Ali BAYRAMOĞLU
Birbirine bağıran, vuran, tekme savuran milletvekilleri...
Geçen hafta TBMM Anayasa komisyonundaki görüntüler muhtemel bir toplumsal kaos halinin ön yansımaları gibiydi.
Kimi damlalar bardağı taşırır, çaplarının ötesinde sonuçlara yol açarlar.
Kimi adımlar kritik anlar oluşturur, kendilerinin ötesinde simgesel ve fiili durumlara zemin hazırlarlar..
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının böyle bir risk oluşturacağından endişe duyuyorum.
Kim ne derse desin, nasıl açıklarsa açıklasın, doğrularsa doğrulasın, simgesel olarak politik imkanların tüketilmesi anlamına gelecek, söz ve siyaset üzerinde yeni tehdit ve baskı düzeni oluşturacak bu durumun, çatışma ve kutuplaşma üzerinde dindirici değil, tersine tahrik edici bir etkisi olması şaşırtıcı olmaz.
Türkiye'de ve başka pek çok ülkede yaşanan deneyimler, siyasetin boğulmasının tehlikeli eşikler ürettiğini göstermiştir.
Örgütle, şiddetle mücadele, şiddete karşı güvenlik tedbiri elbette gerekli ve meşrudur.
Ancak bu mücadeleyi yaparken, şiddeti üreten ana sorunu çözecek cihazları çalışmaz hale getirmek, örneğin siyaseti, örneğin düşünce-siyaset ilişkisini boğmak, tüm kapıları kapamak, akıl ve akılcı bir siyasi stratejiyle açıklanamaz. Bu nedenledir ki, siyasete tedbir koymak, hiçbir şekilde terörle mücadelenin aracı olamaz ve hiçbir yerde olmamıştır. Olduğu an misliyle geri tepmiştir.
PKK-HDP arasındaki organik ilişkiler ve geçişler anlamında şiddet ve siyaset ilişkisi elbette bir sorun oluşturuyor.
Ancak mesele bu ilişkinin yarattığı sorunlarla baş edilmek, bunu yönetebilmektir. Bu tür geçişler pek çok ülkede yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Siyasal, ekonomik, kültürel, etnik kökenli bir sorunda bunun tersini düşünmek mümkün müdür? Örneğin Kuzey İrlanda'da terör örgütü IRA ile yasal siyasi parti Sinn Fein arasındaki ilişkiler farklı mıydı? Kolombiya'da ülkenin güneyinde seçilmiş valiler ile FARC arasındaki ilişkiler değişik mi? Sorun “uçlarda, yasal limitlerde, o limitleri zorlayan siyaseti” dönüştürebilme meselesidir. Bu sadece örgütün değil, aynı zamanda sistemin işidir. Çatışma çözüm siyasetinin esası da budur.
Bugüne dönelim...
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının anlamı, iddia edildiği gibi hukuki bir kriteri uygulama, siyasi temsil ile şiddet arasına mesafe koyma girişiminden ibaret değildir.
Bir kaç anlamı ve riski hatırlatalım.
-Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ortaya çıkacak ilk sonuç, Kürt meselesinde siyasi alanın daraltılması olacaktır. Bu, sadece bugüne dair değil, yarına ilişkin olarak da siyaset yoluyla atılacak adımların önünün kesilmesi demektir.
- Tek boyutlu, tüm kapıları kapayan asayiş tedbirleri bumerang etkisi yaparlar. Her aşırı basınç aşırı toplumsal ve siyasi enerjinin infilakı anlamına gelir. Unutmamak gerekir ki bir isyanın şiddeti ile baskının şiddeti arasında doğru orantı vardır.
Nitekim dokunulmazlıkların kaldırılmasını herhangi bir adli takibat, gözaltı, tutuklama takip etmese bile, siyasi basınç artacak, kutuplaşma keskinleşecek, şiddet kendisine yeni doğrulama araçları bulacaktır.
Kaldı ki, Güneydoğu'daki olaylar, çatışma ve koşuları devam ettikçe milletvekillerinin takibata uğraması, tutuklanması ve mahkum edilmesi kaçınılmazdır. Netice basıncın katlanarak artması olur..
Anayasa değişikliğinin geçmesi HDP dışındaki üç siyasi partinin ortak davranmasına bağlıdır. Bunun bir anlamı da, AK Parti-CHP-MHP üçlüsünün, Kürt meselesi merkezli yeni bir iktidar bloğu oluşturması, HDP'yi ve Kürt hareketinin temsilcilerini siyasi alandan dışarı atmasıdır. Bunun sonucu ise, kimsenin şüphesi olmasın, Kürt kökenli vatandaşların iyice kabuklarına çekilmesi demektir.
Anayasa değişikliğini sağlayacak çoğunluğun oluşmadığını, dokunulmazlıkların kalkmasının referanduma gittiğini düşünelim. En tehlikeli aşama işte budur. Zira referandum, Türk ve Kürt kutuplaşmanın toplumsal düzeyde tohumunu atmaktır.
Siyasal karar alıcıların, meclisteki çoğunluğun bunları iyi bilmesi gerekir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025