Cihan AKTAŞ
Süleymaniye’nin yalnızlığına değinmiştim Ramazan yazılarımdan birinde. “Şehir asla unutmaz”diyor ya Mustafa Armağan... Süleymaniye İstanbul’un gözleriymiş gibi geliyor bana, kendinden verme pahasına izliyor ve kaydediyor.
Bazı kentlerin sadece tarihi yeter. İstanbul gerçekten yeni markalarla anlamlandırılmaya ihtiyacı olmayan, dirençli ve hayat dolu, çok katmanlı bir şehir.
Issızlaşmaya, işitme yeteneğini yitirmeye zorlanıyor Süleymaniye, ama bu yüzden de sanki daha iyi görmeye çalışıyor; bulunduğu tepede, Dubaileştirilen şehrin karakteristik dokusunu böylelikle alıkoyabilirmiş gibi. Aklımda bir iftarda Süleymaniye taraflarına geçmek vardı. Ayşe Böhürler’in Ramazan boyunca twitter’da ve köşe yazılarında anlattığı “Ramazan teyzeleri” cami seferberliğinin ilk kılavuzu, gönüllü sanat tarihçisi dostum Ayşe Sula Süleymaniye’de bir sahur programına davet ettiğinde hemen kabul ettim.
Süleymaniye’nin ıssızlığı ve aynı zamanda mesela Sultanbeyli’nin yıllarca otobana çıkışı olmayan nâmeşru bir semt olarak yaşamasını olağan karşılatan her saik, kişilikli bir toplum olmanın sebeplerini unutmanın göstergesi gibi geliyor bana. Kendimizi hiç değiştirmeden, yeniden düşünüp üretmenin yollarını aramadan, atalarımızın mirasıyla bir süre daha idare edebileceğimizi sanıyoruz, Çorak Ülkemirasyedileri misali.
Aykırı ve ancak dosta yakışacak şekilde, bütün gerçekliğiyle “acı” cümleler kuranın kaleminin elinden alındığı bir Türkiye, düşünce beyanı suçlusu olmak nedir iyi bilen AK Parti kurucularının gönlünden geçen ülke olmamalı.
Cumartesi günü iftardan sonra Beyazıt’taydım, kitap fuarında. İz Yayıncılık Yayın KoordinatörüHamdi Akyol’un davetiyle yıllardır ilk kez böyle bir imza- söyleşi programına katıldım. Sevgili roman okurları... Ali Bulaç’ın (Platon’un da) tersine, şiirin, romanın ve elbet öykünün insanlığın ortak duyarlıklarını ve düşüncelerini iletmede, dolayısıyla ötekini anlama ve onun açısından sorumluluk yüklenmede, böylelikle de insanın hemcinsine bakış açısını geliştirmede büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki roman, kadınlar da yazmaya başlayalı özellikle, kadının kendini ve hayatı ifadesinde olsun, kadınları “alt insan” olarak telakki eden zihniyete karşı olsun “gerekli açıklama”yı yapmayı sürdüren geniş imkânlara haiz bir tür.
Öykü yazarı çift, İrem ve Aykut Ertuğrul küçük çocuklarıyla geldiler fuara. Kısaca da olsa öykü konuştuk. Aykut’un geçen yıl Keyfekeder Kahvesi isimli kitabı yayımlandı, İrem de bir öykü kitabı hazırlığı içinde. Sadece şiirlerini değil, insan yanını da önemsediğim Ahmet Murat’la sohbet ettik ve Ahmet İlahiler ve Neşideler kitabının müjdesini verdi. Gülcan Tezcan’la, Suat Koçer’le ise elbet sinema konuştuk ve Film Arası dergisini. Suat’ın Bu Ne Biçim Cumartesi ismini taşıyan öykü kitabını sevmiştim. Yeni kitabını imzalayıp getirmiş bana: Dokuz Canlı Hikâye.
Yan stanttan Ahmet Şahin, Aile İlmihali isimli kitabını getirdi, imzalı.
HerTaraf’tan ismine aşina olduğum yazar Ayşe Sözen, annesi Nuran Hanım’la gelmişti. Nuran Hanım yazdığı kitap için isim bulmamı rica etti. Son zamanlarda tanıdığım en sevimli anne-yazar.
Malezya’da öğrenciliği sırasında tanıdığım Elif Zeynep, twitter’dan aşina olduğum gurbetçi okurlar...Kitap Rengi’nden Çağlayan ve Fatma Ömer Ustaoğulları kardeşler... Herşey iyi güzel de bu fuarda niye Nubihar Yayınevi yok...
Alttan alta beni, hepimizi rahatsız eden öteki konu, Mazlumder’in Fatih Camii avlusunda düzenlediği“Adalet İçin İftar”ına yapılan döner bıçaklı, satırlı, beyzbol sopalı, Hüda Kaya’nın onca örselendiği saldırı. “Sizi burada yaşatmayız, defolun gidin!” Süleymaniye kadar göz önünde olmasa da avlusu her zaman kalabalık Fatih Camii’ni kim sadece kendisine ait sayabilir... Müminlerin Roboski mazlumlarını cami avlusunda, iftar sofrası başında hatırlamasından daha doğal ne olabilir hem...
Sahurda, çoğunluğu ayrı ayrı arkadaş, aile fertlerinden oluşan 80 kişi, Mimar Sinan Kafe’nin terasında işte bu konularda konuştuk; Süleymaniye şahidimiz.
“Kişi olmak”, diğer her şeyin yanı sıra bir başkasını mümkün olan en iyi şekilde anlayabilmek, yani kendisini bir başkasının yerine koyabilmek, bir an için başkasının kalıbında yaşayabilmek anlamına gelir, Aliya’ya göre. Süleymaniye bu nedenle şehre nazır olmanın hakkını vermeye çalışıyor, duyarsızlaştırmaya dönük ihmallere rağmen ve aynı nedenle roman, gelişen bir tür olmaya devam edecek.
Ve fakat Nubihar’ın fuardaki yokluğunun açtığı boşlukta duyulmaz olan kelimelerin eksikliği kadar hiç bir şey, kişiliğimizi hatırlama ya da yeniden kazanmanın kaynaklarını, sebeplerini tahrip edemez.
Sabah namazına doğru 23. Cüz okunurken cami giderek kalabalıklaştı, cemaatin çoğunun kadın olduğunu gördüm, yanımda oturan kadın kafilesi ta Pendik’ten gelmiş. Fuar Beyazıt’a taşınırken Süleymaniye’ye de biraz daha yakınlaştı. Keşke kültürel çölleşmeye karşı yeteri kadar isabetli bir adım sayabilsek bunu... Ramazan geçtiğinde, iftar ve sahur toplanmaları sona erdiğinde Süleymaniye yine ıssızlaşmaya terk edilmese...
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016