Ali Türer
Siyaset, dar anlamıyla devlet işlerini düzenleme ve yürütme becerilerini açıklarken kullandığımız bir kavram. Daha geniş anlamıyla ise bir topluluk içindeki ilişkileri düzenlemeye, çıkarları uzlaştırmaya dönük davranış ve düşünme biçimlerini açıklarken kullanıyoruz.
Sorunları siyaset içinde çözmeyi başaramadığımız yerde kaba güce başvuruyoruz. Şiddete başvurduğumuzda, çatışmayı barış içinde çözecek ilişki kurmada ne kadar beceriksiz olduğumuzu aslında itiraf etmiş oluyoruz. Bu yanıyla siyasetin terbiye ile eğitilmişlik ile yakın ilişkisi var.
Görmezden gelseniz kazançlı çıkacağınız ya da espri, ironi kullanarak vereceğiniz mesajla gelişmeye yön verebileceğiniz yerde, kontrol altına alınamayan öfkeyle olaya müdahale ediyorsanız başınıza iş açarsınız. Zamanlamayı doğru yapmaz, müdahale yöntemini, müdahale şiddetini doğru seçmezseniz Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz. Gece eve geç gelen oğlunuza “seni çok merak ettim, kaygılandım” derseniz davranışını sorgulamasına yol açarsınız; öfkenize yenik düşüp “ne sorumsuz adamsın” diye bağırırsanız aranızda olan bağı da koparırsınız. Bunlar siyasette ne kadar olgunlaştığınızı gösteren göstergelerdir.
Kullandığınız yöntem, kullandığınız dil, henüz koşullar olgunlaşmamışken yaptığınız zamansız müdahaleler amacınızı esir alabilir ve siz bunun farkına varmaya bilirsiniz.
Otoriterleşme süreci içine giren rakibinize davranışıyla orantısız biçimde “diktatör” diye saldırırsanız, kafası karışık da olsa lideri ile henüz duygusal bağını koparmamış olanın bu yakıştırma kanına dokunur. Bunu hak edilmemiş bir hakaret olarak algılar ve liderine daha fazla sarılır. Kullandığınız yöntem sizi amacınıza yaklaştırmak şöyle dursun, amacınızdan uzaklaştırmıştır. Bu, siyasetten sınıfta kaldığınızın resmidir.
Siyaset, henüz kontrol altına alınamamış değişkenler arasında yaşamı zenginleştirmeye katkıda bulunabilecek olanı, temsil ettiğin çıkarlar açısından en mümkün olanı ortaya çıkaracak davranışa karar verme sanatıdır.
Ayrılma, özerklik talep etme hakkın var mı, elbette var. Durduğun yerde çoğunluk buna karar vermişse, yapacak bir şey yok, hayırlı olsun. Ama sen, Türkiye siyaseti yapmaya soyunuyorsun. Türkiye’yi yönetmeye adaysın. Özerkleşmeden anlaşılması gerekeni fırsat buldukça, bazı alanlarda yerele yetki ve sorumluk devri olarak açıklıyorsun. İyi de adını “yerelleşme” koyduğunda bölge dışında da desteğini alabileceğin insanlar, talebini “özerklik” olarak tanımladığında sana destek vermeyecekler. Bu durumda ille de “özerklik” diye tutturman siyaseten ne anlama geliyor? İktidara gelirsen her ili bir birinden özerk hale mi getireceksin. Siyaseti Türkiye düzeyinde yürütürken, özerkliği sonuçta bölge düzeyinde talep etmen arasında hiç mi çelişki yok?
Cumhurbaşkanlığı adaylığına Yılmaz Büyükerşen bence de daha fazla yakışırdı. Ama gel gör ki bu, birinci turda cumhurbaşkanlığını R.T.Erdoğan’a teslim etmek olurdu. Sayın İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesi ile AKP eliyle otoriterleşmenin önüne geçebilmek mümkün iken, tutup CHP Büyükerşen’i aday gösterseydi siyaseten intihar etmiş olmaz mıydı?
