Alper GÖRMÜŞ
Önceki yazımda (Serbestiyet, 12 Temmuz) Devlet Bahçeli’nin Girit, Rodos, Midilli, Sakız, Sisam gibi adaları Türkiye toprağı gibi gösteren “Denizlerdeki Misak-ı Millimiz” başlıklı haritayla verdiği pozun (Erdoğan’ın Lozan-Adalar meselesinde ‘güncellenme’ istediği birkaç yıl önceki konuşmalarını da hatırlatarak) komşu ülkelerdeki “Türkiye Misak-ı Milli sınırlarından vaz geçmiş değil” düşüncesini iyice pekiştirdiğini dile getirmiştim.
Yazının sonunda, o yazının devamında yazacağım iki yazıdan ikincisinin (yani bu yazının) konusunu “Son 30 yılda Türkiye’den yükselen Misak-ı Milli sesleri ve konunun 2016’dan itibaren devletin bir numaralı ismi tarafından sahiplenişinin kronolojik özeti” diye belirlemiş, o noktada durmuştum.
Kesin bilgiler ve sanki bilerek muğlak bırakılmış izlenimi veren spekülatif bilgiler
Türkiye’nin ‘suya sabuna dokunmayan’, ‘pısırık’, ‘korkak’ gibi sıfatlarla anılan dış politikası 1990’ların başından itibaren ‘heyecanlı’ bir vasıf kazandı, alevlendi. Bu heyecanın en önemli girdilerinden biri de ABD’nin bölgeye müdahalesinin Türkiye’ye bir Misak-ı Milli atağı yapma imkânı verebileceğine dair beklentilerdi. Birinci ağızdan hiçbir zaman doğrulanmasa da anlatılanlara göre beklentinin ve ona bağlı projenin merkezinde Musul ve Kerkük’ün yeniden Türkiye’ye dahil edilmesi vardı. Fikrin mimarı da dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal’dı.
Parantez: Yalnız ‘sağ’ın değil ‘sol’un da…
Fakat oraya gelmeden önce biraz geriye gidip, Musul’un yalnızca ‘sağ’ siyasetin değil CHP’nin de hülyası olduğunu hatırlamak yerinde olur.
Eski Sakarya milletvekili Yalçın Koçak 2004’ün sonlarında bir iddia ortaya attı. Koçak’a göre Musul’un alınması Atatürk’ün vasiyetiydi, bunu İsmet İnönü de biliyordu ve hattâ İnönü Atatürk’ün bu vasiyetini Bülent Ecevit’e de iletmişti.
Nitekim Ecevit ölümünden (2006) bir yıl önce bu iddia kendisine sorulduğunda İnönü’nün kendisine şöyle dediğini açıklayacaktı: “İsmet İnönü, genel sekreteriyken beni çağırıp ‘Şartlar elvermiyordu biz alamadık. Şartlar elverdiğinde Türkiye’nin Musul’u topraklarına katması uygun ve gerekli olacaktır. Bunu hatırından çıkarma’ dedi.”
Ecevit o açıklamasında “o zaman şartlar elvermiyordu, şimdi oluşmuştur” da diyordu. Milliyet yazarı Fikret Bila bu açıklamadan sonra Ecevit’i evinde ziyaret edip, konuşmasının özellikle bu bölümüne açıklık getirmesini isteyince Ecevit şu cevabı verdi:
“Benim şartlar oluştu derken kastettiğim şudur: Türkiye, Kuzey Irak’a girmezse Kuzey Irak Güneydoğuya inecektir. Kuzey Iraktaki Kürtler siyasi olarak tek çatı altında toplanıyor, buna Güneydoğudaki Kürt kökenli vatandaşlarımızın da iştirak etmesi isteniyor. Söz konusu olan bu. Eğer tek çatı altında toplanma gerçekleşirse, geriye bağımsızlık ilanı kalır. Bu Türkiye’nin parçalanması anlamına gelir. Bunun işaretleri görünüyor. Türkiye’nin önlemini alması gerekir. Eğer geç kalırsa, bölünmeye sürüklenir. Ben geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanına çıkarak bu kaygımı ve bu görüşümü aktardım.” (Milliyet, 4 Ocak 2005).
