Taha Akyol
Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı, rejim krizine dönüşebilecek bir sorunu ortadan kaldırdı: CHP’nin bütün il ve kurultay delegeleri geçerlidir, kongre ve olağanüstü kongreler yapabilirler.
Böylece CHP hem İstanbul’da hem Genel Merkez’de “kayyım” olsa bile, gerekli sayıda delege imzasıyla olağanüstü kurultay yapabilecektir.
Ankara’da 15 Eylül’deki duruşmada mahkeme, “mutlak butlan” kararı verse bile, son söz mevcut delegenin olacaktır.
YSK KARARI
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yüksek Keçim Kurulu’na ait yetkiyi gasp ederek “tedbiren” hem İstanbul’a “çağrı kurulu”, yaygın deyimle kayyım atamış… Hem ilçe kongrelerinin yapılamayacağına karar vermişti.
CHP’nin itirazı üzerine YSK şu iki kararı verdi:
- Sarıyer, Tuzla, Bakırköy, Başakşehir, Ataşehir ilçe seçim kurullarının başlayan kongre sürecini durdurmasına ilişkin almış olduğu kararlar tam kanunsuzluk nedeniyle kaldırılmış ve kongrelerin kaldığı yerden devamına karar verilmiştir.
- CHP'nin, il yönetimine ilişkin alınan karara yönelik yapmış olduğu itiraz ise reddedilmiştir."
Yani İstanbul’da kayyım devam edecek fakat kongreler yapılabilecektir.
Açıkça bellidir ki, YSK, Asliye Hukuk’un meşru delegelerle kongre yapılmasını durdurma kararı vermesini ve bunu İlçe Seçim Kurullarına tebliğ etmesini “tam kanunsuz” saymıştır ki doğrudur.
MUTLAK BUTLAN KANRARI?
İstanbul’da delegeler, olağanüstü il kongresi yaparak Özgür Çelik ve arkadaşlarını yeniden seçebileceklerdir.
Ankara’da 15 Eylül’de 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, “mutlak butlan” kararı ile Genel Merkez’e kayyım tayin etse bile, CHP Kurultay delegeleri olağanüstü kongreye gidip yönetimi tekrar seçebileceklerdir, yani Özgür Özel ve arkadaşlarını…
CHP’de olağanüstü kurultaya gitmek için 900 delegenin noter tasdikli imzalarının toplanıldığı yolunda haberler var. Son olaylar tabii olarak CHP’de güçlü bir dayanışma duygusu yarattı. 15 Eylül’de Ankara’da Asliye Hukuk Mahkemesi “mutlak butlan” kararı alsa bile, olağanüstü kurultay delegelerini geçersiz sayamaz, olağanüstü kurultayı engelleyecek bir karar veremez, YSK’nın kararını yok sayamaz.
Önünde sonunda delege iradesinin dediği olacaktır.
Ben de 5 Ağustos günlü yazımda, Asliye Hukuk’un bile delegeleri iptal edemediğini, CHP’nin bu krizi delegelerle aşabileceğini yazmıştım.
YARGI REFORMU
Yeni bir “icat” ortaya çıkmazsa CHP kayyım krizlerini aşacak… Her şeye rağmen bu yolu yine hukuk açtı.
AYM ve YSK üyelerinin görev süreleri ve üyelerin seçilme usulleri anayasayla bellidir. Siyasi iktidar, AYM ve YSK üyelerinin seçimine, adli yargıdaki kadar etkili olamıyor. Yargıtay kadrosunu değiştirmek için çeşitli zamanlarda 3 defa kanun, 1 defa KHK çıkaran iktidar, AYM ve YSK üyelikleri için bunu yapamadı, bu anayasayla yapamaz.
Dahası, AYM ve YSK üyeleri üzerinde HSK’nın hiçbir yetkisi yoktur.
AYM ve YSK’da kadro değişimi yeni atamalarla tedricen oluyor.
Genel bir hukuk reformunda, iktidar partilerinin, sadece HSK eliyle değil, kadro kanunları çıkararak yargıya müdahalede bulunmalarını da önlemek şarttır.
Gelinen noktada, mesele, CHP’nin ötesinde, yargı bağımsızlığı, hukuk devleti gibi hayati konularda ortaya çıkan hayati sorunlardır.
Yargı eliyle baskıya maruz kalan dün Ak Parti’ydi bugün CHP’dir. Hangi parti olursa olsun, yargı bağımsızlığını, hukukun üstünlüğünü savunmak ahlaki bir görevdir.
CHP NEREYE?
CHP elbette mitingler yapabilir. Fakat “Sokağa çıkma”nın anlamı başkadır, CHP bundan uzak durmalıdır.
Marjinal örgütler ve provokatörler sokak eylemlerini kolayca dejenere edebiliyor.
Gezi protestoları hukuken darbeye teşebbüs olmadığı halde, iktidar, bu grupların vandalca şiddet eylemlerini dosya üzerinden protestoların bütününe ‘monte’ ederek Osman Kavala’dan Ayşe Barım’a birçok kimseyi, şiddetle hiç ilgileri olmadığı halde ağır surette mağdur etti.
İktisadi krizde burnundan soluyan insanlarımız, sokak hareketlerinin piyasayı, hatta trafiği olumsuz etkilemesine bile tepki duyacaktır.
Türkiye’de hukuk yolu maalesef olağandan uzun, bazen çok uzundur ama tek emin yoldur.
CHP kapsayıcı olmaya, reformları ve AB kıstaslarını savunmaya, kitlelere açılmaya bakmalıdır.
İYİ Parti lideri Dervişoğlu’nun, Özel’i ziyaret ederek ortaya koyduğu muhalefetin işbirliği tavrını doğru bulduğumu da belirtmeliyim.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025