Cemil ERTEM
Türkiye, 2019 seçimlerine değin, ekonomiyi, ekonomi politikalarını, daha çok, “politikleştirerek” tartışacak. Esasında böyle de olması gerekiyor. Çünkü ekonominin en yalın hali bile politiktir ve ekonomi diye anlattığımız “şey” aslında ekonomi-politiktir. Şu hayatta bana en politik kavram hangisi diye sorulsa, hiç düşünmeden, devlet bütçesi derim. Evet, bir devlet bütçesinden daha politik bir şey yoktur; çünkü bütçe, kamunun devlet gücüyle topladığı kaynakların nasıl, nereye kullanılacağını, kesimler arasında nasıl bölüştürüleceğini, hangi kesimlerden ne oranda vergi alınacağını sonra bunların tekrar nasıl, nereye aktarılacağını bize söyler ve bu anlamda, gelmiş geçmiş en politik iktisadi kurumdur.
Bugün devlet bütçeleri “çağdaş” maliye politikasının temel araçlarından biridir. Bütçenin kaynakları ve bu kaynakların yaratılarak yeniden dağıtılması sonrası bütçenin hangi araçlarla bağlanacağı -denkliği- iktidardaki siyasetin politik duruşuyla doğrudan ilintilidir.
Günümüzde bütçelerin en önemli sarfları faizdir. Bu anlamda bütçenin faiz dışı fazla vermesi, günümüzde bir başarı sayılıyor. Ancak ben bu “başarı” kıstasının tek başına şu günlerde artık geride kalması gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye gibi çok dinamik bir ekonomiye sahip ülkenin, faiz yükünü en aza indirip, bütçenin temel yükü olmaktan çıkarma imkânı olduğu gibi, Türkiye, kaynakların daha etkin ve niceliksel olarak daha fazla tedarikini sağlayabilir.
Bunun da başlangıç noktası bütçe kaynaklarını, orta ve uzun vadede, hem bütçeye hem de ekonominin geneline daha fazla katkı sağlayacak alanlara yönlendirilmesidir. AK Partiiktidarları, bunu 2008’de Erdoğan’ın IMF ile Türkiye’nin ilişkisini kesmesiyle birlikte kısmen yaptı. 2008’te bütçede GAP Eylem Planı’na bağlı olarak, altyapı yatırımlarına çok önemli bir kaynak aktarıldı. Ve bu tarihten sonra, hem eğitim ve sağlık alanlarına, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş kaynaklar tanımlandı hem de ekonomide dışsallık oluşturacak ve gelecek nesillerin refahını artıracak altyapı yatırımları yapıldı.
Tabii bu arada yap-işlet-devret projelerini de, hiç gereği olmadığı halde, geleneksel-çağ dışı anlayış bütçede tanımlamaya kalktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesela bu uygulamaya Başbakanlık döneminde karşı çıktı. Çünkü riski bile bütçede tanımlayıp, sosyal alanların kaynaklarını kısmak, teknik değil, politik bir tavırdır ve Türkiye’nin değil, iç ve dış azınlığın işine yarayacak politik bir duruştur. Esasında, tam anlamıyla neoliberal ekonomi politiğin geleneksel yaklaşımıdır bu tür yaklaşımlar.
Erdoğan ve ekonomi...
Öte yandan, maliye politikası dışında para politikasını da bu çerçevede tartışmalıyız. Ben, hem “dışarıdan” izlerken hem de Sayın Cumhurbaşkanı ile çalışırken, Cumhurbaşkanı’nın ekonomiye bakışında şunu gördüm: Erdoğan, öncelikle piyasa ekonomisinin ödünsüz bir savunucusu. Ancak o piyasayı güçlünün güçsüzü ezip geçmesinin önünün açılması, Türkiye’nin küresel sermaye güçlerinin önünde, piyasa adına, diz çökmesi olarak görmüyor.
Adil bir iktisadi sistem piyasanın sonucu değildir; tam aksine, adil bir iktisadi sistemin zorunlu sonucu kesintisiz ve krizsiz işleyen bir piyasadır. Ancak bu formülasyonun hayata geçmesi politikaya bağlıdır.
Peki, günümüzde hangi politik duruş bunu savunur ve yapar? İşte bu soru, artık çağ dışı sayılacak 19. ve 20. yüzyılın sağ ve sol siyasetlerini aşan bir cevabın sorusudur.
Geleneksel sağ-sol orta sol, merkez sağ gibi çağdışı kavramları aşan siyasetçiler ve liderler artık ayakta kalacak bu yüzyılda...
Merkez sağ(mı)
Şimdi yeni partiler kuruluyor; izliyorum. Bunlar “merkez sağ” gibi tanımlarla Türkiye gibi bir ülkede iktidar olacaklarını sanıyorlar. Bir önceki yüzyılda Ecevit’in “ortanın solu” uydurması biraz tutuyor gibi olmuştu ama hem gerçekte tutmadı hem de yüzyıl atladık.
Türkiye’de “merkeze” yaklaştığını söyleyen bütün partiler, şimdilerde çöken bir iktisat anlayışını savunmuşlardır. Oysa Erdoğan’ın başarısı, yukarıda dediğim gibi, bu anlayışı aşarak güçlü bir orta sınıf oluşturmasına bağlıdır.
Oysa çağ dışı neoliberal anlayışı aşmadan Türkiye gibi ülkelerde güçlü -zenginleşen- bir orta sınıf oluşturulamaz. Şimdi yeni kurulacağı söylenen “merkez sağ” partinin ekonomi programını bir eski merkez bankası başkanınız yazacakmış, o zaman şimdiden geçmiş olsun. O ekonomi programıyla bu ülkede yüzde 5’i bile geçemezler.
Ekonominin teknik bir “şey” olduğunu sanıp, nasılsa halka yuttururuz diye düşünüyorlarsa, o günler geride kaldı. Erdoğan’la birlikte ekonominin politikanın temeli olduğunu bu millet öğrendi. Devletinin bütçesini kendi bütçesi gibi biliyor. Merkez Bankası’nı da kendi banka hesabı gibi takip ediyor.
Artık merkez sağ, ortanın solu falan bunlar aynı yolun yolcusu... Bunu anlatmak için son bir cümle: Yeni kurulan merkez sağ partinin ekonomiden sorumlu eski merkez bankası başkanının önerdiği ekonomi politikasına bakın sonra da CHP’nin ekonomi politikasına... Aynı şeyi söylerler... IMF’nin yıllardır bunlara söyledikleridir, söyledikleri...
İyi bayramlar!..
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018