Fehmi KORU
Türkiye gecikmeli gelen çıldırtıcı sıcaklıklarla baş etme mücadelesinde; zaman zaman gölge sıcaklığı 45 derecelerde seyrediyor. Kimileri kendini denize atıyor, kimileri uyarılara uyup sokağa çıkmıyor; sürekli çalışan klimalar yüzüden elektrik sarfiyatı rekor seviyelere fırlayabilir…
Kimileri de bu sıcakta yürüyor.
Zor bir iş Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı; çok zor bir iş…
“Ben de oradaydım” diyebilmek için yanına gelen kalem erbabının izlenimlerini okuyorum; bir-iki kilometrelik yürüyüşün bile canlara ‘tak’dedirtecek bir büyük çile olduğunu haber veya yorumlarına eşlik eden fotoğraflarından anlıyorum. Ünlü isimleri, bu arada izlenim yazacak gazetecileri de, kısa süreliğine ön safa alıyormuş yürüyüş düzeninden sorumlu olanlar, o fotoğraflar o sırada çekiliyormuş…
Kemal Kılıçdaroğlu ise her gün muntazaman kilometrelerce yürüyor. 69 yaşında olmasına rağmen. Üzerinde ‘adalet’ yazan pankart elinde olduğu halde.
Yürüyüş sırasında CHP kimliği geri planda tutuluyor, ‘adalet’ dışında sözler taşıyan pankartlara da izin verilmiyor.
Bir-iki münasebetsiz girişim ve müdahale dışında tepki de almaksızın.
On güne kalmadan, 9 Temmuz günü, Maltepe’ye ulaşıldığında muhalefetin eriştiği en kalabalık bir gruba dönüşmesi bekleniyor Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği yürüyüşün…
İktidar partisi rahatsız mı?
Desteğini iktidardan esirgemeyen çevre, yazarı ve gazetecisi, orada büyük bir rahatsızlık yaşandığı izlenimi veriyor.
Her gün Kılıçdaroğlu’nun şahsından hareketle CHP’nin geçmişteki yanlışlarına değinen, orada kalmayıp bugünkü yürüyüşü de sakıncalı bulan değerlendirmeler okuyor, yorumlar dinliyoruz.
AK Parti ise, ilk günlerde verdiği acele tepkilerden sonra, biraz sakinleşti sanki. Partinin resmi sözcüleri, muhalefeti suçlayıcı, yürüyüşü önemsiz gösteren açıklamalar yapmakla yetiniyor; yürüyüşün bir adi vak’aya, bir güvenlik olayına dönüşmemesi için gerekli devlet tedbirini almaktan geri durmuyor hükümet.
Doğru da yapıyor.
Pankartlar üzerinde yazılı o tek sözcük CHP’nin inhisarında değil çünkü: Adalet herkese lâzım.
İktidar partisinin önümüzdeki 9 günü konunun bu yönü üzerinde düşünerek geçirmesinde yarar bile var.
Türkiye’nin siyasi tarihi kesintilere uğramış bir tarihtir. Demokrasiyi kesintiye uğratan her olay ‘adalet’ kavramının da yara almasına yol açmıştır. Hem de çoğu kez Kılıçdaroğlu’nun bugün başında olduğu partinin de alkışları arasında…
Menderes ve 10 yıllık DP iktidarında kendisi gibi sorumluluklar taşımış iki arkadaşı Yassıada Mahkemesi tarafından verilen hükümle idam edilmiş, eski cumhurbaşkanı (Celal Bayar) ile çok sayıda DP milletvekili ve sivil-asker bürokratı ömürlerinin uzunca sayılacak birer bölümünü cezaevlerinde geçirmişlerdir.
Adalet sözcüğüyle ifade edilen değer o zaman da yaralanmıştı.
Necmettin Erbakan’ın da içinde yer aldığı 1980 öncesinin önemli siyaset adamları 12 Eylül (1980) kesintisi sonrasında derdest edilip askeri tesislerde zorunlu ikamete tabi tutulmuşlardı. O dönemin siyasi partilerinde sorumluluk taşıyan yüzlerce insan yıllar süren mahkemelerde yargılandı. Partiler kapatıldı. Siyaset adamlarının siyasi hakları ellerinden alındı.
Adalet yine yaralandı.
‘Post-modern’ müdahale döneminde, Tayyip Erdoğan’ın da, okuduğu bir şiir yüzünden, cezaevine düştüğünü, o yüzden partisi iktidar olduğu halde kendisi siyasi yasaklı bulunduğu için başbakanlığı üstlenmede altı ay geciktiğini biliyoruz.
Adaletin gözü o sırada da morarmıştı.
Şu yakın zamanlarda bile, darbe hazırlığı içerisinde bulundukları iddiasıyla ilgili-ilgisiz herkesi yargılayan bir hukuk süreci yaşandı. Yıllarını demir parmaklıklar arkasında geçiren insanlar, ‘kumpas’ olduğunu yetkili ağızlardan işittiğimiz o yargılamalardan sonunda beraat ettirildiler.
Yargılama adaleti yaralar mı? Yaraladı işte.
Bu fırsat kaçırılmamalı
CHP çoğu kez geçmişte yapılan yargı yanlışlarını alkışlarken.. bugün.. kendisi ‘adalet’talebini seslendiriyor.
Bugünlerde de ‘adalet’ ile ilgili sorunlar yaşanıyor. “Yaşanmıyor” diyen kendini aldatır. Türkiye’deki ‘adalet’ sorunu yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın da sorunu haline geldi; gazeteciler ve yazarların duruşmalarına dünyanın dört bir tarafındaki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılıyor; iki genç insanın açlık grevi ile Avrupa Birliği’nin resmi kurumları da ilgileniyor.
Üstüne üstlük, 100 binden fazla insan son bir yıl içerisinde KHL’lar ile görevden atıldı, 50 binden fazla insan cezaevlerinde; kimi yargılanıyor, kimi yargılanmayı bekliyor…
Kemal Kılıçdaroğlu bu arka plan tablosu eşliğinde yürüyor.
Muhalefet görevini yerine getiriyor yürüyerek…
İktidar da, aynı tablo üzerinde düşünerek, kendisi için bugünkünden daha uygun bir yol ve yordam bulmak zorunda.
Geçmişte siyasi hayatımızda yaşanmışlıklar AK Parti’nin kendisini uzak hissetmeyeceği kişilere reva görülmüş yanlışlıklarla dolu. İdam edilen Menderes, Zorlu ve Polatkan.. yargı önüne çıkartılan Necmettin Erbakan ve MSP kadrosu.. şiir okuyan adam Tayyip Erdoğan..
Onlar kadar ünlü olmadıkları için adlarını burada anmadığım yüzlerce, binlerce siyasi.. yazar.. aydın..
“Var mı bugün de o dönemlerle mukayese edilecek yanlışlıklar?”
AK Parti’nin bu soru üzerinde düşünmesi ve ufacık bir ihtimal bile varsa, onu ortadan kaldırmak için kolları sıvaması gerekir.
Tarih olaylar yaşandığı sırada yazılmıyor; Menderes’e, Erbakan’a, Erdoğan’a yargı eliyle vurulan darbeler, o günlerde şimdi olduğu gibi görülmüyordu.
Önemli olan bugünlerin yarın nasıl değerlendirileceğidir.
Öldürücü sıcaklarda yürümesine devam eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun eylemi AK Parti’ye düşünme fırsatı veriyor.
İyi değerlendirilmeli.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025