Halil BERKTAY
[2 Ocak 2020] Dağ taş anti-emperyalizm oldu son zamanlarda. Sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da, anti-emperyalizmden geçilmiyor. Çin’de Xi Jinping, Rusya’da Putin, Macaristan’da Viktor Orban, Filipinler’de Duterte, Brezilya’da Bolsonaro, Myanmar’da bir zamanların demokrasi simgesi Aung San Suu Kyi’yi artık tamamen esir almış gözüken (ve tabii Çin destekli) generaller, bu yeni ve ucuz janrın ilk akla gelen temsilcileri.
O kadar kolay ki. Üç basit adımda tarif edebilirim. (a) Başlangıç. Rastgele herhangi bir proje ortaya at, bir duruş benimse, ya da belirli bir uygulamaya giriş. İllâ uluslararası alanla, dış politikayla, Büyük Devletlerle, ABD, Rusya ve Çin’le ilgili olması da şart değil. (Hattâ tersine, özellikle onları ilgilendirmemesi, zira destansı ama desteksiz meydan okuyuşlarımızın sonunda nasıl pörsüyüp kâh şunun kâh bunun ne kadar kanadı altına girmemizle noktalandığını ihsas etmemesi kuvvetle tercih edilir.) Bunun dışında, ister hukukla ilgili olabilir, ister köprü ve kanal mühendisliğiyle, ister eğitim ve öğretimle, ister otomotiv sanayisiyle. (b) Dikkat edeceğin tek koşul var. Hayır, sakın gerçekten doğru ve yararlı olması değil. Bilâkis, en azından tartışmalı, belki tümüyle yanlış olması, dolayısıyla toplumda ciddî bir itiraz görmesi. İşte o zaman (c) kolları sıvar, milliyetçilik kalkanının ardına saklanıp beka, dâvâ, ulusal çıkarlar, hainler, Batıya asimile olmuşlar, bu ülkeye ait olmayanlar… bombardımanına girişirsin.
Eskiden bunun Kemalistçe adı “ya sev ya terket”çilikti. Soğuk Savaş döneminde “kökü dışarıda akımlar”dan dem vurulur, “Komünistler Moskova’ya” diye bağırılırdı. “İşgal” deseniz, 1960’larda da Mahir Çayan’ın “gizli işgal” teorisi solun bir kesiminde pek modaydı. Huntington’ın dünyaya neo-con bakışının, “medeniyetler çatışması” ve “bundan sonraki düşman, İslâm” önermelerinin Batı Çalışma Grubu ve benzerleri eliyle ithal edildiği son vesayet döneminde, “başörtülüler Suudi Arabistan’a” kılığına dahi büründü.
2002’de AKP iktidara geldi. 2012-13’te rota değişmeye başladı. 2016’da başkanlık sistemine geçildi. Ama (2002-2012 arasını atlarsak) eski Atatürkçü, yarı-askerî demokrasimizden günümüzün bir başka tür yarı-demokrasisine, bir temel fikir hiç değişmedi. Özetle: Halk için, halka rağmen. Milleti “biz” temsil eder, ne isteyip ne istemediğini “biz” biliriz. Demokrasi ve çoğulculuk mu dediniz? Boşversenize. Doğrular “bizim” tekelimizdedir. Dolayısıyla “bize” karşı çıkan, millete karşı çıkıyor demektir.
Çeşitli örnekleri apaçık gözlerimizin önünde. (1) Bizatihi rejim. Başkanlık sistemi. Meclisin yetkisizleştirilmesi, başkan yardımcılarının dahi sonradan atanması, başkanın kendisi hariç seçimle gelen hiçbir yüksek görevli kalmaması, Türkiye’nin “başdanışman”larla yönetilir olması. Herşeyin olağanüstü merkezileşmesi, doğrudan doğruya bürokrasinin felce uğraması,
Külliye’ye sormadan en ufak bir şeyin yapılamaz olması.
(2) Basın. Alabildiğine mutlaklaştırılmasına çalışılan bir medya tekeli. Öyle bir “dar çizgi”cilik ki, zaman içinde verilecek taze haber, konuşulacak kimse, dâvet edilecek misafir yorumcu bırakmıyor. Çünkü sapmaya, “inhiraf”a sıfır tahammül söz konusu. Falanca gelsin ama… ya sakat bir lâf ederse? Bu yüzden, Türkmedya, Milliyet, Hürriyet… neyi tutarlarsa kuruyor ellerinde. Tirajlar 30-40 binlerden beş binlere, 200 binlerden 15-20 binlere düşüveriyor. Kimse okumuyor yani, bir noktadan sonra. Fakat ne gam? Okutmak değil okutmamak, alternatif mecra bırakmamak, toplumu haberdar değil habersiz kılmak, asıl mesele.
