Yıldıray OĞUR
Türkiye’nin 6 Kasım 1996’daki Susurluk kazasını konuştuğu günlerdi. Bütün eski defterler açılıyor, derin devlet, kontrgerilla kavramları havada uçuşuyordu.
5 Ocak 1997 günü Aydınlık Gazetesi’nde Dilek Oğuz’un konuştuğu eski denizci subay, yeni araştırmacı-yazar Erol Mütercimler, “Susurluk’a çete demek yetmez” diyerek ilk kez bir örgütün adını açıkladı:
“Bu örgütün adı ne? Bunun adı Ergenekon’dur. Bu örgüt 1960 yılında Kıbrıs’tan Türkiye’ye taşındı… Bunu kim kurdurdu? Batı’da Gladyo adıyla şekillendirilmiş olan grupları kurdurtanlar. Yani CIA-Pentagon.”
7 Ocak 1997 günü Mütercimler bu kez Show Tv’de Can Dündar ve Celal Kazdağlı’nın hazırladığı 40 dakika programına çıkıp daha fazlasını ve Ergenekon’u kimden duyduğunu da anlattı:
https://www.youtube.com/watch?v=SV3wd6IYKis
“Ben de ilk kez bu örgütün adını öğrendiğimde şok oldum...Memdüh Ünlütürk Paşa (12 Mart darbesinde tutukluların sorgulandığı Ziverbey’in komutanı) kendisinin de bu Ergenekon’un içinde olduğunu söyledi ve dedi ki “Ergenekon Genelkurmay’ın da, hükümetlerin de bürokrasinin de herkesin üstünde bir örgüttür...Sonuçta ben daha başka insanlardan Ergenekon’u araştırdığımda şunu gördüm: Bunun içinde subaylar var, emniyetçiler var. Profesörler var, gazeteciler var, işadamları var, sıradan insanlar var”
Mütercimler, Ergenekon’u bir kez de 14-15 Haziran 1997 günü İşçi Partisi İstanbul İl binasında düzenlenen Susurluk Konferansı’nda anlattı.
Ne tuhaftır ki, Ergenekon’un adının ilk kez dillendirildiği bu konferansa katılan Erol Mütercimler, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, Hikmet Çiçek, Emcet Olcaytu, Adnan Akfırat, Ferit İlsever 11 yıl sonra Ergenekon soruşturmasından tutuklandılar.
Konferansa katılan Uğur Dündar, Enis Berberoğlu’nun adı iddianamelere girdi. Can Dündar ise savcının tanığı olarak mahkemede ifade verdi.
Çünkü 1997 sonbaharında Celal Kazdağlı’yla birlikte yaptıkları programın dökümlerini kitap yapmışlardı. Kitabın adı; Ergenekon: Devlet içinde Devlet’ti.
Yıllardır heyula olarak bahsedilen derin devlete bir ad bulunmuştu sonunda. 28 Şubat olmuş. Askerî vesayet tartışılmaya başlanmış, bu kez ‘derin devlet’ muhafazakârların da ilgi sahasına girmeye başlamıştı.
“Ergenekon” adlı bir örgütten bir sonra bahsedecek kişi 2001 Mart’ında bir araba hırsızlığı dosyasından gözaltına alınan Tuncay Güney oldu. Sabah’tan Milliyet’e, STV’den Akşam’a kadar medyada çalışmış, Veli Küçük’ün Fethullah Gülen’in yakınlarında bulunmuş bir isimdi Güney.
Tam olarak kim olduğu, hangi bağlantılarla bu kadar yerde bulunduğu, kimin için çalıştığı hâlâ anlaşılamadı.
Tuncay Güney adını karşısında kod adı olarak “İpek” yazan bir MİT belgesi ortaya çıktı.
http://arsiv.sabah.com.tr/2008/11/28/haber,854972318CBA408B99940C9760623DD8_silindi.html.
MİT bir açıklama yaparak “Belge gerçek ama haber elamanımız değil, şüpheli faaliyetlerinden dolayı dikkatimizi çeken ve üzerinde çalışma yapılan bir şahıstır” açıklaması yaptı. http://www.mit.gov.tr/basin39.html.
Aynı açıklamada Kontr Terör Merkezi’nin 1997’de kuruluş şemasından çıkarıldığından bahsediliyordu. Bu birimin ne iş yaptığı, Tuncay Güney’in hangi şüpheli davranışları yüzünden takip edildiği de anlaşılamadı.
