Akın ÖZÇER
Geçen yazımda Başbakan Erdoğan’ın “terör örgütü ile sonuna kadar mücadele, siyasi uzantısıyla da müzakere” olarak açıkladığı “yeni” denen terörle mücadele stratejisini irdelemeye çalışmıştım. Siyasi muhatabın elinde silah tutanlar değil de, “siyasi uzantı” sözcüğüyle ifade edilen “demokratik yollardan seçilmişler” olmasının teorik düzlemde doğruluğuna işaret etmiş, ancak stratejinin tam olarak değerlendirilebilmesi için konuyla ilgili bazı ayrıntılara açıklık getirilmesi gerektiğinin altını çizmiştim. Bu ayrıntıların neler olduğunu, Başbakan’ın AK Parti toplantısındaki konuşmasında iyi incelediğini belirttiği ama İngiltere ile birlikte örnek gösterilmesinden hoşlanmadığını ima ettiği İspanya üzerinden anlatmaya çalışmıştım.
Vurgulamak istediğim husus, sorunun iki veçhesi dolayısıyla iki muhatabının bulunduğu, mücadele edilen PKK ile bazı hallerde, ateşkesi zorlamak için veya silah bırakmayı kabul etmesi durumunda masaya oturulmasının sözkonusu olacağıydı. Başbakan konuşmasında “biz hükümet olarak terör örgütünü asla muhatap almayız, terör örgütüyle asla masaya oturmayız” derken, bu olasılıkları gözardı etmekle kalmıyor, bu amaçla yapılan Oslo görüşmelerinin de arkasında durmuyordu. Emre Uslu gibi PKK’yı yakından izleyen uzmanlar silah bırakmanın bu dönemde örgütün gündeminde olmadığını vurguluyor. Ancak bir strateji oluşturulurken her olasılığın öngörülmesi gerekiyor. Bu bağlamda arzu edilen olasılıkların başında gelen silah bırakmayı özendiren yasal bir düzenlemeye neden gidilmediğini anlayabilmiş değilim.
Bu gereksinimi ortaya koymak için yazılarımda İspanya’nın terörle mücadele politikasının temelini oluşturan Ajuria Enea Paktı (1988) ve Terörizme karşı Özgürlükler Anlaşması’na (2000) hep atıfta bulunuyorum. Topluma yeniden kazandırmayı da düzenleyen bu hukuki metinler, “silah bırakma karşılığı yasal siyaset yolunu” açarken, terör örgütüyle siyasi konuların müzakeresini de yasaklıyor. Zira terör örgütünün siyasi muhatap olarak kabul edilmesi, şiddetin araç olarak kullanılmasının ödüllendirilmesi, sorunların çözümü için verilen siyasi mücadelenin de cezalandırılması anlamına geliyor. Demokratik bir hukuk devletine özgü bu temel ilkelerin, “Türkiye’nin İspanya’dan farklı olduğu” gerekçesiyle gözardı edilmesinin kabulü mümkün değil. Kaldı ki Başbakan Erdoğan’ın örgütün “siyasi uzantısıyla müzakere” olarak açıkladığı husus zaten bu ilkelerden biriyle örtüşüyor.
Türkiye’nin büyük eksikliği, özendirici olmayan Ceza Kanunu’muzun “etkin pişmanlık” başlıklı 221. maddesinin silah bırakan örgüt militanlarının topluma kazandırılmasını düzenleyen tek yasal metin olması. Silah bırakmanın bugün PKK’nın gündeminde bulunmaması bu konuda yasal bir düzenleme yapılmamasına gerekçe oluşturmuyor. Örgüt ve militanlarının silah bırakmaya karar aldıklarında neyle karşılaşacaklarını önceden bilmelerinin, politikacıların ara sıra ortaya attığı “af” söylemlerinden çok daha özendirici olduğunu kabul etmek gerekiyor. Böyle bir düzenleme silah bırakmanın yarın, öbür gün gündeme geleceği anlamını da taşımıyor doğal olarak. Örneğin ETA İspanya’da 1988’den beri yürürlükte bulunan özendirici mevzuata karşın silah bırakmaya ancak 20 Ekim 2011’de karar vermiş bulunuyor. Ama yasal düzenleme olmayınca, Habur’daki gibi iyi niyetli girişimlerin başarıya ulaşması da mümkün olmuyor.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasına dönecek olursak, PKK ile sözünü ettiğim topluma yeniden kazandırma görüşmeleri (birinci masa) varsayımını es geçerken, örgütle BDP arasındaki ilişkinin altını kalın çizgilerle çiziyor ve soruyor: “Neyi konuşacağım sizinle? Sizin bir defa kendi iradeniz var mı? Siz kendi iradenizle hareket etme özgürlüğüne sahip misiniz?” PKK ile BDP arasındaki ilişki kimse için sır değil elbette. O bakımdan Başbakan’ın “bizim muhatabımız, terörle arasına mesafe koymuş, terörün vesayetinden kurtulmuş, terör örgütünden emir almayan yani kendisine ait bir iradesi olan siyasetçilerdir” sözlerini, BDP ile görüşmeyi yerine getirilmesi mümkün olmayan koşullara bağladığı şeklinde yorumlamak mümkün. Oysa ikinci masaya oturmanın temel koşulu, Başbakan Erdoğan’ın örnek gösterilmesini istemediği ülkelerde, şiddetten arındırılmış ortamın (ateşkes ilânı) yaratılması olabilirdi.
Siyasi sorunların ele alındığı ikinci masada BDP ile birlikte, Hak-Par, KADEK temsilcileri ile çoğu AK Parti’li bölge milletvekillerinin de yer almaları gerekiyor. Türkiye’nin İspanya gibi demokratik anayasası olmadığı için görüşmelerin ağırlıklı olarak demokratikleşme ve yeni anayasa sürecine odaklanmasında yarar var. “Sizinle neyi konuşacağım” diye soran Başbakan Erdoğan’a, AK Parti’nin yukarıda yer alan formatta ve örneğin “Kürt sorununu nihaî çözüme kavuşturacak siyasi reformlar ve yeni anayasaya yansımaları” konusunda görüşmeler düzenlemesi önerilebilir.
Yeni anayasanın gündemde olduğu mevcut konjonktürde, birinci masayı gözönüne almayan ve BDP’nin yanı sıra, Hak-Par ve KADEK gibi şiddetle arasına mesafe koymuş partileri de dışlayan bir söyleme yönelerek, Kürt sorununun çözümünde mesafe kaydedilmesi hiç kolay değil. Ayrıca bugün dünyada demokratik hukuk devletinin terörle mücadelesine örnek oluşturan İngiltere ve İspanya’nın deneyimleri, 90’lı yıllarda olduğu gibi, “biz farklıyız” yaklaşımıyla gözardı ediliyorsa iyimser olmak için pek bir neden de kalmıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025