Yıldıray OĞUR
14 Mayıs 2020 günü Van’da koronavirüs sürecinde zorunlu olarak evde kalanlara yönelik devletin ve belediyelerin yardım faaliyetlerini yürüten Vefa Destek Grubu üyelerine, PKK’nın düzenlediği terörist saldırıda iki çalışan hayatını kaybetti.
Aynı günün gecesinde ajanslar Adana’dan bir haber geçmeye başladılar:
“Adana'da Vefa Yardımlaşma Grubu'na saldırı” (AA, İHA, DHA), Adana Vefa Grubu’na yumruklu saldırı (TRT Haber).
Haberlere göre saldırganlar yakalanmıştı. Ama önce kalabalık bir grup olduğu söylenen saldırganlardan nedense sadece dördü gözaltındaydı.
Sosyal medyada ‘Van’dan sonra Adana’da da Vefa Yardım Grubuna alçak saldırı” diye verilen olayın ne olduğuyla ilgili ilk resmi açıklama ertesi gün Adana Valiliği tarafından yapıldı:
“14.05.2020 günü saat 22.00 sıralarında Yüreğir Kaymakamımız Oğuzhan Bingöl’ün katılımı ile Yüreğir Kaymakamlığının önünde Vefa Sosyal Destek Grubu tarafından gerçekleştirilen yardım dağıtımı sırasında, kim olduğu bilinmeyen 4 saldırgan şahıs, Vefa Sosyal Destek Grubu’nun çalışmasını engellemeye yönelik sözlü ve fiziksel saldırıda bulunmuştur. Bunun üzerine Yüreğir Kaymakamı ve koruma polisi ilgili saldırgan şahısları uyarmış, ancak şüpheli şahıslar tarafından kendilerine hakarete devam edilmiş ve koruma personeli saldırı sonucunda yaralanmıştır.
Olayın ardından güvenlik birimlerimizce yakalanan şüphelilerden birinin CHP Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım olduğu anlaşılmış olup, ilgili şahıslar; 15.05.2020 günü adli makamlara sevk edilmiş ve şahıslardan 3’ü savcılık tarafından sorgulandıktan sonra, 1’i ise tutuklanma talebi ile sevk edildiği mahkeme tarafından salıverilmiştir.
İlçesinde yürüttüğü başarılı çalışmalarıyla bilinen ve vatandaşlarımızın da takdirini kazanan başta Kaymakamımız Oğuzhan Bingöl olmak üzere, Covid-19 salgın sürecinde ilk günden itibaren mesai mefhumu gözetmeksizin ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi ilimizde de adeta destan yazan Vefa Sosyal Destek Grubu’muza yapılan bu çirkin saldırıyı şiddetle kınıyor, olayda yaralanan koruma polisimize acil şifalar diliyoruz.”
Valilik açıklaması üzerine haberlerin başlığı “Vefa Grubu’na saldıran CHP’li çıktı” ya dönüştü.
Hatta şöyle bir başlık bile atıldı: “Vefa Grubuna bir saldırı daha! Bu kez PKK’lılar değil, CHP’liler” (A haber)
Valilik açıklamasındaki “kim olduğu bilinmeyen 4 saldırgan şahıs”tan biri CHP Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım’dı, peki ya diğer üç kişi kimdi?
Aslında valiliğin açıklamayı yaptığı sırada kim olduklarını bilmemesine imkan yoktu. Bu üç kişi de gece emniyette sorgulanmış, sabah mahkemeye çıkarılmışlardı.
Valiliğin bilmezlikten gelip “kim olduğu bilinmeyen saldırganlar” dediği diğer üç kişi Eren Yıldırım’ın annesi, babası ve 17 yaşındaki erkek kardeşiydi!
Yıldırım ailesi olayın önünde gerçekleştiği kaymakamlık binasının 200 metre ilerisinde oturmaktaydı. Havaların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği o gün bütün aile iftardan sonra ayaklarında terliklerle yürüyüşe çıkmışlardı.
Kaymakamlık önünde o akşam ne yaşandığını en sona bırakarak devam edelim.
Bu dört kişilik çekirdek aile ilerleyen saatlerde gözaltına alındılar.
