Oya BAYDAR
26 Şubat günü İMC televizyonu ekranı, Banu Güven canlı yayında Can Dündar ve Erdem Gül’le konuşurken birden karardı. Olur a, teknik arıza falandır derken anlaşıldı ki Türk-Sat, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi üzerine kanalı yayın portalinden çıkarmış.
İMC korsan televizyon falan değil, Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) bağlı, uydu üzerinden yayın yapan ulusal bir kanal. İMC’nin yöneticisi, zaman zaman bütün televizyonlara olduğu gibi RTÜK’ten kendilerine de uyarı ya da ceza geldiğini, Türk-Sat’ın böyle bir kararı ancak RTÜK’ün talebiyle, belli prosedürler sonucunda alabileceğini, savcılığın Türk-Sat’a doğrudan müdahalesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığını bildiriyor.
Basın kuruluşları, medya hukuku uzmanları, hatta “bizim bu konudan haberimiz yok” diyerek topu Türk-Sat’a atan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bile İMC’nin bu şekilde karartılmasının yasal olmadığını belirtiyorlar. Ama ne gam! 2016 Türkiye’sinde iktidarın ve Saray’ın hoşuna gitmeyen, işine gelmeyen yayınlara, haberlere, gerçeklere geçit verilmemesi; düşünce ve ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, her türlü muhalefetin “ihanet, casusluk, terörizm” olarak damgalanması artık gündelik hayatımızın parçası. Fetva yükseklerden geliyor ve devletin bütün kurumları, en başta da yargı, fetvaya hemen uyuyor. Hukuk sınırları içinde kalıp adil karar vermeye çalışanların vay haline; en hafifinden “paralelci” ya da “hain” ilan ediliyorlar.
İMC’nin karartılması basit bir olay değil. İMC, devletin ve Saray’ın Güneydoğu’da sürdürmekte olduğu kanlı savaşın, ana akım medyanın ve yandaş medyanın bize göstermediği gerçek yüzünü becerebildiği ölçüde yansıtmaya çalışan bir kanal. Bunca insanımızı, askerimizi, polisimizi, gencecik çocuklarımızı o savaşa sürüp sonra “şehitlerimiz” diye timsah gözyaşları dökenlerin, şehitler üzerinden oy ve iktidar hesabı yapanların ürktükler gerçekleri, tablonun öteki yüzünü göstermeye çalışıyor. Kuşkusuz bir çok eksiği var ama İMC, haber kanalları arasında halkın haber alma özgürlüğünü korumaya gayret eden bir yayın kuruluşu.
Zaman zaman PKK- KCK komutanlarıyla, Kürt siyasî hareketinin önde gelen adlarıyla yapılmış röportajları ekrana getiriyor. Sanırım bu da kanalın “yargısız infaz”ının nedenlerinden biri. Oysa bence yaptığı iş aslında devlet kanallarının yapması gerek bir medya hizmeti. Bir savaş varsa, onun taraflarının, hasmınızın ne düşündüğünü öğrenmeniz gerekmez mi? “Düşman”ı tanımadan, niyetini bilmeden, farklı düşüncelerle karşılaşmadan nasıl karar verebilirsiniz? Teröristle röportaj yayınlanamaz deniyorsa, uluslararası medya tarihinin en fazla önemsenen haber ve röportajlarının tam da bu türden olduğunu hatırlatmak gerek.
İMC, zon zamanlarda karartılan ilk kanal değil. Daha önce “paralel” denerek de bazı TV kanalları Digitürk’ten, Türk-Sat’tan atıldı. Şimdi soruyorum: Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü sadece Can Dündar ve Erdem Gül’ün özgürlüğü müdür? Bu konuda çok hassas olan demokrat kamuoyu, başta CHP olmak üzere muhalefet, Silivri’de nöbet tutan aydınlar, sanatçılar, basın mensupları, örgütler aynı dayanışmayı İMC televizyonuna ve diğer kanallara da göstermek zorunda değiller mi? Demokratik özgürlükleri, basın özgürlüğünü (hiç desteklemesek, görüşlerine, yayın politikalarına karşı olsak da) herkes için savunmak zorunda değil miyiz?
