M.Şükrü HANİOĞLU
Tarihî örnekler, “anayasa ve sistem değişiklikleri”nin yapısal sorunlarımızı çözme alanında sınırlı etki yapabileceğini ortaya koymaktadır
Türkiye yapısal sorunlarını "anayasa" yaparak ve "sistem" değiştirerek çözebileceği yolunda güçlü bir gelenek geliştirmiştir. On dokuzuncu yüzyıl ortalarından itibaren "kanuni esasî"nin tüm meseleleri halledecek bir gümüş kurşun olduğunu düşünen, daha sonra ise yaklaşık bir buçuk asırda beş anayasa yapmakla kalmayarak bunları sürekli biçimde tadil eden, bu çerçevede "yasamayürütme dengesi"nde sonu gelmeyen ayarlamalar yapan bir toplumun "anayasa ve siyasal sistem"i fetişleştirdiğini belirtmek yanlış olmaz.
Zikredilen "gelenek"in gücü, bu süreçte liberal sayılabilecek ya da anti-anayasa belgesi olarak tanımlanabilecek farklılıktaki anayasaların hazırlanması ile yasama-yürütme dengesini bir uçtan diğerine savuran düzenlemelerin hayata geçirilmesinin yapısal sorunların çözümü alanında son derece sınırlı katkılar yapabildiğinin görülmesini engellemektedir.
Bunun neticesinde hangi nitelikteki anayasanın yürürlükte bulunduğu veyahut uygulamada yasama ile yürütmeden hangisinin ağırlık taşıdığının büyük değişimler yaratmadığı da genellikle göz ardı edilmektedir.
1877-78 yıllarının yürütme karşısında neredeyse hiç gücü bulunmayan, "kabine hükûmeti sistemi"nin sınırlı denetim yapan meb'usanından, 1920- 22 döneminin konvansiyonel meclisine, yürütmenin 1878-1908 arasında re'sen (istizan olmaksızın sâdır olan) irade-i seniyeler, 1913-18 döneminde ise kavânin-i muvakkateler (geçici kanunlar) aracılığıyla fiilen yasama faaliyetini de icra ettiği yapılanmalardan 1961-80 parantezinde hükûmetin özerk kurumlarla kuşatılarak "iktidarın muktedir kılınmadığı" düzene ulaşan bir yelpazedeki uygulamalara karşın sorunların hallinde önemli adımlar atılabildiğini belirtebilmek mümkün değildir.
Diğer bir ifadeyle "yürütme ile yasama arasında akla gelebilecek tüm dengeler"in denenmesi meselelerimizi çözememiştir.
Sistem; oruç ve namaz
Siyasal tartışmamızın "anayasa" ve "sistem" değişimine odaklanması "fetişleştirme"nin yanı sıra bunların "amaç" haline getirilmesine, "anayasa" ve "sistem"in bir demokrasinin "araçları" olduğunun göz ardı edilmesine de neden olmaktadır.
Örneğin, siyaset, 1876 öncesinde "kanun-i esasî"nin hazırlanması, 1878 sonrasında "onun yeniden yürürlüğe konması," 1908 İhtilâlini izleyen günlerde "yasama"yı tahkim, 1911- 14 arasında ise "gücü yeniden yürütmeye verme" konusu üzerine yoğunlaşmıştır.
Benzer şekilde, 1961 Anayasası'nın topluma "bol," 1982 Anayasası'nın ise "dar" geldiği gerekçesiyle değiştirilmesi, yerlerine yeni toplumsal belgeler hazırlanması altmış yıla yakın bir süre siyasetin temel tartışmasını oluşturmuştur.
Aynı dönemde "başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistemler"den hangisinin Türkiye'ye daha uygun olduğu da pek çok öncelikli sorundan fazla tartışılmıştır.
Konuyu İkinci Meşrutiyet Dönemi siyasetinin temel tartışması olan, "7 ve 35. madde" değişimi girişimleri üzerinden ele almak anlamlı dersler çıkartmamızı mümkün kılabilir.
Meclis-i Meb'usan 1908'de, otuz sene sonra yeniden toplantıya çağırıldığında siyasetin kurumsal hedefi "parlamenter" sistemin yasama kurumu olarak çalışacak bir "meclis" yaratmak olmuştur.
Otuz yıllık uygulamaya duyulan tepki, 1909'da yapılan değişikliklerle yasamanın tahkim edilmesiyle, yürütmenin aşırı ölçüde kuvvetli olduğu "kabine hükûmeti"nden parlamentarizme geçişi sağlamıştı.
