Markar ESAYAN
Sanırım Trump’ın seçim zaferinin Avrupa kıtasında bir domino etkisi yaratacağına dair “korku”lar İtalya’da küreselci Renzi’nin referandum hezimeti ile hızla kendisini kanıtlamaya doğru gidiyor…
Avrupa’nın Türkiye’ye yönelik kıt görüşlü, kendini beğenmiş ve bu ikisinin birleşimi olan ahmakça tutumu nedeniyle, Hillary gibi, Renzi’nin hezimeti de bizim tarafta memnuniyetle karşılanıyor.
Türkiye duygularında haklı. Veya bu duyguları anlamak kolay. Zira görülmemiş kepazelikte bir çifte standarda maruz kalıyor Türkiye.
Peki temelde Batı’da yaşanan şey nedir? Neden küreselciler hızla kan kaybederken, milliyetçi veya ulusalcı akımlar, hatta ırkçılara doğru esneyerek güç kazanıyorlar?
Sorun şu ki, klasik liberalizm, sosyalizm, kapitalizm gibi ideolojiler, Batı uygarlığına ihtiyacı olan toplumsal adaleti sağlayamadı. Üstelik bu, Batı, Doğu’yu hunharca yağmalar, servetleri Batı’ya taşırken dahi gerçekleşemedi. Yani hem çalınan, hem de üretilen zenginlik Batı toplumunda hangi ideoloji içinde işlevselleşirse işlevselleşin, gelir adaletini sağlayamadı. Bunun sonucu olarak Avrupa’da faşizm ortaya çıktı ve popüler oldu. 1930’larda Britanya’da bile çok popüler faşist bir parti vardı. Faşist infilakın Almanya’da ortaya çıkması belki sömürge pastasından az pay almasının bir sonucuydu. Ama tüm Avrupa neredeyse faşizme teslim oldu.
Keynes “Eğer işleyiş yalnızca servet sahiplerini daha da zengin edecek araçlar sunmaya indirgenirse, kapitalizm ayakta kalamaz” diyordu. Keynes çözümü devletin piyasaya müdahalesinde (planlamada) ararken, liberalizmin Avusturya ekolü (Hayek, Popper, Schumpeter, Mises) ise piyasa mekanizmasına yapılacak herhangi bir müdahalenin totaliterliğe giden yolu açacağını iddia ettiler.
Oysa Britanya İşçi Partisi ve diğer sosyal demokrat hükümetler gibi, 2. Dünya Savaşı sonrası iktidara gelen birçok hükümet totaliterliğe kaymadan devleti iyi bir aygıt olarak kullanabilmeyi başardılar. Ancak bu çift kutuplu dünya (sömürü) dengesiyle mümkün olmuştu ve Doğu’nun içler acısı durumu bu bilançoya dahil bile edilmiyordu.
Yani geçici, aldatıcı bir denge durumuydu yaşanan. SSCB’nin çöküşüyle gerçeklere dönüldü. Avrupa’da Doğu’nun sömürülmesine dönük sistem, gittikçe kendi orta-alt sınıflarını sömürme ile yer değiştirdi. Ulus devletler zayıflar, küreselciler devletler üstü bir sistemde finans kapitali güçlendirirken, sıradan insanlar kaybetmeye devam ettiler. Aşırı liberalleşme, doğrudan liberal değerlerin altını oymaya başladı. Oakeshott’un tespitiyle “Bütün planlamaya karşı koymak üzere bir plan yapmak, aksini yapmaktan iyi olabilir ancak o da aynı tarz bir politikadır” sözü doğrulanıyordu.
Özetle şunu demek istiyorum: Toplumları özgürleştirmek üzere yola çıkan liberalizm gibi toplum mühendislikleri karşıtlarına dönüştü. Sıradan insanların aleyhine işleyen, özgür ve açık toplum kamuflajıyla dibine kadar totaliter olan bir çağda bulduk kendimizi. İnsanlar artık bunu hissediyorlar. Adını koyamamaları, sonucu değiştirmiyor. Daha yumuşak bir hakikatin temsilcileri ortaya çıkamadığı, özgürlük, serbest piyasa, demokrasi söylemlerini küreselciler gasp ettiği için, o alanda ılımlı, merkeze dönük politikalar çıkmıyor. Haliyle bir alternatif arayan sıkıntılı/öfkeli insanlar, daha marjinal söylemlere kayıyorlar. Bu manada Batı, yeni tür bir faşizm öncesi devrimci durumu yaşıyor denebilir.
Ben burada beklenen cevabın Doğu’dan gelebileceğini veyahut da gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Batı kendi düşünce sınırlarına erişti ve paradigma tükenmesi yaşıyor. Bir mucize olmazsa, Batı’nın tüm dünyayı sıkıntıya sokacak bir üçüncü infilak durumuna ulaşması oldukça hızlı olabilir.
O yüzden bizim bu Yeni Türkiye projesini sadece kendimiz ve mazlum ülkeler için değil, tüm dünyaya model olması açısından hiç komplekse girmeden başarmamız lazım.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019