Elif ÇAKIR
Birkaç gün önce Ankara Sincan Cezaevinde tutuklu olan Boydak Holding’in eski yönetim kurulu başkanı Hacı Boydak’tan uzunca bir mektup aldım.
Karşı karşıya kaldığı hukuksuzları anlattığı mektubunda Sayın Boydak şöyle bir algıdan bahsediyor:
“Sadece üzülüyoruz, Türkiye’de sadece Osman Kavala’ya hukuksuzluk yapılıyor gibi bir algı var.”
Türkiye’de yargı sisteminin mağdur ettiği tek isim Osman Kavala mı?
Cezaevlerinde belki de Osman Kavala’dan daha ağır haksızlıklara uğramış, hukuk ihlallerine maruz kalmış insanlarımız yok mu?
Elbette var hem de çok var.
Osman Kavala davası ülkemiz de adalet alanında yaşanan ağır sorunlarımızın onlarca örneğinden sadece biridir.
Sadece biridir ama çok fazla ilgi çektiği de muhakkak. Hukukçuların, kamuoyu önderlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, gazetecilerin, aydınların, politikacıların Osman Kavala davası hakkında yaptığı açıklamalar toplansa, bir araya getirilse kocaman bir cilt meydana gelir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın defalarca konuştuğu bir davadan bahsediyoruz.
Kavala sadece bizim ülkemizde bilinen bir dava da değil, Batı’da da Osman Kavala davası ilgiyle takip edilen bir dosya.
Ben de Osman Kavala davası hakkında yazılar kaleme aldım. Hem kamuoyunda bir hukuk hassasiyeti, bir adalet duyarlılığı oluşmasına karınca kararınca katkıda bulunmak amacıyla hem de ülkemizdeki hukuk düzenin ağır ihlallere müsait olduğunu göstermek için yazdım. Tekrar altını çizmem gerekir ki Osman Kavala davası Türkiye’nin hukuktan hızla nasıl uzaklaştığını gösteren dosyalardan biridir.
***
İktidarın elinin açıkça görüldüğü davalardan biridir Osman Kavala dosyası.
Hakeza Enis Berberoğlu davası, Ahmet Altan davası, Selahattin Demirtaş davası, eski ismiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu eski başkanı İbrahim Okur davası…
Yazımın başlığına tekrar gelecek olursak elbette hukuk sistemimizin mağdur ettiği tek kişi Osman Kavala değil.
Ülkemizde hukuk sisteminden kaynaklanan sorunlar yüzünden oluşan geniş mağduriyetler hala bütün ağırlığıyla devam ediyor.
Adalet mağduru olan askeri öğrenciler var, subaylar var, erler var.
Kamuoyunda isimleri bilinmeyen on binlerce insan KHK ile delil olmadan işlerini, ekmeklerini kaybettiler. Yargının verdiği beraat kararlarına rağmen işlerine dönemeyen insanlar var.
Gazeteciler var, yüzlerce iş adamı var.
Mümtazer Türköne hakkında yazıldı, Ahmet Turan Alkan hakkında yazıldı, Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay hakkında yazıldı, çizildi ama aynı davada yargılanan Mustafa Ünal hakkında tek bir satır yazılmadı maalesef. Oysa Mustafa Ünal, Mümtazer Türköne, Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç ile aynı davada yargılanan bir isimdi. Yüksek mahkemenin bir tek Ünal’ı dosyadan ayırarak hakkında “hak ihlali var” dememesi bir adalet sorunu değilse nedir?
Dolayısıyla ülkemizde hukuksuzlukla karşı karşıya kalan sadece Osman Kavala değildir.
***
Başlarına gelenlere hala inanamadığını, bu yaşadıkları karşısında ülkesi adına çok üzüldüğünü söyleyen Boydak mektubunda şöyle diyor:
“Son 30 yılda Kayseri’de tüm kategorilerde birinci olduğumuz gibi yıllarca Anadolu Kaplanları, Anadolu Aslanları olarak ödüllendirildik. Capital Hürriyet Grubu Gönlü Zengin İşadamları sıralamasında ailemizi hep ilk 10’un içerisinde gösterdi. 900 değişik kuruma yardım yapmışız. Yaptığımız yardımları vergiden düşmüşüz, çünkü kamu yararı var. Melikşah Üniversitesi Bakanlar Kurulu onaylı, Yüce Meclisimizin kararıyla kurulmuştur. Cumhurbaşkanımız onaylamış, Büyükşehir Belediyesi eğitim alanı olarak Meclis kararı almış, Talas Belediyesi sınırları içerisinde faaliyet göstermesine izin vermiş, Erciyes Üniversitesi garantör üniversiteliği oy birliği ile senatosundan onaylamış. Her yıl akademik yıl açılış törenlerine devletimizin valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı, AK Partili milletvekilleri, Bakanlar, Başbakan Yardımcıları gelmiş. Cumhurbaşkanımız defalarca katılmış. Herkesin taktir ettiği kurum terör faaliyeti yeri oldu. Bizler de ailecek terörist.”
