Hadi ULUENGİN
ŞÜPHE yok ki “evli evine, köylü köyüne” deyimi siyaseten doğrucu lügate girmiyor.
Buna “dağdan inmiş bağdakini kovuyor” sözünü de ekleyebiliriz.
Çünkü şu kısacık her dört kelimenin geri planında ciddi bir bencillik yatıyor.
Artı, geniş anlam ötekini dışlamak refleksinin bütün çağrışımlarını ihtiva ediyor.
Oysa malûm, o “siyaseten doğrucu” yaklaşım bu tür hissiyatları yasakladı.
En azından onları açık açık dışavurmak ayıp addedilir oldu.
Fakat eminin, sırf Türkçede değil muhtemelen bütün lisanlarda yukarıdaki mananın benzerini ifade eden deyimler, atasözleri, vs. sayısızdır… Şimdi bir parantez açıyorum:
***
TEMMUZ ayı başlarında Bodrum Merkez’e inmiştik.
Şehrin dört bir yanında da koyu tenleri, tipik fizyonomileri ve hâl ve oluş tarzları itibariyle herhangi bir Hint Yarımadası ülkesinden geldikleri anlaşılan mültecilere rastladık.
Ve insiyaki bir refleksle ahalisi de, turisti de, esnafı da “köşe başlarında dilenen Suriyeli sefiller yetmedi de başımıza bir de bunlar mı çıktı” kabilinden ters ters bakıyordu.
Gerçi hercümercinin arasında kaybolmaya çalışıyorlardı ama ne mümkün!
Bana yetmişli yıllarda Alman tren istasyonlarının kalabalığında anonimleşeceğini sanan fakat daha ilk bakışta göz çıkartan kaçak Türk “gurbetçileri” hatırlattılar.
Belli ki kapağı Yunan adalarından birisine atabilmek için buraya uğramışlar.
Zaten bir- iki gün sonra o can tüccarı teknelerden birisinin alabora olduğunu ve şu kadar kişinin de Ege sularında boğulduğunu okuduk.
Parantezi kapatıp şimdi tekrar “evli evine, köylü köyüne” sözüne dönüyorum.
***
DEYİM istediği kadar çağımızın “siyaseten doğrucu” lügatiyle uyuşmasın…
Aslında dün olduğu gibi bugün de insani duygulara tercüman olmaya devam ediyor.
O insan ki yaratılış fıtratı itibariyle diğer canlılardan çok farklı değildir!
Âdemoğlu son tahlilde av ve in sahasına başka hemcinslerin girmesine izin vermeyen ve bunu önlemek için de ölesiye kavgaya tutuşan vahşi hayvanlarla aynı dürtüyü paylaşır.
Fakat doğru, sosyalleşmeye paralel olarak sözkonusu dürtüler tabii ki ehlileşir.
Ama tamamen törpülenmez… En ilkel kabile aşiretinden en ileri bilişim toplumuna, zaten genetik formüle kazınmış olan bu cins içgüdüler daima alestada ve teyakkuzda beklerler.
Bıçak kemiğe dayandığı vakit de; yani şimdiye kadar “evinde” ve “köyünde” ancak tahammül ve tolere ettiği “öteki” artık onun avlanma sahasını tahdit ve onun âdet, gelenek ve tanrılarını da tehdit etmeye başladığı vakit ise külahlar değişir.
Velev ki “siyaseten doğrucu” terbiye “evli evine, köylü köyüne” sözünü lügatten aforoz etmiş olsun, buradan itibaren deyim bütün çıplaklığıyla tekrardan kendini dayatır.
İşte şimdi biz de oraya doğru gidiyoruz…
***
ORAYA doğru gidiyoruz ve Taksim’deki Suriyeli dilencilere duyulan husumetten Bodrum’daki kaçak mültecileri aşağılayan bakışa, bunun ilk tehlike çanları epeydir çalıyor.
Zira Türkiye artık göçmen ihraç eden değil göçmen ithal eden bir ülke kimliği taşıyor.
Dolayısıyla bugüne dek daima Batı’yı suçladığı ırkçılık, dışlamacılık, ötekileştiricilik vs. gibi dürtülerden hiç de arınmamış olduğunun farkına varacak.
Aynı Batı’da sosyologların hanidir üzerinde çalıştığı tolerans hacmi; otokton- alokton ayırımı; entegrasyon- asimilasyon çizgisi hakkında mecburen kafa yormaya başlayacak.
Ve tabii “zamanın ruhuna” uygun olarak “evli evine, köylü köyüne” sözü yine ayıp addedilecek ama işte canlının fıtratında var!
O “evliler” ve o “köylüler” en azından gizli gizli böyle düşünmeye devam edecek…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015