Bu kapsamlı değişiklikle Sultan'ın yetkileri ile meclis ve hükûmetin kimin tarafından ve ne yolla feshedilebileceğini düzenleyen 7 ve 35. maddeleri de yeniden düzenlenmişti. Neticede yürütmenin yetkileri daraltılırken, meclisinki kapsamlı biçimde genişletilmiş, Said Paşa'nın ifadesiyle "usûl-i meşrutiyet-i mukayyede"den "usûl-i meşrutiyet-i mutlakaya" geçilmişti.
Buna karşılık iktidardaki İttihad ve Terakki Cemiyeti daha sonra güçlü yasamayı engel olarak görerek kontrolü altındaki hükûmet ve taleplerini kolaylıkla kabul ettireceğini düşündüğü sultandan oluşan yürütmeyi güçlendirmenin uygun olacağını düşünmeye başlamıştı. Bu nedenle 1911'de 7 ve 35. maddelerin yeniden tadiline girişilmesi ise büyük bir sistem tartışmasını tetiklemişti.
Ancak, konu kısa sürede "sistem" tartışmasından çıkarak, iktidar ile muhalefet arasında ölüm-kalım savaşına evrilmiş ve konuya fazla da anlamlı olmayan bağlamlarda yaklaşılmıştı.
Bu çerçevede İttihad ve Terakki yeni sistemin "istibdad"ın dirilerek ülkeyi yeniden pençesine almasını engelleyeceğini savunurken muhalifleri "vatan hainliği" ve "hürriyet aleyhtarlığı" ile suçlamıştı. Muhalefet ise "parti diktası" ithamından "35. madde değişikliğinin gerçekte otuz gün oruç ve beş vakit namazın yasaklanması"nı hedeflediği iddialarına varan eleştirilere yönelmişti.
"Sistem" ve toplumsal hedefler
Siyasetin temel tartışması olan 35. madde tadilâtı, yürütmeyi güçlendirecek değişimin 1912 yılı başında Meclis-i Meb'usan'da kabul edilmesi ile sonuçlanmış, bunun Âyân ve Sultan tarafından onaylanması ise ancak 1914 ortalarında gerçekleşebilmişti. İlginç olan bu değişim ile yürütmenin tahkimini ölesiye savunan İttihad ve Terakki'nin tek parti olarak ihtiyaç duymadığı bu maddeyi 1916'da Kanun-i Esasî'den bütünüyle çıkartmasıydı.
Bir örnek olay olarak değerlendirirsek "7 ve 35. madde tadilleri", anayasa ve sistem değişimlerinin yapısal sorunların çözülmesi alanında fazlasıyla sınırlı etki yarattığını ortaya koymaktadır.
Bu "sistem değişimi" tartışması günümüzde unutulmuştur. Ama 1911-1916 döneminde var olan ve çözülemeyerek Osmanlı devletinin tasfiyesine neden olan pek çok yapısal sorun toplumsal hafızadaki yerini korumaktadır.
Bu açıdan bakıldığında güncel "sistem" tartışmasının tüm sorunları "çözecek" ya da "rejimin sonunu getirecek" bir ölüm-kalım savaşına dönüştürülmesinin sakıncaları da görülebilir.
Söylenilmeye çalışılan "anayasa" ve "siyasal sistem"in ehemmiyeti haiz olmadığı değildir.
1982 Anayasası'nın yerine birey merkezli, özgürlükçü bir toplum sözleşmesinin geçirilmesi, yasal altyapının oluşturulmasıyla geniş alanların "güç" ve "karizma" yerine titizlikle uyulan kurallar ile belirlenmesi şüphesiz önemlidir.
Ancak bunlar "sorunlarımızı çözme" alanında mucize yaratamazlar. Meseleler "anayasa yapılarak" çözülebilse 1876 sonrasında ortalama her yirmi sekiz yıla bir toplum sözleşmesi sıkıştıran, bunlar üzerinde de sayısız değişiklikler yapan toplumumuz tüm sorunlarını halletmiş olurdu. Benzer şekilde "sistem," sihirli değnek etkisi yaratabilse, aynı siyasal sistemin uygulandığı ülkelerin demokrasileri birbirini andırırdı.
Türkiye kısa süre içinde gerçekleşecek sistem değişikliği referandumuna bu bilinçle yaklaşmalı, yapısal sorunlarımızın 16 Nisan sonrasında da gündemimizde olacağını gözden uzak tutmamalıdır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları







































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018