Şu satırlar da Boydak’ın:
“Düş gibi hayal gibi rüya gibi… Samimi olarak söylüyorum gerçekten hala inanamıyorum yaşadıklarımıza. Ülkem adına çok üzülüyorum. Ailemizden hiçbirimizin adliyeyi bırakın karakolla dahi işimiz olmadı. Cezaevlerini filmlerde görürdük.”
28 Şubatta “yeşil sermaye” diye sıkıştırılmaya çalışılan holdingler arasındaydı Boydaklar. Sanırım yardım yapmadıkları İslami sivil toplum kuruluşları, dernekler, gazeteler, televizyon kanalları kalmamıştır. Hacı Boydak kardeşiyle birlikte FETÖ Davaları kapsamında altı yıldır cezaevinde. Dosyaları Yargıtay’da bekliyor. Boydaklar Holding’e 2016 yılında kayyum atandı, müsadere yapıldı.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun verdiği bilgiye göre 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de 800 şirkete el konulmuş, kayyım atanmış ve bunlarla ilgili hukuki süreç tamamlanmamış! Neden tamamlanmıyor? Altı yılda hukuki süreç tamamlanmaz mı?
Bir ülkede bu kadar şirket, kurum terör örgütü ile iltisaklı olabilir mi?
11 Mayıs 2020 tarihinde Mustafa Yeneroğlu Karar Tv’de şu haklı soruyu sormuştu:
“1 milyon 56 bin insan terör örgütü üyeliği bağlamında soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmuş. Sadece çekirdek aile üzerinden hesap etsek 4 milyon insan eder. Sadece 15 Temmuz’dan sonra 700 bin kişi FETÖ mensubiyeti iddiasıyla soruşturma geçirmiş. Bir hukuk devletinin altından kalkması mümkün olmayan bir durum bu. 700 bin üyesi olan bir terör örgütü olur mu?”
Olmaz elbette. Olmamalıydı da…
***
Bu satırları okurken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hukuki Araştırmalar Derneği heyetini kabulünde yaptığı konuşmada FETÖ ile ilgili yaptığı “tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet” tanım geldi aklıma. (22 Ekim 2015)
Bu ülkede dindar olan herkesin bir şekilde bu yapıyla kesişti. Ama çocuğu daha iyi okusun diye dershanelerde kesişti ama okullarında kesişti ama faiz haram olduğu için faizsiz bankacılık sisteminde kesişti ama hayır hasenat işlerinde kesişti. Sadece dindar kesimin de yolu kesişmedi FETÖ denilen olguyla.
“Demokrasi”, “temel hak ve özgürlükler”, “adalet”, “hukuk devleti”, “yeni anayasa” gibi başlıklarla düzenlenen toplantılar pek çok demokratın, liberalin, seküler insanların yolunun FETÖ ile kesişmesine sebep oldu.
***
Sayın Erdoğan oldukça güzel tanımlamıştı. Bu tanımlama geçerli olsaydı bugün FETÖ davalarında yargı sistemi on binlerce mağduriyet oluşturmazdı.
Ne bir iş adamı ne de bir vatandaş devletin, kanunların, hukukun “terör örgütü” olarak tanımladığı bir yere yardım yapar mıydı?
FETÖ davalarına ya da iktidarın yakından takip ettiği dosyalara bakan hakimlerin üzerinde “hain, uşak, örgüt üyesi” gibi ithamlar olmasaydı yargı sistemi bu kadar mağduriyet oluşturur muydu?
Siyaset kurumlarının, bazı davalarda kendi lehlerine sonuç alabilmek için tüm ahlaki, insani ve evrensel kuralları yok saydığını söyleyen eski AYM Başkanı Haşim Kılıç şöyle demişti:
“Karar veren hakim gerici-ihanet-hain-uşak ve örgüt üyesi gibi ithamların korkusuyla bazen vicdanla bağlantısını kesmek zorunda kalıyor.” (11 Kasım 2019)
Hakimlerin, savcıların üzerinde böylesi korkular olmasaydı mahkemeler bu kadar adaletsizlik üretir miydi?
Hakimler vicdanlarıyla ve hukukla bağlantılarını kesmeselerdi eski adıyla HSYK 1. Daire başkanı İbrahim Okur davası, Hacı Boydak, Enver Altaylı davası, mahkemeler ağır müebbet hapse mahkum edip Yargıtay’dan dönen veya sıra bekleyen nice sayıdaki davalar nasıl sonuçlanırdı?
Böyle sorulara yargının meydan vermemesi lazım.
Toplumda böyle soruların oluşmaması için yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda toplumda güvenin oluşması lazım. O zaman suçlu ile suçsuzun gerçekten adalet ölçüleriyle ayırt edildiğine toplum inanır. Türkiye’nin acilen buna ihtiyacı var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024