Kurtuluş TAYİZ
Başbakan’ı dinliyorum. İcraatlarını rakamlarla anlatmayı seviyor. Belki böylesi daha etkili. Konu PKK’ya geliyor. Başbakan’ın ifadeleri şöyle; “Bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Hakkâri Valiliğimiz de açıkladı, sadece son 10 gün içinde 123 terörist etkisiz hâle getirildi. Şubat ve ağustos ayları arasında 373 terörist etkisiz hâle getirildi. Son bir ay içinde toplamda 500 terörist etkisiz hâle getirildi...”
Şaşırıyorum; Başbakan son bir ay içerisinde kaç PKK’lının öldürüldüğünü ayrıntılarıyla anlatıyor. Bir başbakanın icraatları arasında öldürdüğü isyancıları sayması bana tuhaf geldi.Yöneticilerin ülkeleri için yaptıkları hizmetleri anlatması gayet normal ama bu hizmetlerin arasına güvenlik güçleri tarafından dağda öldürülenlerin dâhil edilmesi pek sağlıklı bir ruh hâline işaret etmiyor.
Oysa daha üç yıl önce PKK’lıların Habur’dan gelişleri üzerine Taraf , Erdoğan için “Barışın Başbakanı” manşetini atmıştı. Çok yerinde bir manşetti. Peki, anaların gözyaşını dindireceğiz diyerek yola çıkan bir lider nasıl oldu da üç yıl geçmeden çatışmada öldürülen PKK’lıların sayısını meydanlarda övünerek anlatan birine dönüşebildi?
Bu dönüşümün nedenlerini merak ediyorum; Kürt ve PKK meselesinin zorluğu Başbakan’ı yıldırmış olabilir; belki güçsüzlük veya yorgunluk hâli, belki çaresizlik ve korkuları, belki iktidar hırsı ve kişisel ihtirasları Başbakan’ı böyle bir dönüşüm serüvenini yaşamaya zorladı. Belki de hepsi. Fakat şöyle bir sorun var; son günlerde artan çatışma ve ölüm haberleriyle Türkiye adeta yangın yerine döndü. Cehennemi yaşıyoruz sanki. Toprağa düşen gençlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bundan dolayı sadece hükümeti suçlamak elbette haksızlık olur; PKK saldırıları karşısında güvenlik güçleri genellikle savunma pozisyonunda duruyor. Fakat hükümetin bu çatışmalara son verecek başka bir çalışması veya girişimi de görünmüyor, bence esas sorun buradan kaynaklanıyor.
Hükümetin aklındaki Kürt meselesi sadece PKK’dan ibaret, böyle olunca diğer bütün çözüm seçenekleri bir anda eleniyor, siliniyor, geriye sadece bu örgütle askerî olarak mücadele etmek kalıyor. Başbakan Erdoğan’ın açmazı maalesef tam da bu. Kürtçe eğitim için Başbakan’ın söylediği şu sözler bence onun meseleye bakışını ele veriyor: “Kürtçe seçmeli dersi yeterli bulmuyorlar. Neymiş, zorunlu olmalıymış. Kusura bakmayın, o kadar da değil.”
Bu ifadelere bakarak Başbakan’ın bu ülkenin en büyük ve en temel sorunu olan Kürt meselesini nasıl algıladığını anlayabiliriz. Ne yazık ki Erdoğan’ın aklında neredeyse Kürt sorunu diye bir sorun yok, bu yüzden de sorun sadece PKK.
Habur ve Oslo sürecinin AKP’nin Kürt meselesine PKK merkezli bir çözüm arayışının yansıması olduğunu yazdığımda itirazlarla karşılaştım. Kürt meselesine PKK merkezli çözüm arayışları AKP hükümetini çözümsüzlüğe sürüklemiştir; eğer hükümet meseleyi PKK’yla sınırlı görmeseydi bugün Kürt reformlarını sürdürüyor olurdu. İktidar büyük bir hevesle kapalı kapılar ardında PKK’yı ikna edip Kürt sorunundan da yırtabileceğini hesaplıyordu; neyse ki hayat bu kadar ucuz çözüm projelerine pirim vermiyor.
Bugünkü çatışma ve ölümlerin kaynağında büyük oranda Kürt sorununun görmezden gelinmesi yatıyor. Silahlı mücadelenin toplumsal gerekçelerini ortadan kaldırmadan, ciddi reformlar yapmadan, Kürtlerin haklarını tanımadan PKK’yı bitirebileceğini sanmak, onu yenebileceğini düşünmek sanırım bir tek bizim güvenlik bürokrasimize ve siyasilerimize has bir özgüven duygusu. Bu güven duygusunun hiçbir başarı şansı taşımadığını belirtmeye sanırım gerek bile yok.
Tekrar Başbakan’a dönelim. Başsağlığı dilemek için aradığı Sırrı Sakık, kendisinden akan kanı durdurmasını isteyerek şunları söyledi: “Evlat acısı çok ağır. Akan kanı ancak siz durdurabilirsiniz. Bu savaşı bitirin kimse evlat acısı çekmesin.”
Başbakan Erdoğan’ın yanıtı şöyle oluyor: “Ben elimden geleni yaptım, ancak karşılık bulmadı.”
Bu sözler Erdoğan’ın samimi düşüncelerini yansıtıyor. Savaşı bitirmek için örgütle temas kurdu. Elinden geldiği kadar makul davrandı. Risk aldı, eve dönüşün yolunu açtı. Bundan dolayı muhalefet onu “ihanet”le suçladı. PKK da Tokat Reşadiye’de ve Silvan’da gerçekleştirdiği saldırılarla Erdoğan’ın bütün beklentilerini boşa çıkardı.
“Ben elimden geleni yaptım” diyen Erdoğan, bu sözlerle bir yere kadar haklı ama şu an kendisini çözümsüzlüğe teslim etmiş durumda. PKK’dan da önce ortada bir Kürt sorunu var, ilk olarak bu görülmeli. Bugüne kadar hükümet, sorunun çözümü için neredeyse hiçbir köklü adım atmadı.Başbakan, PKK için olmasa bile en azından Kürt sorunu için elinden gelen her şeyi yapmalı, çatışma ve ölümleri asgariye indirmenin başka yolu yok. PKK’ya kızıp Kürt sorununu gözden çıkarmak bu ülkeyi felakete götürür.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019