Tuncay Güney, gözaltında olduğu sırada daha sonra Ergenekon soruşturmasından tutuklanacak İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'a Veli Küçük, Çetin Doğan’ın da aralarında olduğu isimlerin içinde olduğu Ergenekon örgütü ve faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgiler anlattı. (resmi ifade değil samimi beyan)
http://arsiv.ntv.com.tr/news/472231.asp
30 Nisan 2001’de Taha Kıvanç (Fehmi Koru) Yeni Şafak’taki köşesinde yazdığı Hayaller Gerçek Galiba başlıklı yazıda Ergenekon: Analiz-Yeniden yapılanma, yönetim ve geliştirme projesi adlı daha sonra Ergenekon soruşturmasının temeli olacak bir belgeden bahsetti:
http://www.yenisafak.com/arsiv/2001/nisan/30/tkivanc.html
“Bu satırları aldığım rapor 24 sayfa. "Ergenekon: Analiz- Yeniden yapılanma, yönetim ve geliştirme projesi" başlığını taşıyor. Üzerine, "İstanbul / 29 Ekim 1999" tarihi düşülmüş. Raporu yazanın adı sonunda yer alıyor. Raporun müellifi, çalışmasıyla hedeflediğini, "Bu çalışmanın amacı, (..) Ergenekon'un reorganizasyonuna katkıda bulunabilmektedir" cümlesiyle açıklamakta...”
1 Mayıs 2001’de Taha Kıvanç “Deli saçması sanmayın” başlıklı bir yazı daha yazdı: “Sanki ben çıkarmışım gibi, dün, bütün gün, "Bu Ergenekon da nereden çıktı?" sorusuna cevap vermek zorunda kaldım”
http://www.yenisafak.com/arsiv/2001/mayis/01/tkivanc.html.
6 Mayıs 2001’de Aydınlık Gazetesi’nden Hikmet Çiçek “CIA’nın ‘Ergenekon’ yaygarasında Fehmi Koru başı çekti” başlıklı bir yazı yazarak Ergenekon’un yeni bir tertip olduğunu yazdı:
http://www.aydinlikgazete.com/ne-ilk-adim-mis-be-tamami-makale,14237.htmlü
12 Mayıs 2001'de Aksiyon dergisi Sivil Ergenekon başlıklı bir haber yaparak Ergenekon Analiz belgesini yayınladı.
14 Haziran 2001'de, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un göreve getirildiği gün önüne Ergenekon şeması getirildi. Uzun'un İN kitabından okuyalım: "14 Haziran 2001 günü ikinci kez İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevine getirildim. O gün şube müdürü, R.G. odama gelerek bana en üst kısmında 'Ergenekon Örgütü' yazan bir şema gösterdi. Bu şemanın en üstünde örgüt sorumlusu konumunda Orgeneral Çetin Doğan gösterilmişti... Şubesine giderek yanında Tuncay Güney isimli kişinin ifade tutanağını ve bir de bilgi notu getirdi. İfadeyi okudum, ne Çetin Doğan'ın ne de diğerlerinin isimleri yazılıydı.... 'Şemayı kim yaptı, neye göre yaptı' diye sordum. 'İstanbul istihbarat gönderdi' dedi...Eğer o gün beni kandırabilselerdi, Ergenekon Operasyonu 2001'de başlayacaktı..."
3 Temmuz 2002'de Tuncay Güney'in kaydı ve Ergenekon şeması göndereni belli olmayacak şekilde CD'yle MİT Müsteşarlığı'na gönderildi.
3 Kasım 2002'de AK Parti tek başına iktidara geldi.
18 Aralık 2002'de Necip Hablemitoğlu öldürüldü.
1 Mart 2003, Meclis Irak'a asker tezkeresine "hayır" dedi.
4-7 Mart 2003'te Çetin Doğan, 1. Ordu'da gerçek isimlerle irticai kalkışmaya karşı plan seminerini gerçekleştirdi.
23 Mayıs 2003, Cumhuriyet gazetesi "Genç subaylar tedirgin" manşetiyle çıktı.
10 Temmuz 2003, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, müsteşarlığa ulaşan CD ve belgelerden yola çıkarak Ergenekon örgütü şema ve kitapçığını Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e sundu.
15/20 Kasım 2003'te İstanbul'da El Kaide, Sinagog, İngiliz Başkonsolosluğu ve HCBC'ye saldırılar düzenledi.
