İbrahim Kahveci
Yaşadığımız bir kriz mi , yoksa bir buhran mı?
Sorunun cevabını bulamazsak çözüme de ulaşamayız. Eğer yaşadığımızın bir ekonomik kriz olduğunu dahi kabullenmekte zorluk çekiyorsak, buhrana yönelik dönüşüm ve değişim reformlarını hiç yapamayız.
Zaten yapamıyoruz da.
Yıl 1994: 1987 bazlı GSYH hesap yöntemine göre ekonomimiz yüzde -6,1 küçülüyor. Lakin ertesi yıl yüzde 8,0 büyüme ile kriz öncesinin de yüzde 1,4 üzerine çıkıyoruz.
Yıl 1999: Ekonomimiz yüzde 3,39 küçülme yaşıyor. Oysa ertesi yıl yüzde 6,64’lük büyüme ile kriz öncesi seviyenin de (1998) yüzde 3,03 üzerine çıkıyoruz.
Yıl 2001: Ekonomimiz yüzde -5,96 küçülüyor. Ardından 2002 yılında yüzde 6,43 büyüme geliyor. Böylece kriz öncesinin de yüzde 0,08 üstüne çıkılıyor. Hatta 2001 krizinde toparlanma sonraki izleyen yıllarda yüzde 5,61, 9,64, 9,01 gibi büyüme oranları ile adeta tarihe karışıyor.
Yıl 2008 III ve IV ila 2009 I ve II dönemler: Ekonomi yüzde -6,32 daralıyor. Ardından 2009 ikinci yarısından 2010 yılının ilk yarısına yüzde 3,89 büyüme geliyor. 2010 yılı büyümesi ise yüzde 8,49 ila 2008 yılının yüzde 3,38 üzerine çıkılıyor.
***
Yaşadığımız son kriz de yıl başında değil, yıl ortasında başladı. 2018 yılı III. dönem yüzde 2,3 büyüme görülse de aslında kriz başlamıştı. Böylece 2018 III ve IV ila 2019 I ve II dönemlerde ekonomi bir önceki aynı döneme göre yüzde -1,06 küçüldü. Yıllık olarak ise 2018 yılını yüzde 2,83 büyüme ile kapattıktan sonra muhtemelen 2019 yılını da küçük bir büyüme ile kapatacağız. (2019 yılı ilk 3 dönem itibari ile yıllık küçülme sadece yüzde -0,66)
O zaman neden bu kadar ağır bir kriz edebiyatı yapıyoruz. Hatta bırakın krizi, bunun bir ekonomik buhran olduğunu ileri sürüyoruz?
Burada elbette TÜİK’in hesap sisteminin önemli etkileri bulunmaktadır.
Bir örnek verelim: Sanayi üretim endeksi 2019 III. çeyrekte iki yıl öncesi olan 2017 III. çeyreğe göre sadece yüzde 0,8 artış gösteriyor. Ama GSYH hesabında sanayi sektörü büyümesi 2017 III. çeyreğe göre yüzde 2,72.
Bir başka örnek ise sanayi üretimi ve elektrik tüketimi: EPDK verilerine göre lisanslı elektrik tüketimi ocak-eylül 2019’da yüzde -2,50 azalıyor. Sanayi sektöründe kullanılan elektrik ise yine aynı dönemde yüzde -5,23 düşüyor.
Ama diğer yandan bakıyorsunuz ki, ocak-eylül 2019 toplamında sanayi üretimi sadece yüzde -2,67 azalmış. Elektrik tüketimi yüzde 5,23 azalırken sanayi üretimi yüzde 2,67 azalıyor. Aynı sanayi üretimi GSYH hesabında ocak-eylül döneminde sadece yüzde -1,67 azalıyor.
l Elektrik tüketimi -5,23
l Sanayi üretimi -2,67
l GSYH sanayi -1,67
Yolculuk size de nasıl geldi? Hesaplar arasında uyum nasıl? Ne dersiniz? Kriz bile yok değil mi?
