Senelerce önce,  düşüncelerine çok önem verdiğim bir büyüğüm, AK Parti’nin Adana’da düzenlediği Siyaset Akademisine “ Marksizm ve sol düşünce  “ üzerine ders vermeye davet edildiğini söylediğinde çok şaşırmıştım.  Devlet gadrine uğramış sicilli bir komünist AK Partililere ne anlatabilirdi.  Ders sonrası toplantıyla ilgili görüşlerini sorduğum büyüğüm toplantıdan çok memnun kalmış, AK Parti’de çok büyük zihinsel bir değişim yaşadığını bunun da ülkemiz için çok hayırlı bir gelişme olacağının altının çizmişti. O gün bugün AK Parti’nin siyaset Akademisini hep merak etmiştim. Kısmet bugüneymiş…

Öncelikle akademinin Düzce’de açılmasında emeği geçen herkese teşekkürle başlayalım.

Soğuk bir kış gecesi yerel yönetimler alanında konusunun uzmanı olan Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi hocası Doç.Dr. Yüksel Demirkaya’nın anlattıkları içimiz ısıttı dersem abatmış sayılmam her halde.

Hoca, 2 saat boyunca Osmanlıdan günümüze belediyeciliğin geçtiği yolları Avrupa’daki emsalleriyle karşılaştırma yaparak anlattı. Hocanın sunumu, zihin dünyamızda yepyeni ufuklar açtı… Toplantı arası ve  toplantı bitiminde fikrini sorduğum birçok AK Partilinin de toplantıdan memnun ayrıldığını gördüm.

Gelelim derse…

Modern dünyada merkezi devlet ile yerel yönetimler arasında ilişkilerin nasıl olması gerektiğini anlatan hoca, Osmanlın dönemindeki yerel yönetimlerin aksine Cumhuriyetin ilk yıllarıyla birlikte her şeyin ters yüz edildiğini, özellikle 1929 buhranından sonra Türkiye devletinin dünyanın en sıkı oligarşik merkezi devleti olduğunun altını çizdi.

Ülkelerin geleceğinin yerelleşmeye bağlı olduğunu, merkezi otoriteden uzaklaşıp yerel yönetimler kuvvetlendikçe demokrasinin en ücra köşelere kadar kök salarak yerinden demokrasinin,  geleceğin toplum modeli olacağını belirtti.

2014 yerel seçimlerinden sonra çok köklü yerel yönetimler reformunun kapıda olduğunu belirten Demirkaya, gelecek 10 yıl içinde valilik müessesi ve özel idareler başta olmak üzere yerel demokrasinin daha da güçleneceğini, kentsel yaşam kalitesinin daha da artacağını, belediye meclislerinin o ilin yerel parlamentosu olacağını söyledi.

Belediyelerin, insanların yaşam kalitesini yükseltecek faaliyetlerle uğraşması gerektiğinin altını çizen Demirkay, ne acı ki Türkiye’de hangi partiye mensup olursa olsun, hiçbir belediyenin Avrupa Birliği yerel yönetimler şartını imzalamadığının altını çizdi.

Konuşmasında Kent Konseylerine de değinen Demirkaya, Kent Konseylerinin kentin gündemini belirlemede çok geride kaldığını, çünkü mali olarak belediye başkanlığına bağlı bir kurumun, başkandan izinsiz hiçbir kalıcı çalışmaya imza atamayacağını söyleyerek, demokrasinin gelişmesi için kent yaşamına katılan insanların daha fazla rol almasını, verdikleri her  oyun hesabını seçilmişlerden sorması gerektiğini belirtti.

Velhasıl, 2 saat süren program sonunda AK Parti  2023 vizyonuna yürürken,  kendi parti tabanında da büyük bir zihinsel değişimden geçtiğini, en azın değişim için samimi bir çabanın içinde olduğunu gördüm.

Bu çabada gelecek için beni hayli umutlandırdı…