Markar ESAYAN
Değerli okurlar, devletin işletim sistemi olan hükümet modelimizin aslında parlamenter sistem bile olmadığını çokça yazdım. Bizimki darbelerle içine vesayet mekanizmaları yerleştirilmiş parlamenter sistem görünümlü bir vesayet sistemi...
Ama böyle olmasaydı dahi, parlamenter sistemin kendi içinde çok ciddi sorunları var. Çünkü İngilizlerin kendi özgün hikayesinden tevarüs etmiş, kral, derebeyleri, ruhban ve tüccar sınıfı arasındaki iktidar mücadelesinden doğmuş bir sistem bu.
Avrupa’daki politik gelişim aşağı yukarı benzer olduğu için de kıtada karşılık bulmuş, Batı devrimlerinin dünyayı etkilemesiyle de küreselleşmiş.
Bazı anayasacıların parlamenter sistemin İngilizlerin dünyaya laneti olarak değerlendirmesinin nedeni içinde barındırdığı ciddi riskler.
1) Öngörülemezlik
2) İstikrarsızlık
3) Temsilde adaletsizlik
4) Kuvvetlerin ayrılamaması
5) Bürokratik vesayeti güçlendiren siyasi güçsüzlük
6) Yargıya aşırı yüklenme, jüristokrasi tehlikesi
Bu liste uzatılabilir.
Parlamenter sistemde genel seçimlere gittiğimizde öncelikli olarak yaptığımız şey hükümeti seçmek olmaz. Sadece partileri yukarıdan aşağı sıralamış oluruz. En çok oyu alan1, 2, 3, 4. partiler ortaya çıkar sadece. Kimin başbakan veya bakan olacağı bile belli değildir. Birinci gelen parti tek başına iktidar olma, yani güvenoyunu sağlama sayısına ulaşsa dahi Ankara’ya gittiğinde orada birçok resmi/gayriresmi ortakları olduğunu görecektir.
Dört yıllığına binbir zorluk ve vaatle seçilen parti ve liderin karşısına ilk dikilen ortak cumhurbaşkanıdır. Yürütmenin başıdır o. Hükümet onun onayı olmadan kurulamaz. Onun onaylamadığı kişi bakan olamaz. Bu geniş yetki bolluğunu çerçeveleyen hiçbir kural yoktur. Nitekim Demirel 28 Şubat’ta Erbakan’ı görevi Çiller’e verme vaadiyle istifa ettirdiği zaman sözünde durmamış ve Yalım Erez’i görevlendirmiştir. Yani hükümet darbesini tamamlamıştır.
Öte yandan her şey yolunda gitse ve hükümet kurulda dahi, bu sefer de iktidar partisinin salt çoğunluğa ulaşma zorunluluğu bu sefer tüm yasama ve kontrol faaliyetlerine hâkim olmasını sağlar. Yani bir partinin iktidar olmasının asgari şartı, onun tüm Meclis faaliyetlerine hâkim olmasının da nedenidir.
Böylelikle ayrı olması gereken yasama ve yürütme erkleri bütünleşir.
Bu sistemde koalisyon riski çok yüksek olduğundan genelde ülke barajına ihtiyaç duyulur.
Bu da demokrasi açığı oluşturur, temsilde adalet sağlanamaz.
Yani temsilde adaleti feda ederken, yönetimde istikrar da garanti değildir.
Bazen yüzde 18’le bir parti tüm ülkeyi yönetebilir, bazen de yüzde 41 oy alan bir parti hükümet kuramaz, ülke yıllar kaybeder.
İşte 16 Nisan’da oylayacağımız cumhurbaşkanlığı sistemi tüm bu arızaları gidermeyi gözeterek hazırlanmıştır.
Yasama ve yürütme birbirinden net biçimde iki ayrı sandıkla ayrı ayrı seçilmek suretiyle birbirinden ayrılmıştır.
Meşruiyet artık dolaylı değil, doğrudandır.
Çift başlılık, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığının birleştirilmesiyle giderilmiştir.
Koalisyon riski artık yoktur. Akşam beş itibarıyla yüzde 50+1 gibi yüksek bir meşruiyetle hükümet ortaya çıkar. Görev süresi beş yıldır. Sorumlu bellidir.
Koalisyon riski olmadığı için yönetimde istikrar sağlanmıştır. Üstelik aynı nedenle artık ülke barajına da ihtiyacınız yoktur. Böylelikle en küçük partiler, bağımsız adaylar, azınlık grupları Meclis’te aktif siyasetin içinde yer alabilir, kendi kesimlerini temsil edebilirler.
Temsilde adalet de sağlanmış olur.
Cumhurbaşkanı adayı olup seçilemeyenler milletvekili de olamadıkları için Meclis’teki gruplarından da ayrı düşerler.
Bakanlar milletvekili olamazlar. Sadece işlerine odaklanabilirler.
En başarılı cumhurbaşkanları bile en fazla iki dönem siyaset yapabilir.
Ve en güzeli de tüm bunlara karar veren irade artık sadece milletin kendisidir.
Bundan daha şık, daha demokratik, üniter yapıyı ve cumhuriyeti güçlendirecek bir düzenleme olabilir mi?
Çok net söylüyorum, olamaz.
Herkes, tüm partili partisiz vatandaşlarımız içleri rahat bir biçimde ve özgüvenle pazar günü sandığa giderek Evet oyu kullansınlar.
Ne kadar büyük bir iş başardığımızı çok geçmeden anlayacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019