(3) Sınır ötesi harekâtlar. Fırat Kalkanı. Zeytin Dalı (Afrin). Barış Pınarı. Şimdi belki Libya. ABD’ye karşı ve rağmen yapılıyor gözüktüğünde Rusya’nın kısmî himayesinde. Rusya’ya karşı ve ragmen yapılması ise, henüz gelmedi gündeme.
(4) Tuhaf ve çok uzun süren tutuklamalar, mahkûmiyetler, tahliye kararlarının tersyüz edilmesi. Büyükada insan hakları aktivistleri. Enis Berberoğlu. Rahip Brunson. Bir dizi Alman gazeteci. Cumhuriyet yayın kurulu. 1128’ler bildirisinin imzacıları. Altan kardeşler (ve özellikle Ahmet Altan). Osman Kavala. Ve hepsine, her seferinde eşlik eden medya suçlamaları. Yargısız infaz denemeleri.
(5) Her türlü hukuk kalıntısına saldırı. AİHM’nin hemen hiç kale alınmaması (son Osman Kavala kararında olduğu gibi). Yok sayılması. Görevli mahkemenin topu Adalet Bakanlığı’na, yani idareye atması. Yüksek Seçim Kurulu’na zorla İstanbul belediye başkanlığı seçimini yenileme kararının aldırtılması (ama sonra feci biçimde geri tepmesi). Anayasa Mahkemesi’nin ise özel bir şiddet ve hoyratlıkla hedef alınması. Özellikle 1128’ler konusundaki 8-8 kararının topa tutulması. Hattâ üniversitelerin, AYM’yi kınama bildirileri çıkarmaya zorlanması. Şimdi buna bir de Wikipedia yasağına ilişkin 10-6 kararının eklenmesi.
(6) Muhalefeti ve özellikle yeni parti girişimlerini yıldırma çabası. Son yerel seçimlerde kullanılan propaganda tarzı. HDP, CHP ve İYİ Parti’den sonra, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Ali Babacan’ın başını çektiği oluşuma karşı, özellikle iktidara iyice yanaşmış bulunan Vatan Partisi ve diğer ulusalcı çevrelerce “Amerikan emperyalizmine hizmet” suçlamasının yöneltilmesi.
(8) Kanal İstanbul ve yerli elektrikli otomobil. Neden bizatihî anti-emperyalist projeler, pek anlayamadımsa da. Belki şöyle bir ekonomizm mantığı: Bir zamanlar Sovyet Bilimler Akademisi yayınları pek modaydı Türkiye’de. Bunlardan biri de A. Arzumanyan’ın Dünya Kapitalizminin Bugün Buhranı kitabıydı (Sol Yayınları, Orhan Suda çevirisi). Orijinal başlığıyla söyleyince daha tumturaklı oluyor/du: Krizis mirovogo kapitalizma na sovremennom etap. Çok bilimsel geliyordu kulağa. Gerçi biraz ironik tabii: Sovyetler Birliği gitti; buhranı giderek derinleşen ve yıkıma sürüklenen o dünya kapitalizmi gene ayakta kaldı. Her neyse, İçinde bir yerde, Sovyetler Birliği’nin ve diğer sosyalist ekonomilerin varlığı ve planlı büyümesinin, Amerikan emperyalizmi ile diğer kapitalist ülkelerin yatırım alanını daralttığı, dolayısıyla kapitalizmin genel buhranının keskinleşmesinde önemli bir faktör haline geldiği yazıyordu. Herhalde İstanbul Kanalı ve yerli otomobil de benzer bir açıdan kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadeleye katkıda bulunuyor olmalı?
Fakat bırakalım bu kısmî açıklamaları. Büyük resme; tek tek ağaçlardansa kuşbakışı ormana bakalım. Saydığım şu sekiz alanın her biri, 1-0, ak-kara ikilemlerinin konusu. Ortak temel şu: Türkiye tehdit altında. Aleyhimize binbir çeşit komplo tezgâhlanıyor. Dolayısıyla bekamız, medyasıyla, hukukuyla, mahkemeleriyle, polisiyle ve trolleriyle güçlü, merkeziyetçi bir başkanlık sistemi etrafında yekvücut olmaya; Cumhur İttifakı’nı itirazsız kabullenmeye; icabında insan haklarına, özgürlüğe, çoğulculuğa ve hukuk devletine de pek aldırmamaya; pek ikna olmayanları ise şu veya bu şekilde “ülkeye ait değil” konumuna itmeye bağlı.
Solun eski anti-emperyalizmi gayet teorik ve teorisistti. Bu öyle değil. Son derece anlık ve pragmatik. Her can sıkıcı meseleye saniyesinde uyarlanabiliyor. Bir tür “kendin yap” ya da “yap-işlet-devret” anti-emperyalizmi. Ama işte bu niteliğiyle belki daha bile kalıcı. Değişik ellerde nesilden nesile geçmeye ve her dönemde kendine yeni sahipler bulmaya aday görünüyor.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024