19 Kasım 2003'te MİT Müsteşarı Atasagun Ergenekon belgeleri ve şemasını Başbakan Tayyip Erdoğan'a verdi.
http://www.hurriyet.com.tr/erdogan-ergenekonu-2003te-ogrendi-14171524
2 Aralık 2003 günü AK Parti Meclis grubunda konuşan Başbakan Erdoğan ilginç bir konuşma yaptı:
“Erdoğan, dinler ile terör arasında mesafe koyma çabalarını gölgeleyerek, gündelik politik menfaatler adına siyasi kararlılıklarını örselemek gayreti içinde olanların ne yaptıklarını iyi düşünmesini istedi. Milletin ve insanlığın gözünün, onların küçük hesaplarının üstünde olduğunu hiç akıllarında çıkarmamaları gereğine dikkati çeken Erdoğan, '’Vakti saati geldiğinde onlarla ve herkesle fikir, düşünce planında, demokrasi çerçevesi içinde bunların hesaplaşmasını da gayet iyi yaparız. Ama afaki, böyle sağır sultanın buyurduğu gibi bazı şeyleri uydurmak suretiyle, hedef saptırmak sadece bu ülkedeki görev yapma arzusu içinde olanların işini zorlaştırır'’ dedi. Erdoğan, bu konuda ellerinde bilgi ve belge bulunduğunu bildirdi.”
6 Aralık 2003'te kuvvet komutanları Jandarma Sosyal Tesisleri'nde toplanıp, Kıbrıs barış görüşmeleri ve Kur'an Kursu düzenlemeleri nedeniyle hükümete karşı birlikte hareket etme kararı aldı. (Özden Örnek’in Günlükleri)
3 Mart 2004, Ankara Ticaret Odası'nda düzenlenen Hilafet'in kaldırılışının yıldönümü toplantısına komutanlar hep birlikte katılıp gövde gösterisi yaptılar.
9 Kasım 2005’te Şemdinli’de Umut Kitabevi’ne bomba attığı iddiasıyla iki astsubay halk tarafından yakalandı. Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt astsubaylar için “Tanırım iyi çocuklardır” dedi.
2 Şubat 2006'da Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun TBMM Şemdinli Komisyonu'na ifade verdi ve olaylar için "Hırsız evdeyse kilidin bir anlamı yok" dedi.
Ocak-Şubat 2006 (İN kitabında Sabri Uzun'un verdiği tarih aralığı) Sabri Uzun'a ikinci kez şube müdürü R.G. gelip "Asker içinde bir örgütlenme var, biz bu örgüt üzerinde çalışmak istiyoruz" dedi. Uzun "2001'deki örgüt mü" dedi. "Evet" cevabını aldı. Uzun, ikinci kez önüne gelen Ergenekon operasyonu teklifini geri çevirdi.
8 Şubat 2006, Trabzon'da Katolik Santa Maria Kilisesi Rahibi 59 yaşındaki Andrea Santoro 16 yaşındaki O.A. tarafından kilise önünde silahla vurularak öldürüldü.
15 Şubat 2006'da Emniyet Muhbiri Erhan Tuncel, polis memuru Muhittin Zenit'e "Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceği" ihbarını verdi. Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'ti. İhbar üzerine ünlü F-4 raporu düzenlendi.
Şubat 2006'da Ağustos'taki YAŞ'ta Genelkurmay Başkanı olması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın dedesinin Yahudi olduğunu iddia eden ulusalihanet.com sitesi açıldı.
18 Şubat 2006: Ankara'da Sauna Çetesi'ne Küre Operasyonu düzenlendi. Polise göre aralarında eski polis, asker ve kamu görevlilerinin olduğu çete darbe ortamı için hazırlık yapmaktaydı.
7 Mart 2006 Ferhat Sarıkaya'nın Şemdinli İddianamesi kabul edildi. Büyükanıt’ı suçlayan Sarıkaya, meslekten atıldı.
1 Mayıs 2006'da Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'na getirildi.
5-10-11 Mayıs 2006 günleri Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesi binasına üç kez bomba atıldı. Failler yakalanamadı.
17 Mayıs 2006'da Danıştay Baskını oldu. Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin, avukat Alparslan Arslan tarafından vurularak öldürüldü. Arslan'ın Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasının da arkasında olduğu tespit edildi.
