Oya BAYDAR
Kitleler büyük lâflar ve büyük yalanlarla kandırılır. Otokratlar iktidarlarını, hamasî nutuklar, kitleleri tahrik edecek ve korkutacak büyük yalanlarla pekiştirirler. Vatan, millet, din, îman, şehitlik, bölünmez bütünlük, şanlı geçmiş, hain, kahraman, beka, vb. gibi sözcükler/kavramlar iktidar tahkiminin en kullanışlı ve etkili silahlarıdır.
Orta Doğu yangınına odun taşınmakta olduğu şu günlerde iktidarın, özellikle Erdoğan’ın dilinden düşmeyen anahtar kelime “beka”: ülkenin bekası…
Beka; ebedîlik, sonsuz, sürekli varoluş demek. Sonsuza kadar değişmeden sürecek bir durumu anlatmak için, mecazî ve de çoğunlukla hamasî anlamda kullanılır. Kullanılır ama hiçbir gerçekliği, anlamı yoktur aslında, çünkü doğada, dünyada, insanlıkta, siyasette, tarihte, vb. hiçbir şey sonsuz, ebedî, değişmez değildir. Ülkeler değişir, sınırlar değişir, fikirler, siyasetler, yöneticiler değişir. Tarih bu değişimin hikâyesidir aslında.
Kuzey Irak’taki referandum nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve sağlı sollu milliyetçi/ulusalcı kesimler “beka sorunu” derken ülkemizin varoluşunun tehdit altında bulunduğunu iddia ediyorlar. Düşman kapıya dayanmış, her an Türkiye’yi istila etmeye hazır algısı yaratılıyor. Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt oluşumunun ya da Suriye’nin kuzeyinde Rojava’da özerk bir yapı kurulmasının Türkiye’nin varlığını/bekasını tehdit ettiği düşüncesi, kitlelerin bilincine bölünme fobisi körüklenerek aşılanıyor.
Korku ecele mâni değildir
Hoşunuza gitmeyecek ama benden söylemesi: Önümüzdeki yirmi, otuz yıl içinde başta Orta Doğu olmak üzere pek çok ülkenin sınırları değişecek. 1990’başlarında Rusya’nın, Doğu Avrupa ülkelerinin, Almanya’nın sınırları nasıl değiştiyse öyle… 21. Yüzyılda dünyanın siyasal haritası ve güç dengelerinin bugünkünden farklı olacağını herkes biliyor zaten. Bu anlamda beka’dan söz etmek lâf-ı güzaftan ibaret.
Yine herkesin görüp, bilip de söylemeye dilinin varmadığı başka bir gerçek; Irak, Suriye gibi ülkelerin toprak bütünlüğünün korunmasının artık mümkün olmadığı, yakın gelecekte buralarda en iyi ihtimalle federatif- konfederatif yapıların ortaya çıkacağı. Gerek ABD, Rusya gibi bölgede nüfuz ve çıkarları olan süper güçler, gerekse Türkiye, İran gibi bölgede oyun kurmaya, nüfuz kazanmaya, hatta yayılmaya hevesli olan ülkeler, bunu çok iyi biliyorlar. Yüzyıl önce emperyalist güçlerce çizilmiş yapay sınırların fazla direnemeyeceğinin farkındalar. Çıkarlarına uygun yeni bir bölge düzeni/dengesi kurulana kadar o coğrafyadaki etnik, mezhepsel ayrılıkları körükleyip kullanarak, kendilerinin de inanmadığı “toprak bütünlüğü” ezberini sürdürecekler.
Kürtlerin devlet olma hakkı
Doğrudur, yanlıştır, zamanlıdır, zamansızdır tartışmalarını bir yana bırakarak şu soruyu kendimize ama’sız soralım: Bütün halkların var da Kürtlerin devleti veya devlet kurma hakkı neden yok? Bırakın bağımsız devlet kurmayı, bu konuda halkın eğilimini belirlemek için referandum yapmaları bile neredeyse savaş nedeni sayılıyor.
Hemen söyleyeyim: Ben ulus-devlete, hele de 21. Yüzyılda, bunca kötü örneği varken yeni bir ulus devlet kuruluşuna karşıyım. Ama bir halkın kendi toprakları üzerinde bağımsız yaşamak istemesi, hele de bu isteğini referandumla temellendirmesi haktır. Bu hakkı tanımamak, başka bir devletin, mesela Irak devletinin iç sorunu olan bir referandumu neredeyse “casus belli= savaş nedeni” haline getirmek, Kürt halkını “Bir gece ansızın gelebiliriz” ya da sizi aç bırakırız, izolasyona mahkûm ederiz, damarlarınızı keseriz diyerek tehdit etmek yayılmacı, saldırgan bir siyasettir ve uygulayana ne haklılık, ne saygınlık, ne de zafer kazandırır.
