Ural ATEŞER
Bu son gelişmeler toplumda olduğu kadar özel hayatlarda da izler bırakacak gibi... Şöyle böyle elli senelik siyasi hayatımda görmediğim kadar körlükle, yalancılıkla karşılaşıyorum son sıralarda... Yalnız kendi çevremde değil, her tarafta... Taraf gazetesinin, ilk yayınlandığı günlerden itibaren, yapılan gözle görülür her olumlu hareketi desteklemesi, ama yeri geldiğinde AKP hükümetini de acımasızca eleştirmesini anlayamadan"Soros"un paralarıyla hükümetin emrindeler diye yorumlandığı akıllarımızdadır... "Tayyip Erdoğan'ın ağzıyla konuşuyorlar/yazıyorlar” dendi... Oysa yarım saatlik bir araştırma, "Tayyip kahrolsun" ekseninde muhalefet yapanlardan çok daha etkili ve iyi muhalefet örneklerini Taraf'da okuyabilir insanlar... Bu tür tavırları hepimiz çok yakınımızdan örneklerle de çoğaltabiliriz...
Ben kendi payıma, dostlarımla ilişkilerimde ortak olanları öne çıkarmayı, ayrı düşünceleri de "düşünce zenginliği" olarak görüp tartışmayı fazla keskinleştirmeden kapatmayı tercih ettim... Bu, 30 yılımı geçirdiğim yurtdışında da, üç seneyi aşkındır yaşadığım Türkiye'de de böyle oldu... Kendi payıma, bu tür ilişkimi beslediğim hiç bir dostuma ilk hamle yapıp, onunla başkalarının önünde (örneğin sosyal medyada) onların katılmadığım görüşleri hakkında tartışmayı bırakın, onları eleştirmedim bile... Onlardan bazıları buralarda yazdığım yazılardan ötürü böyle tartışmaları kaşıma denemelerine girseler bile, ben sakin kaldım...
Gezi Direnişi ve onu izleyen tartışmalarda bu direnişin "devrim gibi umut verici" yönlerini üzerine basarak yazdım, ama bunun yanında bu direnişten "kendi eylemsizlikleri ve becerisizlikleri nedeniyle yapmaları gereken görevlerini yapmayıp, burada rol almaya çalışanları" da eleştirdim... "Düşecek sallamaya devam" sloganıyla direnişin yönünü etkilemeye çalışan İP'li TGD örgütünün davranışlarını açığa çıkaran yazıları paylaştım ve kendim bu konularda yazarak "herşey tamam da hükümetin düşürülme yolları demokrasilerde belli, siz nasıl düşürmeyi ve yerine kimi getirmeyi düşünüyorsunuz..." diye sordum... Bu eksendeki düşüncelerim ve yazılarıma da devam ediyorum...... Bu süreç boyunca Başbakan'ın "ülkeyi yönetmeyi beceremediği, her işe burnunu sokan tavrıyla bu beceriksizliğinin tavan yaptığı”,AKP'ye tek başına iktidar olma koşulunu sağlayan "çoğunluk oylarının tek başına milli irade demek olmadığını, milli iradenin AKP'ye oy vermeyen ve sayıları az da olsa bütün seçmenlerin tamamının katılımıyla oluştuğunu" ayrıca "sırf kendini seçenleri hedef alıp toplumun bütününü kucaklamayanların oy çokluğuyla hükümet olsalar da hükmedemeyeceklerini, ülkeyi yönetemeyeceklerini"yazdığım yazıların henüz mürekkebi kurumadı... Birkaç dakikalık zahmetle bu yazdıklarımın hepsine ulaşılabilir...
Kimileri, politik mücadeleyi "ya birine biat edip onun kucağına oturmak, ya da o birinin karşısında başka birinin kucağında oturmak" olarak algıladıkları için o "birine" yapılan eleştirileri ve muhalefeti görme yetenekleri gelişmiyor...Bütün bunlar zihinsel yeteneklerine bir çok olayda tanıklık etsem de, hala kimilerinin kör gözlerine giremiyorsa benim elimden maalesef başka bir şey gelmiyor... Bardağı taşıran son damla da gelince, sizlerin kafalarını şişirmeyi göze alarak bu yazıyı yazıyorum... Bana "Tayyibin ağzıyla konuşuyor..." diyen dostum da dahil, böyle düşünen herkese uğurlar olsun... Siz de bir şeyler yazın da neler düşündüğünüzü öğrenelim... Direnişin içinde gaz yutup, her tehlikeyi göze alan çocuklara methiyeler düzerek, oturduğunuz rahat ve risikosuz koltuklardan devrimci orgazmlarına sarılmayın... Ben tüm güzel şeyleri sıtlayıp, olumsuzlukları da unutarak yoluma devam ediyorum... Hoşça kalın...
Sabah sabah ağzımın tadını kaçıran bu konulardan dolayı ne kuşların cıvıltısının, ne pırıl pırıl güneşin, ne de Akdeniz’in (VAYT Sİİİ’YE NE OLDU BİLEN VAR MI !!!) insanı saran tatlı dalgalarının tadını alamayacağımı bilsem de, Antalya her zamanki güzelliği ile orada durmakta ve yarın yine yeni bir gün diyerek Antalya’dan...
Günaydın Antalya - Günaydın İstanbul - Roj baş Amed - Pari louys Erivan - Sabahul heyr Beirut - Dobro jutro Zagreb - Sobh beheyr Tehran - Bonjour Paris - Gamardjoubat Tbilisi - Good morning London - God morgon Stockholm - Ohai-o Tokyo - Guten Morgen Wien - Bom dia Brasília - Zǎo shàng hǎo Beijing - Dobroe utro Moscow - Goeie môre Cape Town - Jambo Nairobi - Guten Morgen Berlin - Mirëmëngjesi Sarajevo - God morgen Copenhagen - Goeden morgen Amsterdam - Buongiorno Roma -Selamat pagi Jakarta - Magandang umaga Manila - Hyvää huomenta Helsinki - Bon matin Port-au-Prince - Maidin mhaith Dublin - Buenos días Caracas - Bon dia Barcelona - Kalhmera Athens - Şışibzıya Abhazya - Goeden morgen Brussel – Günaydın Sugila – Guten Morgen Ratingen - veeee Guten Morgen Ahlen........
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2020
27.01.2020
1.02.2020
29.12.2019
27.11.2019
12.10.2019
5.06.2019
3.06.2019
1.06.2019
24.04.2019