Ekonomiyi toparladık, iyi veriler geliyor denilen son 3 aya bakalım:
Ekim ayında elektrik tüketimi yüzde -0,97 ve kasım ayında da yüzde -1,08 yine düşmüş. Nitekim benzer sonuçlar kısmen ihracat rakamlarından da geliyor. Son üç ayda (Eylül-Ekim-Kasım) ihracat 45 milyar 593 milyon dolar ile sadece ve sadece yüzde 0,06 artı (26 milyon dolar).
Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gün önce ülkenin yeniden büyüme dönemine girdiğini söylüyor. Verdiği örneklere bakalım:
l Kapasite Kullanım Oranı yüzde 77,2’ye yükselerek son 15 yılın zirvesine çıktı.
l Sanayi üretimi ekim ayında yüzde 3,8, perakende tüketim ise yüzde 5,9 artış gösterdi.
l Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam son iki ayda 103 ve son 4 ayda 212 bin artışla işsizlik oranı gerileyerek yüzde 13,9 oldu.
l Borsa 110 bin seviyesinin üzerine çıkarak son 1,5 yılın zirvesini gördü.
Ve şöyle tamamlıyor: “Tarihi bir rekordur bu. Tüm bu gelişmeler işlerin yolunda gittiğini, ekonomik toparlanmanın hızlı bir şekilde sürdüğünü bizlere gösteriyor.”
***
Kapasite kullanım oranı son 15 ayın en yüksek seviyesine çıktı aynı zamanda da sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,8 arttı.Buna rağmen şu soruyu sormamız lazım: Sanayi üretimi 2017 ekim ayında 123,3 endeks seviyesinden 2018 yılında 115,6 endekse düştü. Ve bu yılın ekim ayında yüzde 3,8 artışla 120,0 endekse yükseldi. Dikkat ederseniz sanayi üretimi halen 2017 ekim ayına göre yüzde 2,7 daha aşağıdadır.
Keza aynı durum perakende sektörü içinde geçerlidir. 2018 yılı ekim ayına göre tüketim yüzde 5,9 artmıştır ama bu artışa rağmen tüketim 2017 yılı ekim ayına göre yüzde 2,0 daha düşüktür.
Kısaca hem üretimde hem de tüketimde daha 2017 yılının gerisindeyiz. Ama sadece ve sadece baz etkisi ile yaşanan kısmi toparlanmayı “Ekonomide işlerin yoluna girdiği şeklinde” Tablo 2’de sunuyoruz.
***
Elbette bütün bunların dışında asıl önemli nokta İNSANDIR.
Bu krizde İNSANIMIZ ne durumda? İş var mı? Ekmek var mı? Sofrada yemek var mı?
Evet, işsizlik mevsim etkilerinden arındırıldığında temmuz ayında yüzde 14,2 seviyesindeyken, eylül ayında yüzde 13,9’a düştü.
Fakat size ilginç bir noktayı vermeden bu durumu anlatamayız.
Son 1 yılda (Eylül 2018-2019) işgücü piyasası sadece 210 bin kişi artmış. Oysa geçen yıl bu sayı (Eylül 2017-2018) 602 bin kişiydi. İki yıl önce ise 1 milyon 113 bin kişi. Eylül 2015-2016 döneminde ise 816 bin kişi. Yani bu yıl hariç tutulduğunda yıllık işgücü artış ortalaması 844 bin kişi.
Ama ne hikmetse bu yıl 210 bin kişi artıyor. Bu ne anlama geliyor?
Bakınız son 1 yılda (Eylül 2018-2019) 607 bin kişi işini kaybediyor. Buna ek olarak işgücü piyasasına yeni gelen 210 bin kişi de direkt işsizler hanesine yazılmış oluyor ve böylece toplam işsiz sayısı 817 bin kişi artarak 4 milyon 553 bin kişiye çıkıyor.
Bir an işgücü piyasasına girenlerin önceki yıllar gibi 844 bin kişi normal arttığını düşünün. O zaman 607 bin işini kaybedenlerin yanına 210 bin yerine 844 bin yeni işsiz daha eklenecekti. Ve böylece eylül ayında mevsim etkilerinden arındırılmış gerçek işsizlik sayısının 817 bin yerine 1 milyon 451 bin kişi arttığını ve işsizlik oranının da yüzde 13,9 değil yüzde 15,6 olduğunu görecektik.
