İbrahim Karagül
Onlar; İstanbul sokaklarına “Zulüm 1453’te başladı” yazdı.
Biz; Ayasofya “Camii”nde Fetih Suresi’ni okumaya başladık.
Onlar; Türkiye’yi yeniden o dar alana, yüz yıl önceki sömürge haritasına sıkıştırmaya kalkıştılar.
Biz; sınırlarımızın dışına taştık, ötelere ulaştık, coğrafyayı ülke ülke, adım adım dolaşmaya başladık.
Onlar; içeride cepheler, ittifaklar kurdular, örtülü planlar uyguladılar.
Biz; içeride, dışarıda, Anadolu’nun dağlarında, sınırlarımızın sıfır noktasında, coğrafyamızın her köşesinde, denizlerde, çöllerde, kavşaklarda, hafızamızın ve hatıramızın ulaşabildiği her yerde savunma hatları inşa ettik.
Onlar; “Türkiye’yi durdurmaya” çalıştı. Biz; “Selçuklu, Osmanlı, Türkiye” dedik.
Onlar; terörle, darbe ile, iç işgal senaryolarıyla, dışarıdan müdahalelerle, ekonomik ambargolarla, siyasi krizlerle, iç savaş planlarıyla, post-truth söylemlerle, toplumsal hafızayı iğfal etmekle, zihinsel terörle “Türkiye’yi durdurmaya” çalıştılar.
Biz; “Tarih döndü” dedik. “Yeni Yükseliş Çağı başladı” dedik. Selçuklu’yu, Osmanlı’yı, Cumhuriyet’i kaynaştırdık, bugüne çağırdık. Bu zenginlik, birikim, güç üzerinden yeni bir güç inşa etmeye başladık. “Artık Türkiye durdurulamaz” dedik. Bunu içeriye, dışarıya, çevremize, dostumuza, düşmanımıza, bütün dünyaya haykırdık.
Onlar; Akdeniz’de, Libya’da, Ankara’da tuzaklar kurdu, Biz; savunma hatları inşa ettik.
Onlar; Akdeniz’de tuzak kurdular. Karadeniz’de tuzak kurdular. Kızıldeniz’de tuzak kurdular. Libya’da, Suriye’de tuzak kurdular. Avrupa başkentlerinde Ankara’da tuzak kurdular.
Biz; bütün tuzaklarını bozduk. Bütün tuzaklarına direndik. Sağlam durduk. Korkmadık, yılmadık, eğilmedik, diz çökmedik, teslim olmadık. Onların tuzak kurduğu her yere kendi kalemizi, direnç adalarımızı inşa ettik. Onların saldırdığı her yerde, savunmaya değil, taarruza geçtik.
Onlar “biz” olanı hiç sevmedi, ‘Türkiye Ekseni’ne savaş açtı. Biz oraya demir attık, direndik.
Onlar; “Türkiye Ekseni”ne savaş açtı. Siyaseti, ekonomiyi, terörü, dış müdahaleyi bu amaçla kullandı. Kimi bu ülkenin Meclis’ini bombaladı. Kimi bu aziz milleti bombaladı. Kimi onlarla gizli gizli ittifaklar yaptı, makamlar bekledi.
Yerli olanı, biz olanı, Türkiyeli olanı hiç sevmedi. Anlamsızlaştırmaya, zayıflatmaya, sulandırmaya çalıştı. Bu amaçla herkesle işbirliği yaptı. Herkesle ortaklık kurdu.
Biz; “Türkiye Ekseni”nin yüzyıllar sonra gelen bir nefes olduğunu, bir çıkış olduğunu, bir yükseliş olduğunu, tarihe ve coğrafyaya dönüş olduğunu bildik. Dünyayı okuduk, Türkiye’yi okuduk, ona inandık, güvendik, güç verdik. Türkiye Ekseni’ne demir attık. Bütün mücadeleyi bu eksende yürüttük.
Onlar; Türkiye’ye kurşun sıktı, Biz; “Acımasız Direniş’i yaydık.
