Akif BEKİ
Hayat bilgisi dersinde ‘Üç tarafı deniz, dört tarafı düşmanla çevrili ülke’ tanımına hapsedilmiş bir ülkeydi AK Parti’nin devraldığı Türkiye.
Yarınından emin olmayan vatandaşlarının gözü, Batı’ya kapağı atmaktaydı.
Batı sefaretlerinin önünde uzun kuyruklara girdiğimiz, dışarıya beyin ve sermaye göçü verdiğimiz yıllar...
Gelecek endişesi yaşayanlar, yeni bir hayat kurmak için daha güvenli gördükleri, öngörülebilir hukuk düzenlerine kaçıyordu.
O tanımla birlikte şeytanın bacağı da kırıldı. Belirsizlikten kaçış durdu, tersine beyin ve sermaye göçü başarıldı sonra.
Sadece kendi insanına değil, güvenlik arayışındaki yabancılara da ‘yarın ne olacağı belli’ duygusu verildi çünkü.
Umut ve heyecan uyandırmasa, Türkiye bölgenin yükselen yıldızı olabilir miydi? Yüz milyarlarca dolara hükmeden Avrupalı, Amerikalı yatırımcıyı çekebilir miydik?
Binali Yıldırım’ın “Para yağmur gibi yağarken bol almışız. Geri ödeme zamanı gelince nereden çıktı bu demeye başlamışız” özeleştirisine yansıyan cazibesini nasıl yitirdi peki Türkiye?
Maküs talihini yenmiş, Doğu’dan Batı’ya göçün bir kader olmadığını göstermiş, tarihin akışını tersine çevirmiştik.
Ne oldu da gözlerini kamaştırdığımız Batılı yabancılar, panikle kaçışmaya başladı?
Ne oldu da sayfiyelerimizden yazlık, büyükşehirlerimizden kışlık almak için sıraya giren İngilizler, Almanlar, Amerikalılar çekildi? Ve yerlerini tekrar İranlılar, Iraklılar, Afganistanlılar doldurmaya başladı?
Ne değişti de Doğu’dan göç alıp Batı’ya düzenli göç veren bir ülkeye geri döndük?
TÜİK’in yabancıya konut satışı verilerini paylaştım dün. ‘Ev alana vatandaşlık bedava’ kampanyasına koşan yabancılar ortada.
Türkiye’de yaşama hakkı almak için gelip yıllık konut satışımızı 5 milyar dolarlara çıkaranlar Doğulular. Ne ala, baş göz üstüne gelsinler.
Fakat kendi vatandaşlarımız da daha iyi bir yaşam beklentisiyle batılı ülkelerden son iki yılda 5 milyar dolarlık konut satın almış. Terslik burada!
Doğu’dan topladığımız göçü Batı’ya kaybetmişiz, bir taraftan aldığımızı öbür taraftan kaçırmışız.
Güney Afrika merkezli New World Wealth’in araştırmasına yansımıştı. 2015’te Türkiye’yi terk eden yerli milyoner sayımız bin civarındayken... 2016’da bu sayı 5 bine fırlamıştı. Artarak devam ediyor.
İnsanımız, ucuza vatandaşlık hakkı satın almak için ABD ve Kanada’dan Portekiz, İspanya ve Malta’ya uzanan bir dizi ülkeyi tercih ediyor. İngiltere ve Almanya da imkan sahipleri için hala gözde limanlar arasında.
Iraklılar, Afganlar bizimle komşu olmaya gelirken bizimkiler İngilizlerle, Almanlarla, Amerikalılarla komşu olmaya gidiyorsa...Sunduğumuz fırsatlar Irak’la, Afganistan’daki yaşam şartlarıyla kıyaslandığında açık ara cazip geldiğindendir. Ama Batı’nın sunduğu fırsatlarla rekabette çekim gücümüz, kimi insanımızı tutmakta yetersiz demek değil midir aynı zamanda?
Ve bu cazibe kaybında, ‘kötü muameleye sıfır tolerans’ politikasındaki gevşemenin hiç payı yok mudur?
Ankara’da, tutuklu yakınlarının eylemine polis müdahalesinde ortaya çıkan taciz görüntüsü mesela. Emniyet’in, tavizsiz bir duyarlılıkla iddianın üstüne gitmemesi...'Karalama ve istismar' için kullanılıyorsa bile, aydınlatarak propagandasını boşa çıkarmak yerine, tepkilerin üstüne gitmeyi seçmesi...‘Babası FETÖ’den ihraç zaten’ gerekçesi haklılaştırırmış gibi, üstünkörü kapatmaya çalışıyor izlenimi vermesi...Ve benzeri örneklerin güvenlik algımızdaki bozukluğa etkisi daha nasıl ölçülür?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025