Suçlamalar ağırdı: Halkı kin ve düşmanlığa tahrik, aşağılama, kişilerarası konuşmalarının dinlenmesi ve kayda alınması, kamu görevlisine mukavemet.
Haberin duyulması üzerine CHP’ye yakın avukatlar ve CHP Adana Milletvekili Orhan Sarıbal emniyete geldi. Bu sırada Adana Emniyet Müdürü de emniyet müdürlüğüne gelerek iki saat boyunca kaldı.
Aile o geceyi gözaltında geçirdi.
Ertesi gün ailece savcılığa sevk edildiler. Savcılık, Eren Yıldırım’ın annesi, babası ve kardeşini serbest bırakırken, Yıldırım’ı ‘memura mukavemetten’ tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti.
Ama gece gözaltına alınırken sıralanan suçlamalardan mahkeme önünde sadece bir tanesi (memura mukavemet) kalmıştı. Suçlama, tutuklama gereken katalog suçlardan da değildi.
15 Mayıs günü öğle saatlerinde mahkeme Eren Yıldırım’ı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.
Adana medyasında çıkan haberlere göre konu valilik ve siyasetçiler arasında yapılan görüşmelerle daha fazla büyütülmeden kapatılmıştı.
Ama tam olay kapanmıştı ki akşam saatlerinde AK Parti Adana İl başkanı bir dizi tweet atmaya başladı.
İl Başkanı, “6-7 kişilik bir grubun Yüreğir Kaymakamı ve yardım ekibine fiziki ve sözlü olarak saldırdığını” iddia ediyor şöyle diyordu:
“Olay sıradan bir olay değildir. Milletimiz için fedakarca çalışan bir ekibe saldırıda bulunulması asla kabul edilemez. Milletimizin takdir ve teveccühünü kazanmış Vefa Sosyal Destek Grubuna bu menfur saldırıyı yapanlar, sadece devletimizin bir kuruluşuna değil, milletimize uzanan yardım eline saldırmıştır. Bu zorbalığın ve alçaklığın, hukuk çerçevesinde sonuna kadar takipçisi olacağız."
Ardından Adana Milletvekili olan AK Parti sözcüsü Ömer Çelik de benzer tweetler attı:
“Adana'da vatandaşlarımız hizmet götüren Vefa Sosyal Destek Grubu'na yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Adanalılar böyle eşkıyalıklara izin vermez. Adanalılar eşsiz, Adanalı vefası ile Vefa Sosyal Destek Gruplarına sahip çıkacaktır. Bu vefakarlığa saldıran eşkiyalar Adanalılar’ın gözünde asla “ADANALI OLAMAZLAR.”
Bu tweetleri AK Parti milletvekilleri, belediye başkanları, partinin farklı illerdeki örgütlerinin mensuplarının ve tabii sosyal medya trollerinin de benzer içerikli tweetleri izledi.
Bütün gece #AdanadaCHPzorbalığı hashtagiyle tweetler atıldı.
Ertesi gün (16 Mayıs) AK Parti Adana İl Başkanı Yüreğir Kaymakamlığı’na geçmiş olsun ziyareti yaptı “Eşkiyalıktır bu. Bu kişilerin serbest bırakılması onların suçsuz olduğu anlamına gelmez. Bende bir hukukçuyum. Burada hukuki süreç devam ediyor” dedi.
Aynı saatlerde mahkeme savcılığın itirazı üzerine Eren Yıldırım hakkında yeniden tutuklama kararı çıkardı.