19 Mayıs 2006'da Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 19 Mayıs törenleri sırasında Başbakan Erdoğan, Meclis Başkanı Arınç'ın da katıldığı bir kahvaltıda Danıştay Saldırısı'nın arkasında "Albay Muzaffer" diye tanınan Muzaffer Tekin olduğunu söyledi. (Ertesi günkü gazetelerden)
20 Mayıs 2006'da Muzaffer Tekin, bıçakla intihara teşebbüs etmiş olarak bırakıldığı Acıbadem Hastanesi'nde polis tarafından gözaltına alındı.
24 Mayıs 2006'da Ergenekon adı bir kere daha geri döndü. Hürriyet’te çıkan habere göre polis Danıştay cinayetinin arkasında Ergenekon Yapılanması’nı araştırıyordu.
http://www.hurriyet.com.tr/ergenekon-yapilanmasi-4463231
26 Mayıs 2006 günü Sabah gazetesinin sürmanşetinde Ankara temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş imzalı bir haber vardı: “Ergenekon Anayasası”.
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/26/gnd91.html
Kendisine bir zarfla ulaştırıldığını söylediği Ergenekon Analiz ve Yeniden Yapılanma belgelerini yazan Aydıntaşbaş, ertesi gün belgeyi yazdığı iddia edilen Doğu Perinçek’le görüşmesini köşesine taşıdı.
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/06/01/yaz40-50-101.html.
Yazıda bahsedilmese de Perinçek, o belgenin bir kopyasını istedi. Kopyanın üzerinde Aydıntaşbaş’ın notları da vardı. Bu belgenin Ergenekon dalgasında Perinçek’in evinden çıkması Perinçek’in örgüt yöneticiliğinin en temel delili oldu. Aydıntaşbaş, ancak dört yıl sonra mahkemede “o belgeyi Perinçek’e ben verdim” dedi.
27 Mayıs 2006'da Muzaffer Tekin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ergenekon soruşturması üçüncü girişimde de başlatılmamıştı. Hanefi Avcı ve Sabri Uzun’un kitapları ve Hrant Dink cinayetinde devlet görevlilerinin ihmallerini inceleyen iddianamedeki ifadelere göre İstanbul Emniyeti İstihbarat Daire Başkanı Ahmet İlhan Güler Danıştay cinayetinin arkasında Ergenekon olduğuna ikna olmamıştı.
31 Mayıs 2006'da Ankara Eryaman'da bir eve düzenlenen operasyonda Atabeyler adı verilen bir çetenin arşivi ele geçirildi. Muvazzaf askerlerle birlikte yakalanan belgelerde başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, önemli isimlere yönelik suikast hazırlıklarına ilişkin belge ve krokiler yakalanmıştı. Operasyonun basına yansıdığı akşam saatlerinde Genelkurmay Karargâhı önüne çağrılan gazetecilere bir sivilin sarı zarf içinde operasyonda ele geçirilen evrak ve krokileri servis ettiği ortaya çıktı. "Sarı zarfla servis"in ortaya çıkması üzerine Atabeyler çetesi iddiası da büyük bir soruşturmaya dönemeden yavaş yavaş sönümlendi. (Bütün sanıklar 2012'de beraat etti)
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/08/siyaset/siy01.html
13 Ocak 2007- İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü, Ankara’ya çağrıldı. Coşkun Çakar, Recep Güven ve Ramazan Akyürek tarafından görevi bırakması istendi.
19 Ocak 2007 Hrant Dink öldürüldü.
5 Şubat 2007'de Mülkiye müfettişlerinin raporu doğrultusunda İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler açığa alındı.
Şubat 2007- Hrant Dink cinayetinden 10 gün sonra Emniyet Başbakan'ın önüne yeniden Ergenekon şemalarını koydu Şemalardan biri Hrant Dink cinayetini Ergenekon'a bağlıyordu. Diğeri ise Ergenekon örgütünün şemasıydı. Şemada 1'inci, 2'nci Ergenekon dalgalarında tutuklanacak isimler birbiriyle irtibat içinde gösterilmişti.
23 Mart 2007- Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Emniyet İstihbarat'ın başına getirildi.
14 Nisan 2007- Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça ülke ısındı. Tandoğan'da Cumhuriyet Mitingi yapıldı. Ordu-hükümet ilişkileri yeniden gerildi.
