Hasan CEMAL
Savuşka’ya soruyorum, barıştan umutlu mu diye. “Pek umutlu sayılmam. Ben önderlikten umutluyum, ona inanıyorum” oluyor yanıtı. Soruyorum: “Çekilmekten dolayı içinde bir burukluk var mı?” Yanıtı samimi: “İster istemez var böyle bir burukluk... Onca yıl çekilen acılar, şehitler... Şimdi yine çekiliyorsun kendi yurdundan, kendi toprağından... Niye peki?..”
Soruyorum Savuşka’ya, nereye kadar güveniyor 'önderliği'ne?” Yanıt: “Zafere kadar...” “Zafer nedir?..” “Kürtlerin eşitliğidir, Kürtlerin özgürlüğüdür. Bunları içine alan demokratik modernitedir.”
Devam ediyor Savuşka: “Bakın, geri çekilme dağdan iniş değildir. Barış süreci için bir ara veriliyor savaşa...” “Peki, kesin barış nasıl olacak?” “İstenenler olursa... Önderliğimizin çizmiş olduğu çerçevedeki koşullar gerçekleştiğinde, eşitlik, özgürlük olduğunda gerçek barış olur.”
IRAK Kürdistanı, Metina bölgesinde bir PKK kampı
Dimdik dağın yamacında, sınıra çok yakın bir yerdeyiz. Zifiri karanlık. Saat gece yarısını geçti. Uyku tulumunun içinde biraz kestirmeye çalışıyorum. Soğuğu nedense sırtımdan hissetmeye başladım.
Yağmur nihayet durdu.
Sis koyulaştı.
Yıldızların orasından burasından delmeye başladığı zifiri karanlıkta o baykuşun tuhaf sesini, hu hu’larını yine duyuyorum, dinliyorum. İçimi ürpertiyor baykuş sesi...
Ama güzel tarafı yıldızlar, yakınlaştıkça yakınlaşıyorlar.
Sınır bir adım ötemizde, dağın sırtında. Çekilme sürecindeki 15 kişilik ilk gerilla grubuulaşmak üzere...
Telaşlı bir ses karanlığın içinden:
“Geliyorlar! Geliyorlar!”
Başımı yukarıya doğru çeviriyorum. Önce titrek bir fener ışığı beliriyor karanlıkta...
Saat 02:40.
Tarih, 14 Mayıs 2013, günlerden Salı.
Gece vakti gerilla Agır’ın yağmurdan korunayım diye yaptığı kalın naylondan çadırımsı sığınaktan dışarı fırlıyorum.
Yukarıdan iniyorlar. Karanlığın içinden birer birer çıkmaya başladılar. Dağın sırtından, az ötedeki sınırdan tek sıra halinde, kıvrıla kıvrıla aşağı geliyorlar.
Kadın, erkek gerillalar.
Ellerinde, omuzlarında silahlar, bellerinde el bombaları, sırtlarında çantalar. Yükleri gerçekten ağır.
Bir haftadır yürüyüşteler, Van tarafından geliyorlar. PKK’nın deyişiyle, demokratik çözüm yürüyüşü...
Devlete değil önderliğe...
Yüzlerinden yorgunluk akıyor.
“Adım Merwan” diyor, “25 yaşındayım. Amed(Diyarbakır) doğumluyum. 2008’de çıktım dağa...”
İsmi, Bahoz.
23 yaşında.
Hakkâri’den gitmiş dağa üç yıl önce...
İkisi de umutlu süreçten, çünkü ‘önderlikleri’ne ve onun koyduğu çerçevedeki barışa inanıyorlar, ‘devlet’e ise güvenmiyorlar.
Savuşka.
22 yaşındaki kadın gerilla.
Türkçesi güzel, çok düzgün konuşuyor.
Dört yıl önce dağa çıkmış.
Neden mi?
“Halkımızın üstündeki baskılar, kimliğimizin inkârı...”
Ailesi, 1990’larda Siirt’ten Mersin’e göç etmek zorunda kalmış. Savuşka da liseyi terk edip dağa gitmiş. “Seninle yeniden konuşmak isterim” diyorum.