1992: Özal Ankara’da ‘Musul’ toplantısı yapıyor ama…
Dönelim 1990’ların ilk yıllarına… ANAP milletvekili Yalçın Koçak, 1992’de Ankara’nın Kent Otel’inde, Özal’ın direktifiyle kendisinin de katıldığı ‘Musul’ konulu bir toplantıdan söz ediyor. Koçak’a göre Özal Körfez Savaşı sırasında Musul’a girmek istemiş fakat engellemelerle karşılaşmıştı:
“Özal çıkmamak üzere girmek istedi Musul’a. 1990’da Köşk’te zirve yapıldı. Kemal Yamak Paşa ve ekibi Özal’ın bu fikrine destek çıktılar. Ancak Kenan Evren ve NATO’cu askeri grup karşı çıkarak engelledi. Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay da Özal’ın Musul’a girme kararlılığını görünce istifa etti. 1998’de Evren verdiği bir mülakatta Musul’a girmek isteyen Özal’ı kendisinin durdurduğunu söylemişti.”
Koçak’ın o döneme ilişkin dikkat çekici bir iddiası daha vardı:
“Demirel’in sağ kolu olan Necmettin Cevheri, Özal’a geldi. Demirel’in ‘Özal Musul’a mehter marşıyla girerse bir daha onu iktidardan indiremeyiz’ dediğini ve bu yüzden destek vermediğini söyledi.”
Başka bir iddia: “Bush, ‘tabii, girebilirsiniz, kalabilirsiniz, bizim için sakınca yaratmaz’ dedi”
1990’ların başında ‘Musul’ başlığında dile getirilen iddialardan bir başkası da dönemin ABD başkanı Bush’un Türkiye’ye Musul yolunu açtığına dairdi.
İddianın sahibi dönemin başbakanı Yıldırım Akbulut’tu. Buna göre, birinci Körfez krizi sırasında ABD başkanı George Bush, Özal’a “Biz güneyden gireceğiz. Siz de kuzeyden Irak’a girin. Musul ve Kerkük’te hakkınız var. Buraları alın” diyerek Türkiye’ye yeşil ışık yakmıştı. Nitekim dönemin başbakanı Yıldırım Akbulut da yıllar sonra bazı eski ANAP’lı milletvekilleri ile sohbetinde, Özal ile Bush arasında şu diyaloğun yaşandığını aktarmıştı:
Bush: Sayın Özal, Kuzey Irak ve Kerkük’e girin.
Özal: Sayın Bush, bugün gir diyorsunuz. Yarın da çık dersiniz.
Bush: Kim girdiği yerden çıktı ki siz de çıkacaksınız… Kıbrıs’a girdikten sonra çıktınız mı?
1990’ların başındaki bu hararetten sonra Misak-ı Milli’nin bir parçası olarak Musul meselesi yeniden sümen altına itildi. Özellikle AK Parti iktidarının Suriye’de Esad’la, Irak’ın Kürt bölgelerinde de Barzani ile kurulan iyi ilişkileri döneminde konu bir daha hiç açılmadı. Ta ki 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gürültülü ve kararlı bir biçimde konuyu yeniden alevlendirmesine kadar…
NOT. Bu yazının çerçevesini “Son 30 yılda Türkiye’den yükselen Misak-ı Milli sesleri ve konunun 2016’dan itibaren devletin bir numaralı ismi tarafından sahiplenişinin kronolojik özeti” diye çizmiştim ama meselenin 1990-2016 arası tahminimden uzun bir yer kapladı. Dolayısıyla burada kesiyorum.
Bu durumda bu mini dizinin son bölümünün konusu şu iki bölümden oluşacak: (a) Misak-ı Milli’nin 2016’dan itibaren devletin bir numaralı ismi tarafından sahiplenişinin kronolojik özeti ve (b) 2016’dan sonra kurulan yeni ittifakın harcının önemli bir parçası olarak Misak-ı Milli hayali (ya da hedefi).
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025