Ali BAYRAMOĞLU
Malum, Suriye'de Türkiye sınırının yanı başında bulunan ve bir Kürt yerleşimi olan Kobani şehrinin 2014 sonbaharında IŞİD güçleri tarafından kuşatılması Türkiye ile Kürt hareketi arasındaki “çözüm süreci dönemi'nin ilk büyük krizini oluşturdu.
Kobani krizinin altında yatan şuydu:
Suriye'de iç savaş ve merkezi denetimin kaybolması ülkenin kuzeyinde o bölgede yaşayan Kürtlere kendilerini yönetme imkânı vermiş, bölgenin Kürt siyasi örgütüyle iç içe olan Türkiye Kürt hareketine adım adım genişleyen yeni bir alan açılmıştı. Bu gelişme PKK'nin önündeki hareket alanını ve siyasi ufkunu önemli ölçüde kuşatmıştı. Kürt siyasi tahayyülü bu gelişmeyle pek çok açıdan, toplumsal, siyasal, hatta uluslararası bakımlardan ivme kazanmış, bunun yanında Türkiye'nin Güneydoğusu ile Suriye'nin Kuzeydoğusu toplumsal olarak doğrudan, siyasi açıdan dolaylı bir eklenme sürecine girmişti.
Doğal olarak bu durum Kürt hareketinin stratejisinde belirleyici bir unsur oluşturmaya, çözüm süreci tanımında Kürtler açısından adeta bir ön koşul olmaya yüz tutmuştu.
Buna karşılık Türk devletinin “iç ve dış Kürtleri birbirinden ayrı tutma politikası”, “Suriye'de herhangi bir Kürt siyasi entitesini kırmızı çizgi olarak görmesi”, sorunun çözümünü “milli sınırlar içinde demokratik entegrasyona olarak tanımlaması” bu yeni durum ile tezat oluşturuyordu. Taraflar arasındaki gerginlik artıyor, uzlaşmanın gerekleri ve katmanları çoğalıyordu. Siyasi iktidarın stratejisi ise hiç şüphe yok ki, Kuzey Suriye'deki gelişmelere karşı aşırı bir hassasiyet, Kürt koridorunu bir numaralı tehdit ve güvenlik meselesi olarak görme eğilimiyle yeniden şekilleniyordu.
Bu durumun çözüm sürecine ve Türk-Kürt ilişkilerine ilk faturası 6-8 Ekim 2014'de Türkiye'de yaşanan olaylarla çıktı. Bu olaylar çözüm sürecinin, Rojava meselesi yanında bir başka temel çelişkisinin daha ortaya çıkmasına yol açacaktır: Bu çelişki Türkiye Güneydoğu'sundaki siyasi egemenlik mücadelesidir.
Sokak hareketleri, PKK'nın militanları, milisleri ve halkı iç içe sokmak isteyen ayaklanma tipi eylemlerinden oluşan, 50 kişinin hayatına mal olan, devleti aşırı derecede zorlayan ve gözünü korkutan Kobani olaylarının (6-8 Ekim 2014) yarattığı güvensizlik, devletin stratejisinde önemli bir değişikliğe yol açtı. AK Parti olayların patladığı Ekim 2014'den itibaren “kamu düzeni” talebini özellikle dile getirecek, kamu düzenindeki kritik delikleri çözüm sürecinin esnekliğinin ya da suiistimal edilmesinin ürettiği bir mesele olarak görmeye başlayıp, bunu çözüm sürecinin devamının ön şartlarından biri kılacaktı. Kamu düzeninden asıl kasıt eylemlerdeki görüntü kadar, PKK'nın her tür “devletimsi” işlevden (adliye, zaptiye, maliye, tapu, vs.) uzaklaşması, gizli bir siyasi merkez kurmaktan vazgeçmesi, şehirlerin, kasabaların karar süreçlerinden çekilmesi olarak tanımlanabilir. Bu kavram siyasi iktidar tarafından bir egemenlik meselesi, devlete ilişkin varoluşsal bir mesele olarak tanımlanıyordu. Bu çerçevede siyasi iktidarın attığı ilk adım İç Güvenlik Yasa Tasarısı oldu.
Buna yanıt PKK'dan yaz ortasında, siyaseti geri iten, silahı öne çeken çok daha keskin bir hamleyle geldi.
Nitekim egemenlik ve alan kontrolü meselesinin açık çatışmalara dönmesi, PKK'nın fiili özerklik ilanlarıyla, Suriye'deki kanton modelini Türkiye'de uygulamaya koymasıyla, şehir savaşlarını başlatmış ve açık bir kopuşa yol açmıştır.
Bugün yaşanan gerek Türkiye'de, Cizre'de tüm tartışmalar gerek Cenevre toplantıları açısından yaşanan tüm gelişmeler aslında bu çerçevenin yan unsurları, sonuçlarıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025