Adı Hira, kadın gerilla.
“Hewler’denim” diyor, Erbil’den. 23 yaşında. 10 yıl önce, daha 13 yaşındayken Apo’yu, PKK’yı tanımaya başlayıp örgüte katıldığını söylüyor.
Zelal, kadın gerilla, Batman’dan.
25 yaşında, 11 yıldır dağda.
“Halkımız için, önderliğimiz için” diye konuşuyor. Hiç okul yüzü görmemiş...
‘Varlıklı olsa ne yazar, ülkemiz sömürge...’
Bir dağın tepesinde, sislerin içinde, sabaha karşı karanlıkta gerillalarla böylesine diyaloglar bir ara garibime gidiyor. İçlerinden bana ne diyorlar acaba?..
Ben aynı soruları soruyorum, onlar da aynı yanıtları veriyorlar, ezberlemiş gibi...
Adı Medya.
Güler yüzlü bir kadın gerilla.
35 yaşında.
14 yıldır dağda.
Lise mezunu.
Suriye’nin Kobani şehrinden. “Babam müteahhittir. Varlıklıdır. Ama ne yazar varlıklı olsa da, ülkemiz sömürge” diyor.
Adı Sorxin, Türkçesi kızıl kan.
İran’ın Maku şehrinde doğmuş.
Babası hayvancılık yapıyor.
31 yaşında, dokuz yıldır dağda.
Dinliyorum Sorxin’i:
“Abim Önder Apo’nun kitaplarını okuyup bana da anlatırdı. Bundan etkilendim. Önder Apo zindandan çıkarsa mutlu olacağız.”
İsmi Berwar.
Suriye’ninKamışlı’sından.
Çat pat Türkçe biliyor.
Babası inşaat işçisi.
30 yaşında, 13 yıldır dağda.
Neden dağ sorusuna yanıt kısa:
“Kürt halkının özgürlüğü için... Kadınların özgürlüğü için...”
Aslan 27 yaşında.
Yedi yıldır dağda.
Şırnak’ın Uludere’sinden.
Kısa konuşuyor:
“Önder Apo’nun ve Kürdistan’ın özgürlüğü...”
Amed’de (Diyarbakır) üniversiteye gittiğini, “işletme”den terk ettiğini, İstanbul’da,Gaziosmanpaşa’da yaşarken PKK’ya katılıp dağa çıktığını anlatırken, şunları da söylüyor:
“1992, 93’ün acılı günlerinde göç yaşadık. Koruculuk dayatması oldu. Ailemiz kabul etmedi. Göç ettik.”
Babası işçi emeklisi.
‘Devlet tarafında hileler, yalanlar olabilir’
Süreçten umutlu muydu?
Aslan’ın yanıtı:
“Biz Önder Apo’ya savaşta da, barışta da güveniyoruz. Devlet tarafında hileler, yalanlar olabilir. Tarihte bunun örnekleri vardır. Ama önderliğimize güveniyoruz.”
Walat 21 yaşında.
Suriye’den, Afrin’den.
21 yaşında ve yedi yıldır dağda.
Babası memur, Walat yedi yıl gitmiş okula. “Dilimize, kimliğimize baskılar yüzünden PKK’ye katıldım” diyor. Hedef olarak “Önder Apo’nun özgürlüğü”nü gösteriyor.
Xabot, İran’ın Kutul şehrinden.
Sekiz yıl gitmiş okula.
25 yaşında. Sekiz yıldır dağda.
İran’daki baskıları anlatıyor, “Önderliğe özgürlük” diyor.
Ciger, Suriye’nin Derik şehrinden.
24 yaşında, beş yıldır dağda.
Hiç okula gitmemiş.
Babasının rahmetli olduğunu söylüyor.
Ciger’in sırtında 12 kiloluk koca bir ağır makinalı...
Şerwan Bitlis’ten.
22 yaşında, iki yıldır dağda.
Ortaokul mezunu. Babası çiftçi. Sekiz kardeşten bir tek kendisi dağa çıkmış.