Birkaç saat sonra 1915 Çanakkale Köprüsü’nün kulelerinin son blokunun montaj töreninde, bütün televizyonların canlı yayınladığı bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözü Van’daki terör saldırısından Adana’ya getirdi ve şöyle dedi:
“İçişleri Bakanlığımızın sokağa çıkma kısıtlamasından etkilenen vatandaşlarımıza hizmet için oluşturduğu Vefa Hizmet Destek Grupları’na yapılan saldırılar da aynı alçak zihniyetin ürünüdür. Önce Van’ın Özalp ilçesinde PKK’nın yaptığı ve ipini bu örgüte teslim etmiş olan HDP’lilerin de işin içinde olduğu anlaşılan bir terör eylemi yaşandı. Yardım götüren vefa grubuna PKK’lı teröristler uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Vefa grubu üyesiyle bir vatandaşımız şehit oldu. İki şehidimize de rahmet diliyorum. Yüreğir Kaymakamlığı bünyesindeki vefa grubu saldırıya uğradı. Vatandaşlara yardım dağıtılırken bu saldırı gerçekleşti. Saldırıda bulunan güruhun CHP ilçe gençlik kolları başkanı ve beraberindekiler olduğu anlaşıldı. Van'da PKK, Adana'da CHP. Saldırı şekli farklı olsa da zihniyetleri aynı. Devletin halkına hizmet götürmesine tahammülü olmayan gizli yapının bir süredir yürüttükleri siyasi ittifakı sahada bir ileri aşamaya taşıdıkları anlaşılıyor. Bu toprakları, bu devlet ve millet düşmanlarına bırakmayacağız. Devletin askerine polisine vatandaşlarımıza hizmet için canla başla çalışan görevlilerine saldıran herkes bunun bedelini en ağır şekilde ödeyecektir.”
Aynı günün akşamında savcılığa teslim olan Eren Yıldırım tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olayın hukuki kronolojisi böyle.
Tutuklanma kararı, kararda siyasetin etkisi üzerine çok tartışıldı, CHP Adana’ya heyet gönderdi.
İlerleyen günlerde o akşam orada olup olmadığı tartışılan Yüreğir Kaymakamı Oğuzhan Bingöl de bir basın toplantısı düzenleyerek, olay için "art niyetli ve organize şekilde kalabalık bir grup tarafından yapılan fiziki ve sözlü saldırı” dedi.
Özellikle Demirören Haber Ajansı, Hürriyet ve Sabah gazeteleri “ Kaymakama yumrukla saldırdılar”, “Gönüllüler dehşet anlarını anlattı”, “Saldırganların suç dosyaları kabarık çıktı” başlıklı haberlerle konuyu günlerce işledi. Olay anıyla ilgili hem CHP hem de iktidar medyası görüntülerle kendi tezlerini savundu.
Cumhurbaşkanı, 19 Mayıs günü konuyla ilgili bir kere daha konuşarak “Van ve Adana'da olduğu gibi milletle bağını koparmışların bırakın insanımıza yardım etmeyi, yapılan yardıma bile tahammül gösterememesi gayet doğaldır” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ortaya çıkan görüntüler üzerine Kaymakam’ın korumasının halka silah çektiği iddiası için “Bir silah hadisesi filan yok. Böyle bir görüntü de böyle bir durum da yok. O esnada kaymakama yönelik bir hal söz konusu olunca koruma polisi orada müdahale ediyor. Sonra orada darb ediliyor zaten" diye konuştu.
Eren Yıldırım ile ilgili avukatlarının yaptığı tahliye talepleri sürekli reddedildi.
Ve nihayet önceki gün, Türkiye’nin 15 gündür konuştuğu, Cumhurbaşkanı’nın bütün Türkiye’ye hitap ettiği konuşmada PKK saldırısına benzettiği, valiliğin “4 saldırgan şahsın çirkin saldırısı”, AK Parti sözcüsünün “Eşkiyalık”, Yüreğir Kaymakam’ının “organize ve art niyetli”, AK Parti Adana İl başkanının “sıradan değil” dediği olayla ilgili savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.
Van’daki PKK saldırısına benzetilen, kalabalık bir grubun yaptığı söylenen, bu “kalleşçe”, “organize” “planlı” saldırının iddianamesinin tek sanığı vardı; CHP’li Gençlik Kolları başkanı Eren Yıldırım.
Savcılık Eren’in annesi, babası ve 17 yaşındaki kardeşi hakkında ise kovuşturmaya gerek yoktur kararı vermişti.
İddianamede mağdur olarak Yüreğir Kaymakamı Oğuzhan Bingöl, müşteki olarak ise onun koruma polisi Bülent Kaya yer almıştı.