Bir başka nokta ise şurasıdır. Sanayi üretimi ve perakende sektöründe artışları veriyoruz ama bu iki sektörde çalışan sayısı eylül 2018’e göre azalmıştır. Sanayi sektöründe 154 bin ve perakende toptan sektöründe de 184 bin kişi artık işsizler hanesine geçmiştir.
Kısaca Haziran 2012’de 2 milyon 086 bin kişi ve yüzde 8,0 olan mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı kronik şekilde istikrarlı bir artış göstererek bugün örtülmemiş oranla yüzde 14,0’lere demirlemiştir. Örtüyü kaldırdığımızda ise bu oranın yüzde 15,5’e geldiğini söyleyebiliriz.
Ülkemizde yapısal bir işsizlik vardır ve mevcut kredili büyümeler bu işsizliği azaltmadığı gibi kronik şekilde artırmaktadır.
***
Geçen hafta Prof. Dr. Daron Acemoğlu bazı görüşlerini basınla paylaştı. Bazı satırbaşlarını aktarmak isterim:
l Ekonomik krizin bitmediğini belirterek, krizin bitmesi için Türkiye’de ekonomik ve sosyolojik değişiklikler olması gerektiğini vurguladı.
l ”İnşaat sektörü Türkiye için de bankalar için de çok önemli ve inşaat sektöründeki durum hiç iyi değil. Bu problemleri 1-2 yıl daha yaşayacağımızı düşünüyorum”.
l “Türkiye’nin üretken bir şekilde büyümesi lazım. Son 10 yıldır üretkenliğin artışı sıfır. Üretkenlik olmadan büyümeye çalışıyoruz bu da olmaz.”
l ”Ekonomik problemlerin sosyal değişimler olmadan doğru yönde çözüleceğine inanmıyorum. Türkiye’nin politik ve sosyal durumu aynı kaldığı sürece olmaz.”
l ”Birkaç şirketin eline daha fazla güç vermek bunların devletle iş yapmasını sağlamak kapsayıcı büyümeyi getirmeyecek. Toplumun özgürlüğünün, sesinin ve özgüveninin artması lazım.”
l ”Güçlü devlet birçok toplumda var ama problem şu ki güçlü devlet olduğu zaman onu kontrol etmek de çok zor.”
***
Bu dönemi eski yazılarımı takip edenler iki bölüme ayırdığımı bilirler. Önce KRİZ döneminde gelir hızla düşer ve ardından BUNALIM döneminde düşük gelir -yüksek işsizlik yaşarız.
Evet, ekonomide kamu kaynakları ve şeffaf olmayan bir MB-Kamu Bankaları eliyle şişkinlik oluşturduk. Buna rağmen çarklar hala çok geride. Ama riskler giderek artıyor.
Hangi açıdan alırsanız alın kaynakların verimli kullanılmadığı ve asla da kullanılamayacağı bir süreçteyiz.
Bu yol bizi giderek artan refaha değil, giderek daha fazla bunaltan bir uzun döneme taşımaktadır.
Net olarak artık şunu görmeliyiz: Türkiye basit bir ekonomik kriz değil, derin bir ekonomik BUHRAN içindedir.
Bu buhran dönemini ifade etmek için evlerden çıkan cansız bedenlerden daha somut ne gösterge olabilir ki.
“Özür dilerim kızım” yazan babanın kendi hayatına son vermesi hangi İslami inanç ve dava ile es geçilebilir?
3 maymunu oynayarak hayatlarına son veren insanların yükümlülüğünü nasıl örtebilir ve görmezden gelebiliriz? Yoksa borsa endeksi 115 bine çıktı diye sevinirken sadece geçen hafta 4 kişinin intiharı hangi endeks ile açıklanabilir?
İNSANİ ENDEKSİMİZ NEREDE? İNANÇ ENDEKSİMİZ YÜKSELİYOR MU? YOKSA HAYATLARINA SON VERENLER BİRER HAİN Mİ? ÜMMETİN BİRLİĞİNİ Mİ BOZUYORLAR?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025