Ali Saydam
Yağmurlu bir İstanbul… Havalar soğumaya başlıyor. Bugün “Yağmurun altında çıplak su gibi yinelenir zaman / (…) Atalardan kalma bir huysuzluk” diyen rahmetli Melih Cevdet Anday'ın mısralarını yâd ederek, siyasi iletişim bahislerinden uzaklaşmayı, biraz da gündelik hayatı normalleştirmek arzusuyla alışveriş dünyamızdan, ekonomiden gözümüze takılıp, bir süredir gündem nedeniyle değinemediğimiz detaylarda dağılmayı tercih ettik.
Önce Teknosa'dan lâfa girelim:
Kuruluşundan beri yakından izleme fırsatı bulduğum, Türkiye'ye girmeye çalışan yabancı teknoloji mağazalarının karşısında kahramanca tutunmasına şahit olduğum ve en önemlisi marka mimarisini en gelişmiş kapitalist ülke kurumu gibi adım adım titizlikle inşa etmiş olan Teknosa ilk kez beni şaşırttı…
O radyo reklamını ilk dinlediğimde pek algılayamamışım… Sonra basılı medya ile dağıttıkları reklamı (insert) gördüm… Sonra web'de ayrıntısını buldum (www.teknosa.com/katalog/disney). Teknosa Disney Collection kataloğuyla oyuncak ve kıyafet satmaya başlamıştı...
Ya biz marka mimarisi kavramı altında yanlış şeyler biliyoruz; ya da Teknosa'nın yaptığı, bu konuda ustaların “Çin'in bütün çayını verseler yapmayın!” dedikleri türden bir tuhaf girişim mi?..
Et lokantasında ya da kebapçıda balık satılır mı? Ya da tekstil ürünleri mağazasında teknolojik aletler? İsterseniz satılabilir tabii ki… Ancak futboldaki 18 içinde yapılan 9 hatalı hareket sonucu fatura nasıl penaltı olarak kesiliyorsa; burada da iletişimin bir numaralı kuralı çiğnendiği için bedeli ağır olabilir. Bir numaralı kural, “Müphemiyet (belirsizlik) yaratmamak”tır…
Mimari nasıl “Ben yaptım oldu” anlayışını kaldıramazsa, marka mimarisi de benzer ilkesiz yaklaşımlar karşısında her an çökebilir…
Marka mimarisinin ikinci kuralı ise sağlıklı 'marka yayılması'dır (Brand extension). Marka genişlerken bunu varoluş nedeni ile uyumlubir şekilde yapmalıdır. Örneğin Gillette çok başarılı bir tıraş bıçağı markasıdır… Tıraş köpüğü ve benzer ürünler yönünde genişleyebilir, ancak “Ben çok bilinen bir markayım”, diyerek örneğin hamburgerci zinciri açamaz herhalde…
***
“Markayı yönetmek” söz konusu olduğunda, 200'e yakın köftecinin tabela indirmesine neden olan ve mahkeme kararıyla 'gerçeği' olduğu tescillenen Sultanahmet Köftecisi'ndeki son durumlara bakalım:
Hangisinin 'gerçek' hangisinin 'türeyen' olduğunu keşfetmenin mümkün görünmediği Sultanahmet Köftecileri'nden Mehmet Tezçakın'ın ailesinin sahipliğindeki Elit Gıda'ya ait olan işletme, diğerlerine 'Marka ihlali ve haksız rekabet' gerekçeleriyle dava açmış ve kazanmış. Mehmet Tezçakın'ın beyanatından sahip oldukları markanın 1920'de kurulduğunu ve dört nesildir hizmet verdiklerini öğreniyoruz. Sayın Tezçıkan demiş ki:
“Sultanahmet Köftecisi, maalesef yeme içme sektöründe Türkiye'nin en çok taklit edilen markası olmuştur. Öyle ki 200'e yakın işletmenin oluşturduğu taklit Sultanahmet Köftecisi pazarının boyutu 100 milyon lirayı aşmıştır. Hem lezzet hem de sunum ve hizmet olarak standartlarımızın çok gerisinde kalan bu taklit işletmeler birçok müşteriyi mağdur etmiştir. Mahkeme geç de olsa, haksızlığı ortadan kaldıracak bir karara imza atmıştır.”
İnsan söylemeden edemiyor? Geç kalan mahkeme midir, yoksa doğru dürüst yönetilemeyen marka mimarisi mi? Bursa İskender'de de aynı sorunlar yaşanmadı mı? McDonalds'ı, Burger King'i neden taklit edemiyorlar acaba? Ya da Starbucks'ı? Herhangi bir özelliğinden tutturup da taklit etmeye kalkışacak olanların başına neler gelir? Yıllar boyu markaya sahip çıkılmadan babadan kalma usüllerle şirketi yönetmekte ısrarcı olacaksınız, profesyonel ellere teslim etmeyi aklınızdan bile geçirmeyecek ondan sonra da ortalık Sultanahmet Köftecisi cennetine (!) dönüşünceye kadar kalabalıklaşınca veryansın edeceksiniz… Mahkeme kararıyla ileriye yönelik adım atılmıştır elbette ancak gelinen noktada 'Gerçek' Sultanahmet Köftecisi lezzetinin doğru adresi müşteriler nezdinde hâlâ bir muamma olmaya devam etmektedir. Pirincin taşını ayıklamak pek kolay görünmüyor.
Diğer yandan gıdadan tekstile, ulaşımdan teknolojiye pek çok sektörde –hem de çok ünlü markaların- taklit edildiği söylenebilir. Doğrudur. Ancak, buradaki algı karmaşası 'Sultanahmet Köftecisi' ya da Bursa İskender'deki gibi değildir. Burada ünlü markaların çok ucuza çakma taklitlerini satın alan tüketicinin bilinçli tercihi söz konusudur. Markanızı doğru dürüst yönetirseniz, taklitçiler sizinle “yarışacak” hale gelemezler.
***
Gençlik yıllarında malum, yaş günlerine insan yaşına rakam eklemekte sakınca görmez, hatta büyük görünmeyi ister ama yaş aldıkça eklemeler yerine eksiltme ihtiyacı baş gösterir. 60 sonrasında 'Kaç senem kaldı?' sorusuyla birlikte yaşarsınız yaş günlerinizi… Bu nedenle “Hadi baba”diye akıllarda kalan kamu spotunun yayından kaldırılması da bana çok isabetli bir karar gibi göründü. Oğulları gibi süratle koşabilecek yaş sınırını geçen tüm babaların izlerken rahatsızlık duyduğunu düşündüğüm bu kamu spotu vesilesiyle belirtmek isterim ki, reklamcıların dilinde “Kamu spotu gibi olmuş” ifadesiyle yer alan alaycı eleştiri, galiba zamanla tedavülden kalkacak. Çünkü kamu spotları da artık kafaya vura vura en ilkel anlatımla, 'Bak öğretiyorum ha!'diye diye ekranlara gelen örneklerini de unutturacak kadar iyi senaryolarla ve özenle hazırlanıyor.
KADEM'in kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında hazırlattığı ve finalinde “Sevdiklerine hangi yüzle bakıyorsun?” diyen filmi gibi…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019