İddianameye göre tutuklu Eren Yıldırım’ın suçu “görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret” ti.
Ama iddianamedeki bütün tanık ifadelerinde ve görüntü kayıtlarında, olay Eren Yıldırım ile Kaymakam’ın koruma polisi Bülent Kaya arasında geçmiş olmasına rağmen, neden Kaymakam’ın mağdur olduğu anlaşılamadı.
Üstelik iddianamede şoföründen, özel kalem müdürüne, yardım görevlilerine kadar herkesin tanıklığı varken, bir tek olay yerinde olup olmadığı belirsiz olan mağdur Kaymakam’ın tanıklığı yer almamıştı.
İddianamedeki ifadesinde müşteki koruma polisi “Eren Yıldırım tarafından darp edildiğini” söyledikten sonra “bu sırada kalabalığı dağıtmak ve kaymakam beye gerçekleşecek saldırıyı önlemek için silahını çektiğini, namluya mermi verdiği, silahın namlusunu yere doğrulttuğunu, kimseye doğrultmadığını” söyleyerek en baştan itibaren Yıldırım ailesinin iddia ettiği ama resmi açıklamalarda ve haberlerde ya bahsedilmeyen ya da yalanlanan iddiayı doğrulamış oldu.
Peki, o akşam kaymakamlığın önünde 15 gün boyunca Türkiye’nin konuşacağı, PKK saldırısına benzetilecek kadar ne yaşanmıştı?
İddianamede savcılık “Olay anını gösterir ayrıntılı kamera görüntülerinin temini ve çözümü yeniden istenmiş, temin edilen görüntüler çözümlenmiş ancak olay anını göstermediği anlaşılmıştı” diyor.
Yani bundan anlıyoruz ki Kaymakamlık önünde yaşanan olayı çekmiş herhangi bir güvenlik kamerası ya da mobese görüntüsü bulunamamış.
Olay anıyla ilgili iddianameye giren görüntüler ise Eren Yıldırım ve annesi tarafından cep telefonuyla çekilen ve avukatları tarafından savcılığa sunulan görüntüler.
İddianamede üç ayrı kısa videodaki konuşma dökümlerine yer verilmiş. Ne yaşandığı o dökümlerden anlaşılıyor. Okuyalım:
“Olaydan önce çekilen ve Eren Yıldırım’ın annesi S.Y.’ın telefonundan elde edilen 30 saniyelik videoda: ‘Kaymakam soğan dağıtıyor. Ya ne yapıyor bunlar, vay be belediye büyük iş yapıyor, kaymakamlık dağıtamaz belediye ile birlikte. Kaymakam gelmiş belediyede dağıtıyor. Tamam canım kaymakam orda belediye de orda’ içerikli bayan ve erkek konuşmalarının geçtiği...”
“Eren Yıldırım’ın avukatları tarafından dosyaya sunulan 51 saniye süreli video; Müşteki Bülent Kaya’nın etrafında bulunan şahıslara yönelik ‘hadi bakalım hadi söz dinleyin biraz gidin diyorsak gidin’ ‘kardeşim gidin kalabalık yapmayın, bak herkes geliyor, burada görev yapamıyoruz’ sözlerle şahısları uzaklaştırmaya çalıştığı, eliyle uyarılarda bulunduğu, Eren Yıldırım’ın annesi S.T. olduğu değerlendirilen ve kamera açısında olmayan şahsın ‘niye bağırıyorsunuz siz, kime bağırıyorsunuz siz, bunlar da vatandaş değil mi’ şeklinde tepki gösterdiği esnada arbede yaşandığı, sırt kısmı görünen erkek şahsın Bülent Kaya’nı göğüs bölgesine iki eli vurduğu (Bülent Kaya’nın ifadesine göre bu şahsın Eren Yıldırım olduğu değerlendirilmiştir) ve dengesini kaybettiği, şahıslar arasında itiş kakış olduğu ve video içerisinde ‘silah doldurt boşalt’ sesinin geldiği (ifadelerden silah kuran şahsın Bülent Kaya olduğu değerlendirilmiştir) Bülent Kaya’nın bu sırada iki elinin de aşağıda olduğu, kollarını yukarı kaldırmadığı, video açısında herhangi bir silah görülmediği, video açısında arbedenin yaşandığı kameranın sürekli hareket ettiği, yüzlerin seçilmediği anda kamera açısında olmayan erkek sesi olan bir şahsın ‘a... k ha’ dediği, kamera açısında olmayan bayan ve erkeklerin ‘halka silah mı çekiyorsun sen, sen halka silah çekiyorsun, ismin ne senin’ şeklinde konuşmaların geçtiği...”