Bugün İMC’nin karartılmasına karşı çıkmayan, susan, kem küm edenlerin, yarın sıra kendilerine geldiğinde, (ki bir gün gelecektir) ne söyleyecek sözleri ne de imdat çağrılarına koşanı olur.
“Ortalık çalkalanabilir” ne demek Sayın Cumhurbaşkanı?
İMC ekranının karartılmasıyla ne alakası var diye düşünmeyin, çok alakası var, çünkü fetva mercii aynı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika gezisi öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplarken, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyelerine ilişkin soruya tam tamına şu cevabı verdi: “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyorum, saygı duymuyorum. Mahkeme (tutuklu yargılama) kararında direnebilirdi.” Sonra da ekledi: “Ben şimdi gidiyorum, ortalık çalkalanabilir.”
Kendisinin yokluğunda ortalığın neden, nasıl çalkalanacağını anlayamadım ama gerçekten de ürperdim, çünkü bu bir korkutmaca, bir tehdit. Ne ile tehdit ediliyoruz? Kendisinin özel bilgisi, istihbaratı varsa, biz zavallı yurttaşları uyarma adına açıklama yapması gerekmez mi? Ama ben başka bir şeyden korkuyorum: AYM’nin, Saray’ın A planını bozmasından sonra devreye B planın sokulması ve Can Dündar’ın yeniden tutuklanmasından. Olmaz demeyin, vardığımız vahim hukuksuzluk ortamında olmaz, olmaz. O zaman gerçekten de ortalık çalkalanır.
Peki ülkede çatışma ortamı varsa, ortalık çalkalanacaksa bir cumhurbaşkanı ülkesini nasıl terk eder? Anayasal görevlerinden biri de çalkantılı ortamda toplumsal uzlaşmayı sağlamak değil midir?
Gelelim asıl konuya: Bir cumhurbaşkanının, beğenelim beğenmeyelim bu ülkenin en üst yargı kurumu olan Anayasa Mahkemesi’ne uymayacağını, saygı duymadığını söylemesi anayasal suçtur. Ancak Erdoğan bu kadarla da yetinmiyor, “Mahkeme (tutukluluk kararında) direnebilirdi” diyor. Yani mahkemenin kararına doğrudan müdahale ediyor. Olaya kılıf bulmaya çalışan AKP’lilerin, bu bir eleştiridir demeleri de bir o kadar sorunlu. Sen, ben kararı beğenmeyip eleştirebiliriz. Kimsenin umurunda olmaz çünkü ne yaptırım gücümüz ne de kararı veren hakimlerin kaderiyle oynama yetkimiz vardır. Ama yetkili bir kişi, bir cumhurbaşkanı, hele de artık huyunu suyunu, kindarlığını ve inadını iyi bildiğimiz Tayyip Erdoğan “mahkeme direnebilirdi” diyorsa, bu mahkemeye bir emirdir. Ayrıca Hükümet’e, AKP kadrolarına da bir uyarıdır. Netekim, AYM kararı açıklanıp da tahliyeler gerçekleştiğinde, kararı memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden AKP grup başkanvekili zat ve benzerleri, iki gün sonra kararın yetki gaspı olduğunu söyleyecek kadar ipotek altındadırlar.
Can Dündar ve Erdem Gül, (basın yasasına göre zaman aşımına uğradığından soruşturma konusu olamayacak) dört ay önceki bir haber yüzünden bizzat Tayyip Erdoğan’ın “Bunu yanlarına bırakmam, hesabını verecekler” demesi üzerine tutuklandılar. Davada Cumhurbaşkanı’nın şikâyetçi sıfatıyla yer alması da Erdoğan için bu davanın kişisel bir hesaplaşma olduğunun kanıtıdır. Ortalık çalkalanır sözü gelişigüzel sarf edilmemiştir. Türkiye’nin özgürlüklerden, demokrasiden, barıştan, hukuktan yana güçleri yeterli tepki ve direnişi gösteremezlerse, hiç kuşkunuz olmasın, ortalığı karıştıracak hamle gelecektir.
İMC’ye sahip çıkmakla, Can Dündar’a ve gazetesine sahip çıkmak o zihniyete karşı aynı mücadelenin parçasıdır.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024