Yıldıray OĞUR
2011 yılında neredeyse her ay bir diktatörü götüren Arap halkının uyanışı ya da Batı’daki adıyla Arap Baharı, Suriye’de uluslararası güç dengeleri duvarına çarptı ve durdu. Peki, Soğuk Savaş güç dengelerinden, Rusya’dan, İran’dan esen reel politik rüzgârlar yeniden tersine çevrilebilecek mi? Galiba evet. Bir Suriye ilkbaharına giriyoruz. Çok kanlı bir sonbahar ve uzatmalı bir kış geçiren Suriye’de havaları yeniden ısıtacak cemre Esed’in başına düşecek.
Suriye için yeniden baharı başlatacak en kritik dönüm noktası Tunus’tan sonra 1 nisanda İstanbul’da toplanacak Suriye’nin Dostları grubunun toplantısı olacak. BM Genel Kurulu’ndan geçen Suriye karar tasarısına onay veren bütün ülkeler ve Suriye’nin bölgedeki dostları, İstanbul’daki toplantıya davetli. Davetli listesinde Suriye’nin yerine Esed’in dostluğunu seçen İran, Rusya ve Çin de var. Tabii ki katılmaları beklenmiyor. Türk yetkililer Tunus’taki toplantının hayal kırıklığıyla bittiği görüşüne katılmıyor. Libya’da da işe böyle toplantılarla başlandığını hatırlatıyor. İstanbul’daki toplantıdan ise beklenti büyük. Henüz tam olarak sonuçlanmayan hazırlıklara göre 1 nisan günü Suriye’nin Dostları Esed’e hayatı boyunca unutamayacağı bir ‘şaka’ yapacak.
Muhalefetin yüzde doksanı tek çatı altında
1 nisandaki Suriye’nin Dostları toplantısı öncesi İstanbul, bu toplantıya katılacak ülkelerin önünü açacak, başka bir toplantıya da evsahipliği yapıyor. Toplantı dün itibarıyla başladı. Baas rejiminin bilinçaltlarına “Osmanlı sömürgesi” gazı basmak için ısrarla “İstanbul Meclisi” olarak andığı Eylül 2011’de İstanbul’da kurulan Suriye Ulusal Konseyi (SUK) bu toplantıyla Suriye’deki muhalif grupların yüzde 90’ını tek çatı altında toplamayı planlıyor. Toplantıya Kürt Ulusal Meclisi’nin katılması bu açıdan çok önemli. Kürt Ulusal Meclisi, PKK’nın Suriye’deki partisi PYD ve bazı diğer Kürt partiler dışındaki bütün Kürt muhalefetini temsil ediyor. Barzani’nin katkılarıyla birlik sağlayan Kürt muhalefeti geçen ay her cuma sokağa çıkma kararı almıştı. Bu yüzden son dönemde isyanın ilk aylarında sessiz olan Kürt bölgelerinden çatışma haberleri geliyor. Türk yetkililer Suriye’de Baas-PKK işbirliği konusunda emin. Son olarak Erdoğan Suriye’ye kaydırılan PJAK’larından bahsetmişti. El Cezire’ye sızan bir Baas planı da Esed’in Kürt bölgelerindeki ayaklanmalarda PKK ile koordinasyon içinde isyancıları bastırmayı planladığını ortaya koymuştu.
Demokratik, çok kültürlü yeni Suriye
İstanbul’da başlayan Suriye Ulusal Konseyi toplantısında, bugüne kadar tüm silahlı güçlerin jenerik adı olan Hür Suriye Ordusu’nun, Kuvva-i Milliye gibi otonom yapılardan, koordinasyon ve disiplin içinde hareket eden gerçek bir orduya dönüştürülmesi de karara bağlanacak. Bunun için ilk adım geçen hafta atıldı. Suriye Ulusal Konseyi, Hür Suriye Ordusu’nu Şam’dan komuta etmek ve çatışmalarda insan hakları ihalelerini önlemek için bir dizi kural belirleme kararı aldı ve hatta bazı muhalif askerî güçlere insan hakları eğitimi bile verildi.