“Eren Yıldırım’ın annesi S.Y.’nin telefonundan: silah doldurtma boşaltma sesinden sonra tespit edilemeyen erkek şahsın ‘ a. k..ha bana mı sıkacaksın?’ dediği, Eren Yıldırım olduğu değerlendirilen şahsın ise ‘ya fetöcüsün, ya teröristin sen’ şeklinde söylemlerde bulunduğu tespit edilmiştir.”
Görüntülerin dökümünden yaşananlar ortada.
Eren Yıldırım ve ailesi, koruma polisinin silahını 17 yaşındaki kardeşinin göğsüne dayadığını da iddia ediyor.
Peki yaşandığı iddia edilen fiziki saldırıyla ilgili savcılığın tespiti ne?
Yine iddianameden okuyalım: “Müşteki Bülent Kaya, Eren Yıldırım, D.İ. Y (Eren Yıldırım’ın 17 yaşındaki kardeşi) isimli şahısların, aralarında çıkan itiş kakış ve darp nedeniyle basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralandıkları asli tıp raporlarıyla tespit edilmiştir.”
Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama tıbbi değil, TCK’da geçen hukuki bir tabir. Kırık, iz, doku kaybı olmayan ancak mağdurun şikayeti üzerine soruşturulabilen, re’sen soruşturulamayan yaralamalar için kullanılıyor.
Peki ne kadarlık bir basit yaralanma bu?
Bunun için adli tıp raporuna bakmak gerekir. Ama iddianamede darp ile ilgili adli tıp raporları nedense yok. Eren Yıldırım’ın avukatlarının iddiasına göre Adli Tıp raporunda koruma polisinin göğsünde değil iki kolunda, Eren Yıldırım’ın ise göğsünde ekimozlar tespit edilmiş. Ekimoz derken küçük morluklardan bahsediyoruz.
Yani günlerdir bahsedilen saldırı, iddianamedeki ifadesiyle “itiş, kakış”tan ibaretmiş.
İddianamenin neredeyse sonuna geldik ama iddianamede mağdur olarak geçen Kaymakam ile ilgili hala herhangi bir bilgiye rastlayamadık.
Hatta iddianameye göre Kaymakam’ın olay yerinde olduğunun tek delili, Yıldırım’ın avukatlarının verdiği görüntülerde geçen konuşmalar. Bunun dışında savcılık ne kaymakamın ifadesine başvurmuş ne de HTS kayıtlarına yer vermiş.
Peki, sözlü itirazlarla başlayıp, itiş kakışla devam eden ve Kaymakam’ın koruma polisinin silahını çıkarıp mermi sürmesiyle gerilimin yükseldiği olayla ilgili savcının suçlaması ne olmuş?
Savcı suçlama kısmına geçemeden önce “Sonuç kısmına geçmeden önce hatırlatmak gerekir ki” diye başlayarak iddianamelerde görülmeyen bir açıklama yapma gereği duymuş.
Açıklamada “sadece mahkemelerin değil, savcıların da delilleri değerlendirme yetkisi olduğu, yeterli şüphe olmadan kamu davası açılmaması gerektiği” gibi bir iddianameye neden konulduğu anlaşılmayan prensipler sıralanmış.
Bu hukuki ön peşrevin sebebi az sonra yapılan suçlamayla ilgili duyulan huzursuzluk olabilir.
Çünkü, böylesine basit bir olay için, bu delillerle yazılan iddianamede savcı tek suçlu olarak Eren Yıldırım’ı görmüş.
