Boğaz kenarındaki ıssız kafede bir dostumla HDP’nin seçime parti olarak katılma kararının sonuçlarını tartışırken birden sözümü kesti, ‘Senin ve Aslı Hanım’ın yazılarını okuyorum. HDP’nin seçime parti olarak katılma kararını çok tek yanlı okuyorsunuz. Ya bu bilerek alınmış bir kararsa. Yani, HDP, AKP’ye anayasayı değiştirecek çoğunluğu sağlama fırsatı vermek için baraj altı kalmayı seçiyorsa’’ sorusunu seslendirdi. Dostumun anlattıkları özetle şöyle…

Abdullah Öcalan 15-16 yıldır İmralı’da devletin denetimi altında. Bunun son dönemini MİT kontrolünde geçirdi. Böylesi devasa bir istihbarat örgütünün beyin yıkama, yönlendirme konusunda usta olduğunu akılda tutmak gerekir herhalde. Ayrıca, Öcalan’ın bir an önce İmralı’dan çıkmak ve özgürlüğüne kavuşmak arzusunu da. Arzular, manipülesi kolay duygulardır.

Şimdi bu seçimde HDP seçime geçmişte olduğu gibi tek tek adaylarla değil de parti olarak katılma kararı aldı. Öcalan’ın HDP heyeti üzerinden yaptığı açıklamalarda, bu konunun fikir babası olduğu anlaşılıyor.

Son günlerde hep yüzde 10 barajının kalkmasını tartıştık ama Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç’ın, konuyu gündeme getiren Muharrem Sarıkaya’ya yazdığı mektupta, bireysel başvuru nedeniyle iptalin kolay görünmediğini okuduk.

HDP ERDOĞAN’A ÇALIŞIRSA

Yani, HDP seçime yüzde 10 barajıyla girecek. Güvenilir araştırma şirketlerinden Metropol’ün araştırmalarına göre, HDP’nin oy oranı şu anda yüzde 7-8 civarında. Haziran’daki seçime kadar yüzde 2’lik bir sıçrama yapması gerekiyor ki, bunun kolay olmadığı bir gerçek.

HDP’nin Meclis’e girememesinin yaratacağı sıkıntıyı örgüt AKP ile varılacak anlaşma gereği idare edip kaotik bir ortam yaratılmamasını sağlayabilir. Bölgede duruma hakim olan PKK, durumunu daha da sağlamlaştırabilir. Şu anda örgütün bölgede mahkemeleri, yüksek mahkemesi, hapishanesi, vergi tahsilatı yapan kurumları olduğu herkesin bildiği bir gerçek.

Bu tabloda asıl bakılması gereken durum, dostumun işaret ettiği gibi, HDP’nin AKP’ye daha doğrusu Erdoğan’a sağlayacağı avantaja bakmak gerekiyor.

BAŞKANLIK MESAJI

Erdoğan bugünden AKP’nin Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşıp başkanlık sistemine geçeceğinden emin şekilde davrandı. İmralı’nın kararını önceden bildiği veya bu yönde çalıştığını tahmin etmek zor olmasa gerek.

HDP’nin girmediği bir seçimde AKP, Anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edecek ve bu sayede milliyetçi tabanına ‘‘PKK ile anlaşıp Anayasa değişikliği yapmadım’’ mesajı verecektir. Ayrıca elindeki mutlak çoğunlukla Erdoğan’ı rahatsız eden Anayasa Mahkemesi, Danıştay gibi yüksek yargı organlarını silbaştan inşa ederek mutlakiyetçi bir rejim kurma fırsatı elde edecektir.

Böyle bir tablonun Türkiye için yaratacağı sonuç ortada elbette. Komplo teorisi mi? Yaşayıp göreceğiz?