Suriye Ulusal Konseyi’nin toplantısından, 1 nisandaki Suriye’nin Dostları toplantısına atılacak gollük pas ise özellikle Batı’da Suriye konusundaki ayak sürtmelere gerekçe yapılan “Peki Esad’dan sonra Suriye nasıl olacak” konusundaki belirsizliği ortadan kaldırmak için açıklanacak yeni Suriye projeksiyonu. Bir deklarasyonla yeni Suriye’nin çok kültürlü, demokratik ilkelere bağlı ve insan hakları merkezli bir ülke olacağı dünyaya ilan edilecek. Böylece hem ülke içinde Esed rejiminin bittiğini görmesine rağmen yeni Suriye’de başına ne geleceğini öngöremediği için muhalif saflara uzak düşen özellikle Nusayri ve Hıristiyanlara güvence verilecek hem de Batı’daki “Ya Esed’den sonra Suriye’de İslamcılar iktidara gelir ve Hıristiyanlar baskı altına alınırsa” tedirginliği giderilecek. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransızların tasarısı olan Nusayri-Hıristiyan iktidar blokunun parçalanması muhalefetin mesafe alması için kritik önemde. Bu nedenle İstanbul’daki zirveye bazı Hıristiyan ve Nusayriler de davetli.
Peki, silahı kim verecek?
Türk yetkililer Suriye halkının korku eşiğini aşmasının önemine dikkat çekiyor ve Rusya ve İran da dâhil, Esed’in gideceği konusundaki kimsenin şüphesi olmadığını söylüyor. Türkiye’ye göre Esed bu şekilde daha fazla dayanamaz çünkü parası bitiyor. Ambargolarla beli bükülmüş durumda. Tabii bunun için dış yardımların kesilmesi gerek. Bu noktada Türkiye İran ve Rusya’nın isyandan sonra Suriye’yi silahlandırmaya devam ettiği, İran’ın Suriye’ye isyanı bastırmak için özel birlikler gönderdiği konusunda emin. Peki, silahlı Baas ile silahsız halk arasındaki asimetriyi iyice arttıran bu yardımlar karşısında Suriyeli muhalifler nasıl Esed rejimini devirecek? İşte bu noktada en kritik soru geliyor. Peki, muhaliflere silahı kim verecek? Bugüne kadar Suudiler ve Katar’ın muhaliflere silah verdiği biliniyor. Ama bu çok zayıf bir yardım. Suriyeli muhalifler piyasanın çok üstünde fiyatlarla zayıf silahlar satın almışlar.
Bu konudaki kilidi çözecek şifre “insani yardım koridoru”. Seul’deki Erdoğan-Obama görüşmesinde Erdoğan’ın ABD için söylediği “Daha çok lojistik destek verme konusunda olayın içinde yer alacak. Hatta bunu başlatmışlar bile” cümlesi bu açıdan önemli. Bu yardımın için “nonlethal weapons” adı verilen öldürücü olmayan silahlar da var. Bu “nonlethal silahlar” arasında otonom silahlı muhalifler arasında iletişimi sağlayacak uydu iletişim sistemlerinin de olduğu söyleniyor. Suriyeli muhaliflerin birliği ve demokratik Suriye ufku gerçek silahlar konusunda yardım etmeyi düşünen ülkeler için de bir güvenilir muhatabın ortaya çıkmasını sağlayacak.
Dünya ile birlikte nefes alıp vermek
Bu arada Obama hükümetinin seçimlere giderken Suriye’ye yönelik bir askerî müdahaleyle riske girmek istemediği biliniyor. Ama Türk yetkililer Türkiye basınındaki “ABD askerî müdahaleye karşı, Türkiye’yi öne atıyor” haberlerinin pek gerçeği yansıtmadığını söylüyor. ABD pek hevesli olmasa da askerî müdahale seçeneğini tümüyle masadan kaldırmış değil. Suriye denklemindeki güç dengelerini, bloklaşmaları eski paradigmalarla anlamak sahiden zor. Mesela bu eski paradigmalarla Türkiye’de dört yıl öncesine kadar cumhurbaşkanının eşi başörtülü olmasın diye meydanlara dökülmüş bir yazarın, bugün “AKP muhalifi” olarak kaybettiği köşesini Hizbullah’ın (Esed’in sıkı dostu) gazetesi Al Akbar’da bulmasını anlamak zor olacaktır. Tüm bu iktidar bloklarının önünde duramayacağı Suriye sokağından yükselen enerjinin kaynağı için ise akıllarda kalacak bir tabir kullanıyor Türk yetkili: Suriye halkı dünyayla birlikte nefes alıp vermek istiyor.
Galiba bu ilkbahar havası Suriye halkının nefes borularını açacak.
[email protected]
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025