Ona yöneltilen suçlamalar da şöyle: ‘Göğüs kısmından sert biçimde vurarak koruma polisini basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralamak” ve “kaymakam ve korumasının bulunduğu yöne doğru ‘Teröristsiniz, fetöcüsünüz’ demek.2
Halbuki aynı iddianamenin bir kaç paragraf yukarısında yaşanana itiş kakış denmiş, koruma polisiyle birlikte Eren Yıldırım ve kardeşinin de basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı söylenmiş, “terörist ve fetöcü” suçlamalarının koruma polisinin silahına mermi sürmesi üzerine Eren Yıldırım tarafından sadece polise yönelik olarak söylendiği bizzat savcı tarafından ifade edilmişti.
Yine iddianamede yer alan, bizzat koruma polisinin itiraf ettiği halka karşı silah çıkarma ve namluya mermi sürme de suçlamalar bölümünde kayboluvermiş.
Nihayet bu ilginç iddianameyi kabul eden mahkeme itiş kakıştan verilmiş tutuklama kararını kaldırarak Eren Yıldırım’ın tahliyesine ve tutuksuz yargılanmasına karar verdi.
Peki bu basit olayla ilgili edilmiş onca söze ne oldu?
PKK benzetmelerine, eşkıyalık laflarına, organize ve art niyetli saldırı iddialarına, kalabalık bir grup saldırdı diye verilen ifadelere, saldırganların suç dosyaları kabarık haberlerine, silah yoktu açıklamalarına?
Ya valiliğin iddianameyle cümle cümle yalanlanan ilk açıklaması?
Olay, 2020 yılında Adana’da iftar sonrası terlikle gezmeye çıkmış çekirdek bir ailenin devletin hikmetinden sual sormasıyla başına gelenler diye özetlenebilir.
Normalde bir tatsızlık olarak o akşam orda kalabilecek basit bir olay, aile fertlerinden birinin muhalefet partisinin ilçe gençlik kolları başkanı olması ve olayın Van’daki terör saldırısına denk gelmesiyle siyaseten kullanışlı bulundu ve mahkemeler fikir değiştirip yeniden tutuklama kararları verdiler.
Ama siyaseten kullanışlı bulunması dışında bu olay uzun süredir devleti yükselen bir refleksinin görünür olduğu son bir örnek.
Devlet kurumları uzun süredir, vatandaşlara karşı hak ihlallerinde ilk refleks olarak savunmaya geçiyor.
Vatandaşın hakkının ihlal edilip edilmediğiyle ilgili bir şüphe payına yer vermeden, “Soruşturma başlatılmıştır” deyip geçmeden ilk elde ettiği bilgiler ve delillerle kendi memurunu veya kurumunu korumaya ve savunmaya çalışıyor.
Bunun yaparken kendini mahkemelerin yerine koyup, suçlamalarda bulunuyor.
En son örneği Diyarbakır’daki işkence iddiasını düşündüren fotoğrafla ilgili bakan yardımcısının yaptığı ve o fotoğrafın neden çekildiği ve nasıl bir milletvekili danışmanına servis edildiği sorusunu geçiştiren “millet düşmanlarının manipülasyonları durmuyor” açıklaması.
Halkın hadimi, halka hizmet için var olan devlet yerini varlığını kimseye borçlu olmayan, kendi raison d'etat’sı kendi hikmet-i hükümeti bulunan, hikmetinden de sual sordurmayan bir devlete bırakıyor.
İktidar sahiplerinden bu mesajı alan devletin memurlarının, kolluk güçlerinin artık kendilerini hesap veren değil hesap soran makamında hissetmesi, hukuka değil, yöneticilerine bağlılık duyması, karşılaştıkları suçlamalar karşısında ilk reflekslerinin savunmaya geçmek olması o yüzden şaşırtıcı değil.
Böyle bir devletin karşısında Yüreğirli yoksul ve muhalif bir ailenin ne hükmü olabilir ki!
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışından devleti yaşat ki devlet yaşasın doğru yapısal bir zihniyet dönüşümü yaşanıyor.
Bu zihniyet dönüşümünün sonuçlarını hak ihlalleri ve hukuk karşısında sorumsuzluk olarak yaşamaya maalesef devam edeceğiz....
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025