Onlar; Türkiye nereye giderse karşı safta yer aldı. Türkiye’ye kim saldırırsa onlarla ortaklık kurdu. Onların dilini, onların tezini, onların silahını kullandı. Onların yanında durup Türkiye’ye ateş etti.
Biz; kıyasıya, amansız bir hesaplaşma için donandık. Düşman ne kadar güçlü olursa olsun, ne kadar çok olursa olsun, fırtına ne şiddette eserse essin, ayaklarımız sağlam, dizlerimiz titremeden sesimiz kısılmadan “acımasız direniş”i devam ettirdik.
Onlar; Türkiye’yi yalnız bıraktı, saf değiştirdi, yer değiştirdi. Biz; mevzileri hiç terk etmedik..
Onlar; yüz yıl öncenin vesayet geleneğini, damarını, genetiğini yeniden bugünlere taşımak istediler. “Türkiye Ekseni” güçlenir güçlenmez saf değiştirdiler, yer değiştirdiler, kendilerine gösterilen yerlere koştular. Türkiye’yi yalnız bıraktılar.
Biz; bu ülkeye inananlar, bu millete güvenenler, tarih ve coğrafya kimliğine sahip çıkanlar, mevzileri terk etmedik. Terk etmek aklımızdan bile geçmedi. Mücadeleyi içeriden dışarıya, sınırlardan coğrafyaya genişlettik.
Onlar; solcu, liberal, İslâmcıydı. Hepsi toplandı, vesayetçi yapıldı. Biz; sadece Türkiye’ydik.. Sesi ve hızıydık, öfkesiydik.
Onlar; bir zamanlar solcuydu, sağcıydı, milliyetçiydi, muhafazakârdı, İslâmcıydı, liberaldi. Şimdi bütün bu ayırımlar kalktı. Tek kimlik etrafında toplandılar. Türkiye’ye karşı Avrupa’nın, ABD’nin, Arap rejimlerinin yanında, yüz yıl önceki vesayetçi cephede toplandılar.
Biz; sadece Türkiye’ydik. Dünya bir araya gelse, 1. Dünya Savaşı yeniden yaşansa, Çanakkale yeniden yaşansa biz oyuz, o kalacağız.
Çünkü biz, sesimizi, nefesimizi, hızımızı, sevincimizi ve öfkemizi bu topraklarda biriktirdik. Çünkü biz, Türkiye’yi de, coğrafyayı da, ABD ve Avrupa’yı da, Rusya ve Çin’i de bu topraklardan bakarak görüyoruz.
Onlar; “salgında ne kadar insan ölürse bize iktidar doğar” dediler.
Onlar; dünyayı kasıp kavuran salgın günlerinde bile, Türkiye’ye vurdu. Sendelesin, tökezlesin, iflas etsin, çaresiz kalsın istedi. Bu zor günlerde yine ülkenin yanında olmadı. Güçlerinin yetmediği yerde moral bozmaya, toplumsal psikolojiyi yaralamaya çalıştı.
“Erdoğan yıpransın, Türkiye’nin ekonomisi çöksün, toplumsal dayanışması kırılsın ve bize iktidar yolu görünsün” dedi. Milletimizin çöküşü, insanımızın ölümü üzerinden hesap yaptılar.
Biz, yani Türkiye, Ayasofya’da Fetih Suresi okuyor şimdi..
Biz; yani Türkiye, yani bu ülkeye inananlar ise, hem onlara hem bütün dünyaya; güçlü bir liderlik, sağlam bir devlet, sabırlı ve dirençli bir millet, müthiş bir dayanışma ve koordinasyon örneği sunduk.
Kendimizi koruduk, dünyanın yardımına koştuk.
Onlar “Türkiye çökecek” diye beklerken dünya yıldızlaşan bir ülkeye tanık oldu.
Tarihi, bugünleri doğru okuyan, doğru yerde duran, Türkiye’yi alkışlamayı bilenler yapacak.
Onlar; “Zulüm 1453’te başladı” diyenlerle aynı safta olsun.
Biz Ayasofya “Camii”nde Fetih Suresi okumaya başladık bile.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021