AKP çözüm sürecinin güvece altına alındığı mesajı verecek yeni yasa teklifi ile CHP ve MHP’nin bu hamlesini boşa çıkartmaya çalışıyor. Amacı HDP’yi ikinci turda hiç değilse tarafsız kalmaya zorlamak. Böylece çözüm süreci için garanti vermiş parti olarak II. Turda Kürtlerden mümkün olabilecek en fazla oyu alabileceğini umut ediyor. Bu yasayı palas pandıras meclise getirmesi bile Sayın İhsanoğlu’nun adaylığından ne kadar rahatsız olduğunu yeterince ortaya koyuyor. AKP’nin bu hamlesini Sayın İhsanoğlu Kürtlere ve HDP’ye vereceği doğru mesajlarla bozabilecek mi? Gelecek başarı ya da başarısızlıklarında etkili olacak HDP’nin 2. Tur duruşu ne olacak? Bunları yaşayıp göreceğiz.
Otoriterleşme yolunda yürüyen önüne çıkan engeli bertaraf etmek için ortak adayı dolaylı yoldan karalama, itibarsızlaştırmaya dönük dedikodular üretiyor, bunları yandaş medya aracılığı ile servis ediyor. Neymiş İslam Kalkınma Örgütü’nün başındayken Sayın İhsanoğlu maaşını Suudi Arabistan’dan almış. İslam İşbirliği Teşkilatı’nı en çok Suudi Arabistan fonluyorsa Birleşmiş Milletler Örgütü’nü de en fazla Amerika fonluyor. Bu durumda Birleşmiş Milletler Örgütü’nde, UNESKO’da, ILO’da çalışanlar da Amerikan’ın adamı mı oluyor?
Otoriterleşme süreci hız kesmeden işliyor. Tıp Fakültelerindeki Profesörleri, üniversitelerdeki doktor ve doçentleri, vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetlerini kontrol altına alacak yeni hazırlılar yapıyor iktidar partisi. Devlet okullarının işletmesini kiraya vermenin önünü açmak için çıkarılan yasanın ardından, liderin damadı okulları işletecek şirket kuruyor. Hısım akraba köşe başlarını tutarken muhalif olana vergi silahı kullanılıyor.
Ayak sesleri açıkça duyulan tehlikenin önünü kesmek için mümkün olabilecek tek seçeneğe sahip çıkıp, destek olacağına; bütün karalamaları, itibarsızlaştırmaları, çarpıtma- yanıltma haberleri, ayak oyunlarını, provokasyonları boşa çıkarmak için çalışacağına bunlara alet oluyorsan “sen bu siyasetten hiçbir şey öğrenememişsin” demezler mi adama? Sırf ulusal damarına uymadı diye Cumhurbaşkanı adayını karalama, itibarsızlaştırma kampanyasına destek olanlar da, yol kesen, yollarda kimlik kontrolü yapan, polise Molotof Kokteyl atanlar da sonuçta bu otoriterleşme sürecine bir biçimde omuz vermiş oluyorlar. Bu siyaset mi şimdi?
Kullandığın araç meşru değilse, araç amacın yerini alıyorsa haklı olarak çıktığın yolculukta haksız duruma düşersin. Sonuçta var olan moral dayanağını da kaybedersin.
Tolstoy Anna Karanina’nın girişinde “Mutlu ailelerin hepsi birbirine benzer, mutsuz ailelerin mutsuzluğu ise kendine özgüdür” der.
Başarısızlıklarımıza yüzeysel, davranışlarımızla ilgili olmayan, bizim dışımızda bir nedene dayalı kolaycı açıklamalar getirebiliriz. Oysa gerçek çoğu kez farklı bir yerdedir. Ön yargılardan, ayak bağlarından, yanlış algılardan kendini kurtaramamışsan, deneyimlerinden gerektiği gibi yararlanamadıysan, kurman gereken ilişkileri yerinde ve zamanında kuramaz, olaylara olması gerektiği gibi müdahale edemezsin. “İnsanlar beni anlamıyor” züğürt tesellisidir. Senin insanları doğru anlamamış olman daha muhtemeldir.
Bu durumda başarılı olman da mümkün değildir.
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları




































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024