Akif BEKİ
AK Parti de okullar ve öğrenciler olmasa Milli Eğitim’i çok güzel idare ederdi. Ama başarılı olamadıklarını Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi kaç kez kabul etti.
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yazısında Ahmet Taşgetiren saymıştı; Yusuf Tekin, AK Parti’nin 9. Milli Eğitim Bakanı.
9 bakan ve bilmem kaç müfredat değişikliğinden sonra şimdi yeni bir reform için yine kolları sıvadılar.
Ciddiyeti, adından belli: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli.
Eğitim yerine Maarif demek, başlı başına bir reform gibi görülüyor olsa gerek. Geriye bunu ögrenci ve velilerine benimsetmek kalıyor.
Kelime oyunları; eğitimin hangi sorununu çözecek, geri kaldığımız hangi alanda dünyayla rekabet edecek gençler yetiştirecekse!
Mecelle kanunuydu; isimleri değiştirmekle şeylerin gerçeği değişmiyordu. Adı Eğitim’ken neyse Maarif’ken de yine odur, özü aynı.
Başına “Türkiye Yüzyılı” ifadesi getirmenin de toprağı altına dönüştürücü bir etkisi yok.
İsimlendirmelere takıldığımız kadar içeriğe de takılsak, zaman ve enerji harcasak belki şimdi eğitim sorunlarını konuşuyor olmazdık zaten.
Venezuela’da tarıma, Halkın Gücü Bereketli Araziler Bakanlığı bakıyor. Fakat süslü, cafcaflı isim koyunca tarımları şahlanmadı, halk aç yatıyor.
Her neyse Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, tartışmaya açıldı. 900 sayfa ve eleştirilerle öneriler için bir hafta süre veriliyor. Ciddiyeti oradan bile belli.
Taşgetiren, genel perpesktifi yansıtan bir sonuç bölümü alıntılamıştı. Şöyle:
“Nihayetinde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, fertlerin bütün yönleriyle gelişimini amaçlar ve bu çerçevede bütüncül bir eğitim yaklaşımını esas alır.
Bu bağlamda eğitim süreçlerini zenginleştirmek üzere disiplinler arası niteliğinin yanında disiplinler üstü ve disiplinler ötesi yaklaşımlardan da yararlanır.
Medeniyetimizin üzerine inşa edildiği temel kavramlar olan aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sahibi nesiller yetiştirmek için madde-mana, akıl-duygu, nefis-vicdan, insan-toplum ve zaman-mekân dengesini gözetir.”
Ben, Taşgetiren kadar heyecan verici ve sevindirici bulmadım.
Kimse kusura bakmasın, boş ama hoş lâkırdılar bunlar.
Eğtimi hâllettiniz de süreçlerini zenginleştirmek mi kaldı?
Formasyonlu öğretmenlerle niteliği artırdınız da sıra dışarıdan eğitimsiz, formasyonsuz fahri hoca transferlerine mi geldi?
Bilime ilim diyerek mi eğitimin kalitesini, Hans’la George’un standartlarına sıçratacaksınız?
Muhafazakâr dile boyanmış, dini cemaatlere göz kırpan bir modelse eğer istenen, olmuş. Allah var şimdi, o duyguyu veriyor.
Onun için ifadenin kalıbıyla oynayıp ‘boş ama hoş bir model’ yazdım. Hoş ama boş değil.
Muhafazakârlar dışında, seküler kesimlerin de hoşuna gidecek yanları olmaz mı!
Dikkat buyurun, model; “aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sahibi nesiller yetiştirme”yi hedefliyor. Necip Fâzıl gibi “kininin, öcünün davacısı bir gençlik” istemiyorlar artık.
Sağduyulu, temiz kalpli, yüksek zevkli iyi nesiller yetiştirilecekse kindar nesil projesinden vazgeçiliyor demektir, daha ne, her kesime hoş gelsin!
TAKSİM’İ YENİ ANAYASA MI ÖZGÜRLEŞTİRECEK?
Türkiye, 32 yıl bu bayramı beklemişti; unutulmayacak, hâfızalara kazınacaktı.
Taksim’i o yıl 1 Mayıs kutlamalarına açan Başbakan Erdoğan, AK Parti grubunda işte aynen bunları söylüyordu.
İktidara yardımcı medya, “tabular yıkıldı” manşetleriyle çıkmıştı.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, “artık 1 Mayıs hem bayram hem Taksim’de, kutlu olsun” afişleriyle şehri donatmıştı.
14 yıl sonra dün ise 1 Mayıs’a, ikonik bir yasak fotoğrafı damga vurdu. Bozdoğan Kemeri’ndeki polis barikatının unutulmaz fotoğrafı. Saraçhane’den Taksim’e çıkışın nasıl tutulduğunu gösteriyordu.
AK Parti hâlâ iktidarda, medyası da aynı kararlılıkla savunmada. Taksim’i 1 Mayıs’a kim geri yasakladı peki? Mevcut darbe Anayasa’sı mı?
Yani aslında 1 Mayıs bugün Taksim’de özgürce kutlanacaktı.
Fakat maalesef mevcut darbe Anayasa’sı izin vermedi, polise barikatlar kurdurdu, yolları kesti, toplu taşımayı durdurdu, Taksim’i kutlamalara kapattı.
Ve ancak yeni, sivil, özgürlükçü bir Anayasa yapılırsa 1 Mayıs tekrar Taksim’de kutlanabilecek.
Öyle mi, bunu mu anlayalım son fotoğraftan?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025