18 Nisan 2007- Malatya'da Zirve Yayınevi basıldı, üç misyoner boğazı kesilerek öldürüldü.
27 Nisan 2007- Genelkurmay sitesinde e-muhtıra yayınlandı. Anayasa Mahkemesi 367 kararını verdi. AKP 22 Temmuz'da erken seçimle bu kararı karşıladı.
9 Mayıs 2007- ABD, ülkeye girerken FBI tarafından sorgulanan, çıkışında bilgisayarındaki belgelere el konan Kozanlı Ömer lakaplı Ömer Hilmi Özdil'in ABD vizesini iptal etti.
12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda 27 el bombası bulundu. Haziran 2007- Çırağan Sarayı'nda bir grup gazeteciyle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Ümraniye'de bulunan bombalara dikkat edin. Bunun arkası gelecek" dedi...
http://www.milliyet.com.tr/aboov/gundem/gundemyazardetay/13.12.2012/1641157/default.htm
27 Haziran 2007'de emekli binbaşı Fikret Emek'in evinde bombalar ve silahlar bulundu.
22 Temmuz 2007'de AK Parti yüzde 47'yle tek başına iktidar oldu.
27 Temmuz 2007'de Ergün Poyraz, Oktay Yıldırım, Ümit Oğuztan, Bekir Öztürk, Zekeriya Öztürk, Sedat Peker, Taner Ünal, Fuat Turgut, Hüseyin Görüm, Fikret Emek gözaltına alındı
22 Ocak 2008 – Ergenekon operasyonun birinci dalgasında Veli Küçük, 301 davalarının baş aktörü Avukat Kemal Kerinçsiz, Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, gazeteci Güler Kömürcü, Türk Ortodoks Patrikhanesi yöneticisi Sevgi Erenerol, emekli Albay Fikri Karadağ ile Susurluk sanıklarından Sami Hoştan, Drej Ali'nin olduğu 33 kişi gözaltına alındı.
23 Ocak 2008. Gazetelerin tamamı Ergenekon operasyonunu pozitif olarak gördü (Son üçü hariç)
Milliyet : Ergenekon'da 35 Gözaltı. Yeni Şafak : Hiç Bu Kadar Derine İnilmedi. Sabah : Devlet, Derin Devlete Karşı. Vatan : Ergenekon Baskını
Vakit : Derin Gözaltı. Bugün : Küçük Paşaya Büyük Baskın. Referans : Veli Küçük'e Büyük Operasyon. Star : Derin Çeteye Derin Darbe
Hürriyet : Hedefteki İsimler (Ergenekon’un hedefindeki)
Birgün : Ortalık Güzel Koktu. Radikal : Darbecilere Operasyon
Taraf : Kızıl Elma Hoşaf Oldu. Akşam : Kuvvacılara Şafak Baskını
Cumhuriyet : Büyük Gözaltı.. Evrensel : 'Derin' Operasyon. Posta : Ergenekon'a Darbe. Yeniçağ : Operasyon'a Yayın Yasağı. Yeni Mesaj : İstanbul'da Dikkat Çeken Gözaltılar. Ortadoğu : Büyük Gözaltı.
14 Mart 2008’de AK Parti’ye kapatma davası açıldı.
16 Temmuz 2008’de CHP Lideri Baykal’ın “Erdoğan Ergenekon davasının savcısıysa ben de avukatıyım sözlerine cevap veren Başbakan Erdoğan “Millet adına hakkı aramanın hakkı savunmanın gayreti içindeyiz, eğer bu anlamda savcılık ise evet savcıyım” dedi.
25 Temmuz 2008’de Ergenekon Davası İddianamesi kabul edildi.
30 Temmuz 2008’de Anayasa Mahkemesi, AK Parti’yi suçlu buldu ama “kapatılmasına gerek yoktur” dedi.
Ergenekon soruşturması ve davası, işte bu konjonktür içinde ortaya çıktı.
Ergenekon veya benzer bir soruşturma 2001’den 2007’ye kadar tam altı kez başlatılmaya çalışıldı.
2001’de Tuncay Güney’in ifadesi sonrası, 2003’de Sinagog saldırıları sonrası, 2005’te Şemdinli Olayları sonrası, 2006’da Danıştay Saldırısı sonrası, yine 2006’da Atabeyler operasyonuyla birlikte ve son olarak 2007’de Hrant Dink cinayeti sonrası...
