Mümtazer TÜRKÖNE
(The Turkish Post) -MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE
Soğuk Savaş’ın şiddet yüklü karı-tipisi-fırtınası arasında yolunu bulmaya çalışan benim neslimin dört elle sarıldığı ideolojiler artık hiçbir istikameti göstermiyor. İdeolojilerin çürüdüğü çöplükte hazine arayanlar da ham bir hayalin peşinde ömürlerini ve şanslarını tüketiyor. Bir zamanlar “kahrolsun” ve “yaşasın” sloganlarına sarılıp hayatını ortaya koyanlar, bugünün hercümercine bakıp derin bir anlamsızlık duygusuna kapılıyor. Sadece ideolojiler ölmedi; sonunda varacağımız insanlık durumunu açıklama iddiasındaki bütün büyük açıklamalar, teoriler, kavramlar da sessiz sedasız düşünce dünyamızdan el etek çektiler.
Faşizm II. Dünya Savaşı’nın yıkıntıları arasında kaldı. Sosyalizm 1990’ların başında iflasını ilan etti. “Tarihin sonu” diyerek zaferini ilan eden Liberalizmin vadettiği “Özgür Dünya”nın koyun sürüleri arasında dolaşan vahşi kurtların kurduğu düzenden ibaret olduğu ayan-beyan ortaya çıktı. Yakın zamana kadar sosyal bilimlerin merkezinde saltanat süren modernite-modernleşme (ve sonunda post modernite) kavram ve kuramlarından bugünü açıklayan zayıf bir ışık bile gelmiyor. Azgelişmişlik, sosyal gelişme, kalkınma gibi kavramlar, bir zamanlar “ilerleme” masalının başına geldiği gibi kütüphanelerin tozlu raflarında hatıralardan ayıklanmayı bekliyorlar. “Küreselleşme”nin saltanatının onlar kadar bile sürmeyeceği ortada. Dünyada kendi ülkesinin, bir köy gibi küresel plaka sistemine dahil edilmesini bekleyen pek kimse kalmadı.
Dışarda liberal, içerde otoriter Çin örneği, ABD karşısında istikrarlı bir şekilde yükselirken, durumu açıklamak için kullanabileceğiniz kavram dağarcığınızın hiçbir işe yaramadığını tek başına göstermeye yeterli.
Elbette biri çıkıp yapay zekâya bu kavramların, teorilerin ve ideolojilerin tutarlılığını enine boyuna sorgulatıp nerede çöktüklerini gösterecektir. Şimdilik biz sadece hiçbirinin bir işe yaramadığını, yolumuzu aydınlatmak yerine kararttığını bilmekle yetinelim.
Bize gelelim:
Garplılaşma veya Batılılaşma başlığı altında toplanan yığınla metnin, medeniyet-kültür kavgalarının, çağdaşlaşma idealinin bugün açıklayıcı bir değeri var mı? Bugün geldiğimiz safhayı, bu sefer tarih içinde tersinden yola çıkıp “modernleşme” kavramının içine tıkıştırmayı deneyin.
Halbuki bu kavramlar uğruna ne mürekkepler tükendi, aklı başında insanlar ne kadar zihin yordu ne kavgalarda ne canlar alındı ve verildi. Okullarda, derslerde ne nefesler tüketildi ne zamanlar ve nesiller harcandı.
Sağından-solundan kurcalayalım:
Tarihimizin en karanlık dönemini yaşarken, 1918-23 arasındaki beş yıllık evrede, savaştığımız bütün cepheleri tahkim edecek, tüfeğe sürülen mermi gibi cephanemize dahil edilecek fikirler, imgeler, efsaneler ve bir ideoloji yaratmaya girişmiştik. Can havliyle, o gün istiklalimizi takviye etmek için müracaat ettiğimiz bu fikir cephanesi Cumhuriyetin kurucu ideolojisi olarak kalıcı hale geldi. Kurucu ideoloji olduğu için kutsandı ve dokunulmazlık kazandı. Zaman içinde bir formüle bağlandı ve eğitim sisteminde sadık vatandaş yetiştirmenin amentüsü haline geldi. Yakup Kadri’nin 1919’da keşfettiği Ergenekon efsanesinden başlayarak bu kurucu mimarinin taşıyıcı kolonlarını tek tek elden geçirebilirsiniz. Yeterince ve fazlasıyla şanla-şerefle dolu bir tarihimiz var. Kurucu ideolojinin mimarları, o günün dünyasında elzem görünen ulus devleti inşa ederken gerçeklerle pek ilgilenmediler. Gerçeği daha sağlam olmasına rağmen, yetenekleri ve ufukları nispetinde zayıf bir Türklük icat ettiler. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 Türk devletinin arka planı bu zayıflığın eseridir. Bugünü anlamamız için anahtar hükmünde basit bir gerçek: Türkler tarih boyunca esas olarak Türklerle savaşmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda bile otuz civarında isyan ve iç çatışmada, Yunan karşısında döktüğümüz kandan daha fazla zayiat verdik. Bu yüzdendir ki bugün bile iktidarlar başları sıkıştığı zaman içerde hain üretmek için olağanüstü çaba harcarlar ve “büyük Türk milletinin kaderi” hep ihanetlerle gölgelenir.
Geleceğin dünyasında ulus devlet olarak yolumuza devam edeceğiz. İktidarları kalıcı hale getirmek üzere üretilmiş devletçiliğin milliyetçiliğin tahtına yerleşmesi, buna rağmen otoriter bir milliyetçiliğin üretilememesi üzerinde durmamız lâzım. Bir ideolojiye değil, bir usule, milliyetçiliği sağlam kazığa bağlayan demokrasiye ihtiyacımız var.
Dünyanın geri kalanına bir faikıyetimiz oldu. İslâm dinini, iktidar manivelası bir siyasî ideoloji olarak seferber edip tüketen eşsiz-benzersiz bir tecrübeyi geride bırakmak üzereyiz. Din bir iktidar projesi haline gelirse, cenneti dünyada kurmayı vadeden bir ideolojiye dönüşür. Gerçekte ise otoriter bir devleti sis perdesinin arkasında saklamak için seferber edilen İslâmcılık bütün cephelerde denendi ve iflas etti. 20 yıl önce “daha fazla din eğitimi”, “imam hatipler yaygınlaşmalı” diyenler, bugün giderek azalan dindarlığa bakarak yeni ne söyleyebilirler? Taksim’e cami yapılmadı mı? Tarikatlar devlet desteği ile irileşmedi mi? Dindarlığın her türü iktidar tarafından teşvik edilmedi mi?
Peki sonuç?
Geriye ne kaldı? Var mı söyleyecek yeni bir sözünüz?
İdeolojilere değil, başka bir yere bakmamız lâzım. Yolsuzluklar, mafyavâri operasyonlar ve tam bir kokuşmuşluk ortasında aradığınızı bit pazarında, eskici dükkanlarında bulamazsınız. Üstüne üstlük bu kokuşmuşluğun ortasında ideolojilerin enkazından yükselen iç bayıltan kokuyu bastıracak bir parfümün henüz keşfedilmediğini de fark etmelisiniz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025