
Ve son emekli savcı köşe yazarından: “Başka istihbarat hamlelerine gerek bile kalmadan sadece Acem bal tuzağıyla, merkezî istihbaratınızdan devlet kademelerine kadar yüzlerce stratejik noktada, Acemlere prangalı köstebekler peyda olur. Ve ne olur biliyor musunuz? Darbecilerden daha da vahşi bir şekilde bu ülkenin gövdesini kemirirler ve ülkenizi Acem şeytanlarına teslim ederler.”
Veli Küçük’ü bile isyan ettiren bir ırkçılıkla karşı karşıyayız. Tabii tüm bunlara yine de koskoca bir cemaat hakkında hüküm verilemez. Özellikle İslami kesimin mütemmim cüzü olmuş bu söylemle arasına mesafe koyduğunu deklare etmiş, Hristiyanlarla, Alevilerle iletişime geçmiş bir cemaatten bahsediyorsak.
Ama ortaya siyasi bir aktör olarak çıktığınızda sadece görünmesini istediğiniz değil, sakladığınız bütün yüzleriniz merak uyandırır ve didiklenir. Sürekli AB kriterlerini hatırlatıp, hükümete yakın isimlerden gelen tüm anti-semitik, batı düşmanı lafları İngilizce tweetleyerek belki bir süre örtmek mümkündür bunu. Ama bütün liberal şallar, hoşgörülü şık perdeler kalktığında, demokrat sıvalar eşelendiğinde ortaya eski Türkiye’den miras kalmış bu çok tanıdık yüz çıkıverir.
Çünkü bu şeytanlaştırma Ergenekon ve benzer davalarda son olarak da AKP’yle olan kavgada düşmanı yok etmede her şeyi meşru hale getiren bir mekanizma olarak işliyor.
Aynı şeyin, bununla yüzleşmeyi teklif edenleri de bekleyen bir kader olduğunu herhalde hatırlatmaya gerek yok. Bazen “aslen Alevi” ilan edilerek, bazen daha ucuzuna kaçıp “parayla satın almışlar”ı ortama salarak…
“Kütüğümün” kaynağı üzerine küçük bir ipucu verebilirim: Köyümüzün adı Kuzandonoz.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025