Kısa zaman önce Barzanî, Kuzey Irak Kürt yönetimi bayrağı göndere çekilerek selamlanmıyor muydu bu ülkede, Sayın Erdoğan’ın en büyük dostlarından ve son müttefiklerinden biri değil miydi? Ne zaman ki, Orta Doğu keşmekeşinde kimvurduya gitmemek ve elverişli gördüğü koşullardan yararlanmak için bağımsızlık referandumuna başvurdu, bir anda bütün ittifaklar değişti ve şiddetle “terbiye etme” tehdidi devreye sokuldu.
Kürt fobisinden kurtulmadıkça hep hata yapacaksınız
Erdoğangiller’in Türkiye’nin beka sorunudur diyerek gerekçelendirmeye çalıştıkları savaş ve şiddet siyasetinin nedeni Barzani’nin adımının Türkiye Kürtlerine örnek olması korkusu. Bu korku bölünme fobisiyle (Sevre sendromu) pekiştiriliyor. Nasıl hain bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu ispat için Türkiye’nin güneydoğusunu da içine alan, çoğu düzmece ve kıymeti harbiyesi olmayan Büyük Kürdistan haritaları dolaşıma sokuluyor. Emperyalist güçlerin (100 yıl önceki) Türkiye’yi bölme planları çarşaf çarşaf yayımlanıyor.
Olabilir; bölgeyle ilgili çeşitli planlar hep vardı, şimdi de vardır. Ancak bu türden planların 21. yüzyıl başının çok karışık ve karmaşık ilişkiler-çelişkiler dünyasında geçerliği nedir? Geçerliyse, buna karşı durmanın, ülkenin bölünmesini engellemenin yolu içerde ve dışarda Kürtlere karşı asimilasyon, baskı, savaş siyaseti uygulamak, düşmanlaşmak, savaş açmak, özerklik, bağımsızlık çabalarını engellemek midir?
Oysa “beka sorunu” yaşamamanın, ülkemizin birliğini bütünlüğünü sağlamanın barışçı ve basit bir yolu var: Kendi Kürtlerinize, eşit yurttaşlık temelinde bütün haklarını sağlarsanız, şehirlerini yakıp yıkmaktan, onurlarının ayaklar altına almaktan, siyasetçilerini terörist diye hapse tıkmaktan, seslerini şiddet uygulayarak susturmaktan, ortak vatan topraklarının bir bölümüne cenazelerini gömmelerine bile engel olmaktan vazgeçerseniz… Komşu ülkelerdeki Kürt oluşumlarına ve halklarına savaş açmak yerine barışçı, himâyeci, dayanışmacı bir siyaset benimserseniz, korkacak hiçbir şey kalmaz. Üstelik emperyalist güçlerin bölgedeki müdahale ve oyunları da engellenebilir.
“Beka sorunu”nu iktidar yaratıyor, muhalefet derinleştiriyor
Bugün Türkiye dış tehdit ve tehlikelerle karşı karşıyaysa, bunu Sayın Erdoğan güdümündeki AKP iktidarının, özellikle Suriye’den başlayarak her adımda daha vahim hale gelen yanlış, tutarsız, savaşçı bölge siyasetine (daha doğrusu siyasetsizliğine) borçluyuz. Bu siyaset, artık “ulusal çıkarlar” doğrultusunda bile değil, şoven Türkçü milliyetçi (ulusalcı) ideolojik saplantılar üzerinde şekilleniyor.
En kötüsü ve geleceğimiz için umut karartıcı olan, Erdoğangiller zihniyetinin MHP’den CHP’ye, sağ ve sol Türkçü-milliyetçi koalisyondan güç alması. Bu kesimlerin iktidara muhalefetleri ve bütün eleştirileri: neden Irak’a hemen yürümüyorsun, neden savaş ilan etmiyorsun, neden daha sert davranmıyorsun, neden Suriye’de, Irak’ta kendi topraklarını ve halklarını savunan Kürtleri daha büyük şiddetle “tenkil” etmiyorsun noktalarında toplanıyor. Böylece iktidarla devletçi milliyetçi/ulusalcı (sözde) muhalefet ülkemizi çıkmaza götüren yolun kaldırımlarını birlikte döşüyorlar.
Bir beka sorunu varsa eğer, bu Türkiye’nin değil Erdoğan iktidarının ve ona muhalefet eder gibi görünürken etrafında kümelenen siyasal kesimlerin sorunudur. Ne var ki, yanılgıyı aşıp suç sınırına dayanan siyasetlerinin maddi manevi bedelini hepimiz, bütün ülke, hem de ağır ödeyeceğiz.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024