Kemal CAN
-Yeni sisteme dönük hazırlıklar tamam mı?
16 Nisan referandumuyla getirilen yeni yönetim sistemi, artık hukuken uygulamaya giriyor. Yönetimin merkezileşmesi ve keyfileşmesi konusunda bir süredir fragmanı izlenen bu yönetim tarzına maruz kalanlar, mağdur olanlar ve tehlikeyi farkedenler kolay adapte olacak. Çünkü, Meclis’in fiilen devre dışında olduğu, partili tek adam rejimi ve OHAL hukuksuzluğu konusunda son birkaç yılda zengin bir deneyim biriktirildi.
Bir süredir fiilen uygulanan “yeni sistemin” yerleşikleşme sorunlarını asıl olarak uygulayıcılarının yaşayacağı görülüyor. Nereye varmak istediklerini çok iyi bilenlerin bunun için ne yapmaları gerektiği konusunda o kadar iyi durumda olmadıkları anlaşılıyor. Yeni sorun çıkartmayan bir güç merkezileşmesi koalisyon şartlarında biraz daha zor. Şimdilik OHAL KHK’lerinin bitiyor olmasını yumuşama adımı gibi göstermekle idare ediyorlar.
-Yeni sistemde koalisyonunun önemi var mı?
Geçtiğimiz dönemi uyum yasalarını çıkarmak için kullanamayan iktidar, seçim öncesindeki KHK yetkisini de çok fonksiyonel kullanamadı. KHK yetkisi, bazı yasa metinlerinden sorumlu bakan ifadelerinin temizlenmesi ve 18 bin kişiyi daha işten atmak için kullanıldı. Dev bir sistem değişikliğinden, her şeyin başka olacağı bir yönetim anlayışından söz edilirken, ne kadro ne de mevzuat konusunda yüksek bir hazırlık göze çarpıyor.
Kervan düzenini yola bırakmış görünen Erdoğan, yeni sistemin rahat uygulanabilmesi için çok fazla yasal düzenlemeye ihtiyaç duyacak. Bunların bir kısmının kararnamelerle yapılması mümkün ama hepsinin Meclis’te onayı ve bazılarının da yasa olarak hazırlanması kaçınılmaz. Özellikle ekonomi yönetimi ve OHAL’i aratmayacak güvenlik düzenlemeleri çok taraflı yasal düzenlemelerle mümkün. Dolayısıyla koalisyon önemli.
-Meclis’in siyasi işlevi tamamen bitti mi?
Yeni sistemde Meclis’in nasıl etkisizleştiğinin somut sonuçlarını çok yakında görmeye başlayacağız. Fakat, yakın dönemde Meclis’in siyasi gösteri alanı olarak önemi bir süre daha devam edecek. Erdoğan dışındaki bütün siyasetçiler için tek açık sahne Meclis. Hem yerleşik alışkanlıklar nedeniyle, hem de yürütmenin önemli ölçüde siyasetçilerden arındırılması yüzünden Meclis siyasetin vitrini, takip ekranı olmayı sürdürecek.
İktidar koalisyonu, siyaseti seçim yarışları ve ara dönemde de Meclis’teki teatral faaliyet alanına sıkıştırmaya çalışıyor ve bu konuda da hayli başarılı. Siyaseti geniş bir alana yayma ve derinleştirme konusunda başarılı olamayan muhalefet için de, eğer bu konuda yeni bir çaba ortaya çıkmazsa, tek gösteri alanı yine Meclis olacak. İktidar ve muhalefetin iç dengeleri de büyük ölçüde Meclis hareketliliği üzerinden takip edilecek.
-Kalabalık Meclis’te yeni hareketlilik beklenir mi?
Meclis’teki yemin töreninde yaşananlar, ilk grup toplantılarından akseden sahneler ve kulisler, 24 Haziran sonrası siyasi biçimlenmenin büyük ölçüde Meclis’te görünür olacağını işaret ediyor. Örneğin, İYİ Parti için gündeme getirilen “yeni koalisyon için seçenek olma” dedikoduları ilginç fotoğraf kareleriyle genel kurul salonuna yansıdı. Protestolar, alkışlar, temaslar ve gerilimler de hareketli bir sahne hazırlığını gösteriyor.
Şimdilik sekiz partinin temsil edileceği Meclis’teki gruplar, AKP ve MHP dışında fazla disiplinli görünmüyor. CHP’nin kurultay süreci veya iç tartışmalarla, HDP’nin de hayli farklı temsillerle oluşan grup özellikleriyle hareketli olması beklenir. İktidar koalisyonunun dengesi de, önümüzdeki günlerde MHP’nin belirleyiciliğinin artacağı biçimde değişebilir. İYİ Parti oy tabanı gibi parti grubunu da korumakta zorlanabilir.
-Yeni dönemde, Meclis’i önemsemek gereksiz mi?
Muharrem İnce’nin sürüklediği yeni eğilim, CHP’yi “yeni sisteme” adapte olmaya zorluyor. Parlamenter sistem geri döndürülmesi zor biçimde geride kalmış da olsa, demokrasi talebini sürdürmek, halkın temsilcilerinin bulunduğu tek adresi gereksiz ilan etme aceleciliğiyle çok örtüşmüyor. Tam tersine muhalefetin elde kalan tek demokratik temsil alanı olarak Meclis’e fonksiyon kazandırması, kürsü haline getirmesi gerekiyor.
Önümüzdeki günlerde Meclis, iktidar blokundaki ittifak gerilimlerinin görünür olacağı bir alan haline gelecek. Kabinenin bileşimi ve siyasetle ilişkisinin nasıl kurulacağı bu gerilimi derinleştirebilir. Yönetsel etkisi zayıflayan Meclis’in siyasi arka planı yansıtma özelliği artabilir. Yerel seçim konjonktürünün siyaseti kaçınılmaz olarak AKP ve CHP merkezli hale getirmesi diğer aktörleri siyasi etkinlik ataklarına zorlayabilir.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.07.2025
30.06.2025
27.05.2025
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025
19.11.2024
11.11.2024
7.11.2024
2.11.2024