Böyle bir soruşturmayı başlatmaya iktidarı ikna eden 27 Nisan muhtırası, Cumhurbaşkanlığı seçim krizi oldu.
O yüzden de Ergenekon davasının ilk operasyonları ile AK Parti’ye kapatma davası karşılıklı hamleler gibi ilerledi.
Ordu ve yargı meşru iktidarı gayri-meşru yöntemlerle sıkıştırdıkça, emniyet ve yargıdaki FETÖ’nün iktidara sunduğu derin devlet teorisi ve hesaplaşma fırsatı ikna edici hale geldi.
Sadece iktidar için de değil. Ergenekon operasyonlarını destekleyenler için de bu, 2007 e-muhtırası, karanlık Hrant Dink cinayeti ve kapatma davasında görülen askeri ve yargı vesayeti ya da derin devletle hesaplaşmak için bir fırsattı.
O yüzden davanın askerî vesayeti geriletmek gibi somut sonuçlarına bakıp, içeriğindeki hukuki sorunlarla ilgilenilmedi.
İddianamelerde yazanlarla yetinip, o iddialarla ilgili sanıkların yıllarca süren savunmalarına yeterince ilgi gösterilmedi.
FETÖ de bu askeri vesayetle hesaplaşma talebini kendi amaçları için kullandı. Hesaplaşmanın heyecanıyla deli saçması komplolara inanıldı.
Hâlâ daha bu davalarla ilgili “Saptırıldı”, “sulandırıldı”, “FETÖ mahvetti” dışında özeleştiri yazılabilmiş değil.
Bu davalara siyasetçileri, gazetecileri, toplumun büyük bir kısmını ikna eden asker ve yargı vesayetinin yaptıklarıyla ilgili kimse özeleştiri getirmediği gibi.
Çünkü Türkiye’de özeleştiri vermek makbul bir şey değil. Özeleştiri, suç itirafı gibi. Bir anda bütün yük ilk özeleştiri verenin üzerine yıkılır. O yüzden çoğunluk ıslık çalıp yola devam etmeyi tercih etti ve ediyor.
Böyle olunca de bütün bu tecrübelerden hiç bir ders çıkarılmamış oluyor.
Bugün de hala Ergenekon davası gibi hala siyasi hesaplaşma davaları var.
Hala, fikirleri ve eylemleri beğenilmeyen insanlar, muhalifler rahatça kriminalize edilip hapse atılabiliyor. Hala bir yıldır yazılmayan iddianameler mevcut, gizli tanıklar, tutuklu yargılama geleneği sürüyor.
Ve hala bütün bu hukuksuzluklar, bu davaların siyasi sonuçlarından memnun olanlar için çok da mühim değil.
İddianameler yine gazetelerinde yayınlanıyor, yargılamalar yine önce medyada yapılıyor. Hatta dün bu işi Ergenekon davalarında yapan gazetecilerin bir kısmı aynı işi bugünkü davalarda yapıyor, isimler bile değişmiyor.
Yarın da aynı hatalar yapılmaya devam edilecek.
Günün sonunda önce Yargıtay şimdi de savcılık Ergenekon diye bir örgütün varlığı ispatlanamamıştır dedi ama günün sonunda bu tecrübeden herhangi bir ders çıkarılmadı. Ergenekon davası içinde tuhaf, açıklanması gereken ilişkiler ve ordunun siyasi faaliyetleriyle hesaplaşma ihtimali ise bu hukuksuz yargılamalar içinde kaybolmuş oldu.
Bundan 21 yıl önce Ergenekon diye bir örgüt olduğunu ilk dillendiren Erol Mütercimler’le iki yıl önce Habertürk’te yayınlanan Şimdi ve Burada programında bir röportaj yapmıştık. Mütercimler 21 yıl önceki röportajından farklı bir Ergenekon tarifi yapmıştı:
“Ergenekon evet 1997 yılında Ergenekon adını ilk Türk kamuoyuna ifade eden kişi benim ama o Ergenekon baksa bir şey o Kıbrıs’ta tıpkı bizim milli mücadele dönemimizde kurulmuş olan müdafa-i hukuk cemiyetleri gibi aynı mantıkta kurulmuş olan direniş hareketlerinden birisinin adı”
Halbuki 21 yıl önce böyle dememişti.
Ergenekon hikayesinden herkesin çıkaracağı dersler var. Ama Türkiye bu dersleri bugün çıkarmaktan hala çok uzakta...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025