Tuncer KÖSEOĞLU
Beden 1, beden 2, beden 3… diye gömüldüler; mezar taşlarında isimleri yerine numaralar yazıldı. Yaşadıklarını bütün dünya, özellikle Avrupa, öldüklerinde öğrendi. Öğrenmediler aslında, yaşadıklarını bilmek istemedikleri gibi, ölümlerini de bilmek istemediler. Terk dertleri ‘bizden uzak’, ‘bize dokunmasın’ oldu medeni Avrupa’nın…
15 gün önce, bin kişinin öldüğü göçmen faciasından sonra Malta’da kimsesizler mezarlığına böyle gömüldü ölenler. Bu duruma isyan eden, Malta Başbakanı Joseph Muscat, bir yıl içinde dört bin isimsiz göçmeni aynı mezarlığa gömdüklerini açıkladı. Dünyayı ve özellikle Avrupa’yı, bu zamanın yaşanan en büyük soykırımına karşı duyarlı olmaya çağırdı. Bu çağrıya Avrupa’nın nasıl cevap vereceği henüz belli değil, insan yerine koymadıkları göçmenlere insani yardım yapmayacakları muhakkak. Aynı teknede umut yolculuğuna çıkan insanların ölmemesini dileyecekler belki de. Azar azar ölürlerse dünyanın gözünden de kendi gözlerinden de uzak olacaklar. Göçmenler umut yolculuğunda ölmeye devam edecek…
Çinliler, “İlginç zamanlarda yaşayasın” diye beddua eder karşısındaki kişiye. Tam da öyle ilginç zamanlardan geçiyoruz. Yüzyıl önce yaşanan Ermeni tehcirini ‘soykırımdı, değildi…’ diye tartışıyoruz tartışmasına da gözlerimizin önünde olup biten soykırıma dönüp bakmayı akıl edemiyoruz bile. Bizden yüzyıl sonra gelecek insanlar bunu tartışsınlar diye tarihe kirliliğimizi mi bırakıyoruz acaba?
Dünya bu ‘ilginç zamanlar’dan geçerken, yaklaşan seçim için bütün varını yoğunu ortaya koyan CHP lideri Kılıçdaroğlu, beş yıldır süren savaştan canlarını kurtarıp ülkemize sığınan iki milyonun üzerindeki Suriyeliyi seçmeninin önüne attı. Vaatlerine “Suriyelileri ülkelerine göndereceğiz” diye epey bir alkış alan vaadini de ekledi. Bir parti liderinin ki kendini sosyal demokrat olarak tanımlıyor, böyle bir insanlık dışı vaatte bulunması kadar; bunun karşılığının olması, akış alması da insanlık adına düşündürücü. Gerçi Kılıçdaroğlu, “Benim adım Kemal, bu savaşı bitirip öyle göndereceğim…” diye ekleme yapıyor yapmasına da insanın aklına “Madem beş yıldır süren savaşı bitirecek ilahi bir güce sahipsin, neden bitirmiyorsun? Daha çok insan ölsün’ diye mi?” gibi bir soru gelse bile, böyle bir soruyu sormayı zekâma hakaret sayar, sormam. Yine de parti lideri kürsüye çıktığında böyle bir şeyi nasıl der, işte ona akıl sır erdiremem.
Aslında Kılıçdaroğlu, partisinin özüne dönüyor bunu söyleyerek. İttihat Terakki de Ermenileri yüzyıl önce büyük göçe zorlayarak ‘soykırım’ suçunu işlemişti. Türkiye de bu işlenen büyük suçun üzerine inşa edilmedi mi? Şimdi de benzer şeyler yaşanıyor bir bakıma. Canlarını kurtarmak için bize sığınan insanları, yaşadıkları sefaletten kurtarmak yerine, konformist ve üstenci bir bakış açısıyla ülkelerine geri gönderme sözü veriyor CHP lideri. Öyle ya; Suriyeliler gidecek, ülkede işsizlik azalacak; onların üç kuruş kazanmak için giriştiği işlere bizim insanlarımız girecek, böylece mutlu mesut bir ülke haline gelecek Türkiye.
Yüzyıl önce Ermeniler, binlerce yıllık topraklarından koparılıp atılırken de böyle olmamış mıydı? Tam olarak olmasa da benzeri olmuş, bir soykırım suçu işlenmişti. Kılıçdaroğlu, böyle bir vaatte bulunarak, benzer bir durumu hayata geçirmek istemiş olabilir. Bize de bunu yazmak düştü. 100 yıl sonra bu olayı tartışacak tarihçilere belge bırakma adına. Bu yazı bugünler için yazılmadı. Önümüzde olup biteni göremiyoruz nedense, benim derdim yüzyıl sonraya bir belge bırakmak. Nasıl ki 100 yıl önce Ermenilerin topraklarından atılması sırasında iyi insanlar vardı birçoğunu kurtaran yine aynı topraklarda yine iyi insanların da yaşadığı bilinsin istedim. Bu topraklar kötülük ürettiği kadar, iyilik de üretti ve birileri karşı koysa da üretmeye devam edecek…
Taksim Meydanı ve 1 Mayıs
Hemen hemen bütün dünyada bayram olarak kutlanılan 1 Mayıs, bizim ülkede kavganın diğer adı olarak kutlanıyor. Bütün emekçilerin sahiplenmesi gereken 1 Mayıs, özellikle radikal sol örgütlerin kendilerini gösterme, ifade etme, başka bir deyişle piyasada boy gösterme ‘fırsatı’ olarak görülüyor. Böyle göründüğü için şiddet ön plana çıkıyor her bayramda. Bunu çokça devlet körükledi, körüklüyor. Bu kavgada ne çektiyse Taksim Meydanı çekti öncelikle. Her yere yayılması gereken bayram, Taksim Meydanı’na sıkıştı kaldı. Geçen Pazar Taksim Meydanı’nda yürürken yeni halinin ne kadar çirkin olduğunu fark ettim. Hiçbir çekiciliği olmayan kocaman bir meydan… Şehir planlamacısı değilim ama yaşadığım kentle ilgili öneri sunma hakkını kendimde görürüm. Bence meydan iyi bir peyzajla, yürünüp geçilen değil, yaşayan bir yer haline gelsin. Aralarında büyük çınarların olduğu (kesinlikle palmiye değil) değişik ağaçlarla yeşillendirilir. Küçük sokaklar oluşturulur meydanda. Bu sokaklarda insanların soluklanacağı küçük kafeler. (Bu kafeleri rant alanına çevirip abartmamak lazım) Başka bir sürü şey yapılır bu meydanda. 1 Mayıs gerginliğini sürdürebilir hale getiren meydan, başka bir şekle dönüşeceği için, kavganın ana nedeni de ortadan kalkar böylece. Geriye de 1 Mayıs’ı bayram gibi kutlamak kalır ki amaç da zaten bu değil mi? Ben sevdim fikrimi ve elimi taşın altına koyarak yaptım önerimi. Gerisi İstanbul’u yönetenlere kalmış.
İyi Bayramlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021