A.Turan ALKAN
Başbakan’ın “Başkanlık sistemini tartışalım” teklifini hangi çerçevenin içine koymak lâzım; Türkiye’nin, kendi anayasasını yazmaya başladığı günlerde, bütün anayasa metninin neredeyse yeni baştan yazılmasını gerektirecek bir değişikliği gündeme getirmek ne anlam taşıyor; Başbakan teklifinin içini izah edecek açıklamalar yapmadı, belli ki konunun tartışılmasını, kamuoyunun bu hususta bilgilenmesini istiyor; belki de genel eğilime göre kararını belirleyecek. | |
Sistemler üzerinde teorik izahlar yaparak, “Şu, Türkiye için daha elverişli” demek çok su götürür bir yaklaşım olur. Halen uygulanan parlamenter sistem, hatta pek çok Kuzey Avrupa ülkesinde asırlardır uygulanan meşruti monarşi de dahil, siyasi sistemlerin kusurları ve meziyetleri var. “Sistemi iyi niyetle işletmek” meziyetinin kendisi başlı başına bir sistem değil ancak bütün sistemlerin ayrılmaz parçası. Parlamenter sistemle de yola devam edebiliriz pekâlâ; yeni anayasada aksayan kısımların onarılması pekâlâ mümkündür. Başkanlık veya yarı başkanlık da kezâ. Burada sistemden ziyade Türkiye’nin siyasi yapısını etkileyecek önemli ayrıntı, seçimlerin nasıl düzenleneceğidir. Türkiye tek dereceli seçimle tek meclis için seçim yapıyor ve % 10 baraj uyguluyor. Baraj yüksek, ama Türkiye, herkesin zihninde kötü izler bırakan koalisyon huzursuzluklarından sonra bu yüksek barajla istikrarı yakalayabildi ve kabaca dört partili bir siyasi yelpaze oluştu. Başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerinde seçimlerin iki dereceli yapılması gerekiyor; bunun diğer adı iki partili sisteme fiilen geçiştir. Ayrıca yapılması gereken yeni seçim kanunlarında parti genel merkezlerine ve genel başkanlarına adeta parti içinde diktatörlük yetkileri bahşeden maddelerin de değişmesi gerekecek; liderinin himâyesine minnet etmeden kendi gücüyle parlamentoya gelecek vekiller, kâğıt üstünde demokratik kültürü bir üst dereceye taşıyacak gibi görünüyorlar fakat siyasetin pratiğinde bu gibi inkılâp çapında değişikliklerin nasıl hazmedileceğini şimdiden tahmin edemeyiz. Türkiye’nin önemli siyaset sosyologlarından Prof. Dr. Nur Vergin, geçen hafta Radikal gazetesine verdiği mülakatta, ille de değişikliğe gidilecekse Türkiye için yarı başkanlığın daha kullanışlı olduğunu ileri sürerken seçim sisteminin değişmesi gerektiğine de işaret etti; bunun pratik sonucu seçimlerin ikinci kademesinde mevcut bütün siyasi eğilimlerin iki parti çevresinde öbeklenmesi anlamına geliyor. Baraj etrafında gezinen partilerin sistem değişikliğine niçin soğuk baktıklarını buradan anlayabiliriz. Öte yandan sistem değişikliğinin Türk idare yapısında ve geleneğinde dönemeç teşkil edeceği de açık; Prof. Vergin, yarı başkanlık sisteminin başkana sağlayacağı denetimli güç sayesinde Kürt meselesinin çözümü için bir avantaj yakalanabileceğini savunuyor; ona göre başkanlık sisteminin gerektirdiği federatif yapılar (eyaletler), zannedilenin aksine meseleyi çözümsüzlüğe götürebilir zira eyaletler arasında kaynak transferi, bu sistemin meclislerinden kolay geçmeyecektir; halbuki problemin çözüme kavuşması için şu safhada güçlü bir merkezî irâdenin varlığı şart görünüyor. Bu safhada başkanlık sistemi ve onun farklı türevleri üzerine söylenebilecek en mâkul söz budur. Sistem değiştirmeyi düşünen bir yönetimin iki dereceli seçimle birlikte Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu’nu da aynı paket içinde mütalaa ettiği bilinse, şüphesiz herkes daha elle tutulur bir yaklaşımla konuyu tartışacaktı. Bu iki kanunun, siyasi partilerimiz açısından rahatlıkla anayasa ölçüsünde önemli olduğunu söylersek haksızlık olmaz. İşte tam da bu noktada başta hükümet adına ve teklif sahibi olarak Başbakan’ın, ardından siyasi parti temsilcilerinin Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarında yapılacak yeni düzenlemeler hakkında neler düşündüklerini bilirsek, daha sağlıklı değerlendirmelere kapı açılmış olacaktır. Doğrusu yeni ve demokratik bir anayasa hazırlıklarıyla birlikte demokrasimizde ve politik kültürümüzde yeni bir çığır açacak bu iki kanunun düzenlenmesi gündeme gelirse çok iyi olacaktır. Kayanak:Aksiyon Dergisi |
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016