Sloganı:
“Önder Apo’nun ve Kürt halkının özgürlüğü!”
Hazro, İstanbul, Esenyurt derken dağa...
Harun, 25 yaşında, beş yıldır dağda.
Sekiz yıl gitmiş okula.
Diyarbakır Hazro’dan.
“Babam traktör şoförüydü” diyor.
PKK’ya İstanbul’dan katılmış, Esenyurt’tan. Kürtlere olan baskılardan söz ediyor. İstanbul’da halı yıkama işi yapmış... Aile, İstanbul’a göç etmiş, daha doğru deyişle mecbur olmuş.
“14 kardeşten bir tek ben çıktım dağa” diyor, yüzünden şöyle bir gülümseme geçiyor.
Konuşkan bir gerilla:
“Dağa giderken anneme söylemedim. Beş senedir görmedim annemi...”
“Özlemedin mi anneni?”
“Fazla değil.”
Kürdistan’ın dört parçasından da gerillalar...
16 kişilik gerilla grubunda İran’dan, Irak’tan, Suriye’den de gerillalar da var. “Bütün Kürdistan ya da Kürdistan coğrafyasının dört parçası da temsil ediliyor grupta” diyorum, “İlginç bir sembolizm. Yoksa ilk gerilla grubu için bilinçli bir tercih mi?”
Böyle olmadığını söylüyor, “PKK zaten böyle bir şey” dedikten sonra artık inişe geçme zamanının geldiğini belirtiyor:
“Geç kalıyoruz. Aşağıda bir sınır köyü var. Karanlıkta geçmesi doğru olacak gerillanın. Kalabalık bir birliğiz, köy halkı rahatsız olabilir gün ağarırken geçersek...”
Çekilme sürecinin ilk gerilla grubu Van taraflarından (“PKK literatürüne göre Van eyaleti” diyorlar) bir hafta önce yola çıkmış. Güvenlik güçleriyle hiç karşılaşma olmamış. Hava berbatmış. Dağlarda kar, vadilerde yağmur...
Gerilladan kopmamak lazım, ama
onlar çok hızlı gidiyorlar
Bu dağa zor tırmanmıştım.
Şakır şakır yağmur altında, çamur deryası içinde, kayalıkların, taşların üstenden kaya kaya tırmanmıştım.
İniş daha kolay mı olacak?
Kuşkuluyum.
Yağmur durmuş olsa da gözümde büyüyor. Ama yine de biraz alıştım galiba. Pek öyle yorgunluk hissetmiyorum. Nefesim yerinde, bacaklarım gayet iyi. Ayak bileklerim de, çok şükür, şişmiş, burkulmuş değil.
Ama üşüyorum.
Soğuk nedense sırtımdan doğru girmeye devam ediyor bedenime...
Elimde Şırnak bastonu, yanımda gerilla Agır, onun elinde fener yola hızlı koyuluyorum.
Derdim, gerilladan kopmamak, onların peşi sıra yürümek ve arada kısa söyleşi fırsatları yaratmak. Arada bir mola veriyorum, Agır’ın el fenerinin ışığında notlarımı alırken Ayşe’yi hatırlıyorum.
Ama iniş de zar zor gidiyor. Yağmur altındaki dört saatlik çıkış gibi inişin de hiç kolay olmayacağını, gerillaya ayak uydurmanın zorluğunu bir saat içinde anlıyorum.
Gerillalar karanlıkta kopup gidiyorlar.
Gerilla Agır’la Nuce TV’den meslektaşım Erdal Er’le birlikte arkada kalıyoruz. Köyün çıkışında, dağın eteklerindeki mola yerinde gerilla grubuyla yeniden buluşup sohbete devam edeceğiz.
'Okumak fazla nasip olmadı,
yedi kardeşten bir tek ben çıktım dağa...'
Saat sabah 4’e geliyor.
İlk kuş sesleri, günün ağarmaya başlayacağının müjdesini veriyor.
Saat 04:30.
Ortalık iyice ağırdı. Nereye bastığını görerek yürümek ne güzelmiş!..
Bir su kıyısında durduk, mola.
