Melih ALTINOK
Askerî ve bürokratik vesayetin tasfiye olmadığına, dolayısıyla AK Parti’nin muktedirleşemediğine dair ısrarlı vurgumuzun ne kadar yerinde olduğunu gösteren açık gelişmelere şahit oluyoruz.
Uludere katliamı ve MİT’te yeni bir dönemi ifade eden Müsteşar Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması bunların başında gelen son örnekler.
Ülkenin batısında “müzakereci” perspektife sahip bürokratlar üzerinden reform sürecini sekteye uğratma operasyonu sürerken, PKK bölgede birkaç hedefe birden saldırıyor.
AK Parti’nin kendi paradigmasını kurumsallaştırdığını savunup “sivil dikta” geliyor propagandası yapan kesimler, hükümetin muktedir olmadığı tesbitinden rahatsızlar. Oysa kendileri de statükonun ne kadar güçlü olduğunu çok iyi biliyorlar. Ama pozisyonları “ahlaki” olmasa da anlaşılabilir, zira siyasi.
Ama yalnızca onlar değil. AK Parti de, özellikle son birkaç yıldır ısrarlı fikri takipten hoşnutsuz.
Kuşkusuz, Başbakan Erdoğan ve kurmayları da maruz kaldıkları engellemeleri, ayak oyunlarını bizlerden çok iyi biliyorlar. Ve onların pozisyonu da siyasi. Tabanlarında, “dokuz yıllık hükümet bile çözüm olmuyorsa” algısı yaratmak istemiyorlar.
Ne var ki bu siyasi pozisyonlarının, var oluşlarının meşruiyetini zayıflatacağını, dahası yok oluşlarının yolunu açacağını öngörememeleri nedeniyle tutumları muhalefetinki gibi anlaşılır değil.
Hükümetin, tıpkı Uludere sonrasında olduğu gibi, neo-Teşkilat-ı Mahsusa’nın kasıtlarını devlet adamlığının gereği olarak gerekçelendirme gayretkeşliği kendilerine zarar veriyor.
Zira bu tavır, sadece, halen yaşayan ve savaşan statükonun, medya- ana muhalefet gibi ilişiklerinin ve bugün muhalif gibi gözüktükleri halde onun ideolojik aygıtı olarak vazife gören kesimlerin işine geliyor. Dolayısıyla da açılım hamlelerinin provoke edilmesine olanak sağlıyor.
Ancak PKK’nin Silvan provokasyonuyla startı verilen, Uludere ile devam eden ve bugün MİT’e yapılmaya çalışılan “operasyonla” enikonu su yüzüne çıkan keskinleşmeyle artık mızrak çuvala sığmıyor.
Başkent’te edindiğim izlenim, yeni bir dönemin başladığının ve eski tarz politikalarla sürecin yönetilmeyeceğine dair kanaatin AK Parti’de güçlendiğine dair.
Yazıyı yazdığım saatlerde gelen habere göre MİT Müsteşarı Fidan ifadeye icap etmeyecek gibi. Bu çok olumlu bir tavır. Askerî vesayetin üzerine gidilmesi gerektiğini savunurken, Kürt sorununda müzakereci zihniyete başından beri karşı olanların girişimi olan Fidan’ın ifadeye çağrılması operasyonuna bir kararlılık yanıtı bu.
AKP kurmaylarından bir biri ardına gelen Fidan’a ve dolayısıyla reform sürecine uygun olarak yeniden yapılandırılmaya çalışılan yeni MİT’e destek açıklamaları da son derece olumlu.
Bu bir restleşme değil, halkın tek ve meşru temsilcisi parlamentonun içinden çıkan siyasal iktidarın olması gerektiği gibi muktedirleşme kararlılığının beyanatıdır.
Ancak bu irade beyanının güçlendirilmesinin yolu, MİT operasyonunun öncülü olarak okuduğum Uludere provokasyonunda hükümetin kendisinden beklenen tutumu artık göstermesinden geçiyor.
Uludere’de fatura netleşiyor
Katliamın üzerinden geçen sürede, Uludere’ye de gidip olabildiğince çok kişiyle görüştüm, başkentte de olayın izini sürüyorum.
Edindiğim bilgilere göre Başbakan Erdoğan, Mülkiye müfettişlerinin hazırlayıp İçişleri Bakanlığı’na sunduğu ve içeriğinin “çok sert” olduğu ifade edilen raporunun gereğini yapmaktan imtina etmeyecek.
Erdoğan’ın Meclis Uludere Heyeti’nin başındaki Ayhan Sefer Üstün’le, bölgeden dönüşü sonrası yaptığı ve olayı anlamak için başkana ısrarlı sorular yönelttiği toplantı da umut verici.
Hükümete yakın kaynaklar, Mülkiye müfettişlerinin yargısal süreci de etkileyecek sert raporu sonucunda iki Kuvvet Komutanı’nın (Hava Kuvvetleri ve Jandarma) görevden alınmasına kadar varabilecek yaptırımlardan söz ediyorlar.
Mülkiye müfettişleri raporlarında, karar alma aşamasında gelen farklı istihbaratlarla oluşturulan teknik analiz raporlarına dair ciddi şüphelerin yer aldığını ve yüksek rütbeli subaylara işaret edildiğini belirtiyorlar.
Umarız ki, artık Bakanlık’ta olan bu raporun, bizzat Başbakan Erdoğan’ın dikkat çektiği Ankara’nın dehlizlerinde yumuşatılabileceğine dair kaygılar yersizdir.
Çünkü, bu cesur ancak ötelenemeyecek adımın, hükümetin Uludere sonrası kamuoyunda yaşadığı azımsanmayacak prestij kaybını önemli ölçüde azaltacağından şüphe yok. Ama daha da önemlisi, Uludere provokasyonunda istihbaratıyla dahli olduğu iddia edilen MİT içerisindeki statükocu kanada ve Karargâhtaki Özel’in nüfuz alanı dışındaki kadrolara sert bir mesaj olabilir.
Hükümetin, Sayın Arınç’ın “Bu olay çok profesyonelce bir yönlendirme ile meydana gelmiş gibi” sözleriyle ifade ettiği Uludere golünü, reform ve müzakere kalesinden çıkartmasının, daha sonra da atağa geçmesinin başka yolu yok.
Kontratağın, açılımın toplumsal meşruiyeti oluşmuş, gecikmesinin nedeni ürkek olan adımlarıyla birlikte desteklenmesi de şart elbette.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019