Kuş seslerini dinlerken gerilla Agır anlatıyor:
“Muş’ta doğdum, Bulanık’ta. 23 yaşındayım, dört yıldır da dağdayım. Fazla okuyamadım, nasip olmadı. Yedi kardeşten sadece ben katıldım gerillaya...”
Su gürül gürül akıyor. Rahat geçelim diye taş döşüyor suyun üstüne...
“Güzel oldu Agır, ortalık aydınlandı.”
“Dogridir.”
Saat sabahın 5’i.
Köyün içinden köpekler öylesine havlıyor ki, korkutucu. “Aman korktuğumuzu falan hissetmesinler saldırırlar” diyor Erdal...
Yoldan dağa doğru vuruyoruz dimdik. Çok yorucu. Ama bu sefer terlemiyorum, çünkü parkamın önünü açtım, öyle yürüyorum.
Bahar patlamış, ama!..
Bütün görüntüler, köyün mazot kaçakçılığından geçindiğini gösteriyor.
Erdal ve Agır’la tırmanıyoruz.
Yol gitgide dikleşiyor.
Nefes nefeseyiz.
Gelincik, papatya, mor dağ sümbülleri, meşe palamutları. Bahar patlamış. “Bu da kender bitkisi” diyor Erdal, “Baharda yeniliyor, kızartılıyor da...”
Beş altı taş ev. Görüntü normal değil. Taş üstünde taş kalmamış. Yakılıp yıkılmış, bombalanmış.
Bu güzelim topraklar böyle.
Cennette cehennem yaratmak insanoğluna mahsus...
Savuşka hanım değil, kadın gerilla...
Savuşka’yı arıyorum.
Bir kayanın dibinde, dinleniyor.
Keleş’ini kayanın üstüne koymuş...
Yanına oturuyorum.
Mehdi’ye:
“Savuşka Hanım’la fotoğrafımızı çeker misin?” diye sesleniyorum. Savuşka Hanımsözcüğünden hiç hoşlanmıyor:
“Hanım değil, gerilla, kadın...”
22 yaşında, dört yıldır dağda.
Aile 1990’larda Siirt’ten Mersin’e göç etmek zorunda kalmış... 18 yaşında dağa neden çıktığını şöyle izah ediyor:
“Kürtçe’nin, Kürt kimliğinin inkârı... Okulda soluduğum baskı havası... Özellikle 1990’larda Kürtlerin köylerinden, topraklarından zorla koparılması...”
Soruyorum:
“Barış sürecinden umutlu musun?”
Savuşka:
“Pek umutlu sayılmam. Ben önderlikten umutluyum, ona inanıyorum.”
“Çekilmekten dolayı içinde bir burukluk var mı?”
“İster istemez var böyle bir burukluk... Onca yıl çekilen acılar, şehitler... Şimdi yine çekiliyorsun kendi yurdundan, kendi toprağından... Niye peki?.. 1999 hatırlanıyor.Önderliğimize, partimize inancımız sonsuz...”
“Nereye kadar?..”
“Zafere kadar...”
“Zafer nedir?..”
“Kürtlerin eşitliğidir, Kürtlerin özgürlüğüdür. Bunları içine alan demokratik modernitedir.”
Devam ediyor Savuşka:
“Bakın, geri çekilme dağdan iniş değildir. Barış süreci için bir ara veriliyor savaşa...”
“Peki, kesin barış nasıl olacak?”
“İstenenler olursa... Önderliğimizin çizmiş olduğu çerçevedeki koşullar gerçekleştiğinde, eşitlik, özgürlük olduğunda gerçek barış olur.”
Sözü son olarak yine “hanım”a getiriyorum:
“Hanım deyince kızıyorsun.”
“Doğrudur.”
“Kadın gerilla mı diyelim?”
“Doğrudur.”
Kadın gerilla Savuşka’nın çekilmeden dolayı hissettiği burukluğun altını çizerek, aynı konuyu içine alacak olan Çekilme Günlüğü’nün üçüncü yazısı yarına...
Twitter: @HSNCML
Hasan Cemal'in Çekilme Günlüğü: 1
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024