Ahmet TAKAN
Aslında bu yazıyı, sizlere salı günü gecesi kaleme alıp ulaştırmam gerekirdi. Hiç beklemeden, sağa sola bakmadan!.. Ancak teknik olarak imkansız. Twitter mesajları ile gazetecilik yapmak da tarzım değil. Doğru da bulmuyorum… Sabahı bekledim. Anayasa Mahkemesi’nin 14.00’teki olağanüstü toplantısını ve oradan çıkacak kararı veya verecekleri mesajı, açıklamayı hiç beklemedim. Umurumda bile değil çünkü!..
Anayasa Mahkemesi ve kararları hatta üyelerinin siyasi kimlikleri geçmiş dönemlerde de çok tartışıldı bu ülkede. Ama böylesine hiç tanıklık etmemiştik. Anayasa Mahkemesi tarihinde görülmemiş bir saldırı ile karşı karşıya. Hem içeriden hem de dışarıdan!.. Bir ülkede bazı kurumları beğenmeyebilirsiniz, o veya bu sebeplerden dolayı yapısının değişmesini de arzu edebilirsiniz… Bunu demokratik yollardan dile getirir ve hatta becerebilirseniz yaparsınız. Daha önce yapılmadı mı? Yapıldı… Ancak böyle bel atı tezgahların kurulduğu bir döneme en azından ben gazetecilik hayatım boyunca tanıklık etmedim.
★★★
Türkiye, önceki gün yakın tarihinin en ağır hukuk skandallarını yaşadı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu hakkında verdiği kararı tanımadı. Hem de Anayasanın açık hükmüne rağmen!.. Anayasanın 153’ncü maddesine rağmen… Sonra, uyduruk SÖZCÜ davasına istinaf mahkemesinin verdiği onama kararı… Rezaletler üst üste geldi…
Türkiye, ağır bir anayasal kriz yaşarken, ağır bir adalet sancısı çekerken pat diye bomba patlatıldı… Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın Enis Berberoğlu hakkında verilen karara gönderme yaparak Twitter’dan yaptığı ‘ışıklar yanıyor’ paylaşımı ortalığı alt üst etti. Gündemi değiştiriverdi!. Tartışılması ve en sert tepkilerin gösterilmesi gereken anayasal kriz, yargı skandalları duman oldu. “Darbe” tartışmaları gündeme oturuverdi. Hani derler ya; “Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz”… İktidar ve yandaşları öyle bir yaylım ateşine başladılar ki, Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım tweetine açıklık getirip “Şahsi Twitter hesabımda yaptığım paylaşımda kullandığım ibare maksadı aşan bir şekilde yorumlandı ve bundan büyük bir üzüntü duymaktayım. Gayem, AYM’nin bir hukuk ışığı olduğuna vurgu yapmaktı. Demokrasi dışı tüm oluşum, araç ve teşebbüsleri ima etmem asla söz konusu değildir” dese de daha sonra mesajlarını silse de fayda etmedi. Cin şişeden çıkmıştı bir kere… İktidar da aradığı acil kanı bulmuştu…
★★★
Saray ve küçük ortağı MHP, Anayasa Mahkemesi’ni kapatıp yerine kafalarına göre bir yapı kurmak istiyorlar. Bunu da hiç saklamıyorlar. Önce, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun atışları. Ardından Devlet Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi kapatılsın” çıkışı ve Tayyip Erdoğan’ın “seve seve” destek vermesi. Bütün bunların arkasından ne bekliyordunuz? İstanbul 14’cü Ağrı Ceza Mahkemesi’nin anayasayı tanımasını ve ona sadık kalmasını mı?..
Bazılarına, ilaç gibi geldi “ışıklar yanıyor” tweeti… Yine gönül rahatlığı ile hem mağduru oynayacaklar hem de Anayasa Mahkemesi’nin yerine yeni inşaat dikmek için arayıp da bulamadıkları fırsatı yakaladılar. Bu altın değerindeki pası, gollük muz ortayı iktidara kim yaptı?.. Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım… Böyle bir ortayı Fenerli Alex bile yapamazdı!.. Al da golü at dercesine!..
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun AYM Başkanı Zühtü Arslan’a söylediği, “Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım” sözlerine Anayasa Mahkemesi Engin Yıldırım, bisiklete binerken çekilmiş fotoğrafıyla yanıt vermişti, siz de onu iktidara muhalif sanmıştınız… Öyle mi?..
Kim bu Engin Yıldırım?.. Ben biliyorum da kim olduğunu yine de size Vikipedi’den alıntı yaparak aktarayım;
“1994 yılında Sakarya Üniversitesi, Yönetim ve Çalışma Sosyolojisi ana bilim dalında Yrd. Doç. Dr. olan Yıldırım, 1997 yılında Doçentliğe, 2002 yılında ise Profesörlüğe atandı. Sakarya Üniversitesi’nde 2008 yılında ilk 4 senelik lisans programı olan İnsan Kaynakları Yönetimi bölümünü açmıştır. 2003-2010 yıllarında Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı görevinde bulunmuştur. Yıldırım’ın uzmanlık alanı ile ilgili çok sayıda kitap ve makalesi bulunmaktadır. 2010 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Anayasa Mahkemesi üyesi olarak atanmıştır. 19 Ekim 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi başkanvekilliğine seçilmiştir. 25 Ekim 2019 tarihinde başkanvekilliği görevi sona ermiş olup Anayasa Mahkemesi’nde üye olarak görevine devam etmektedir.”
Abdullah Gül’ün Anayasa Mahkemesine atadığı isim.. Yani; bu iktidarın adamı…
Siyasetin görüntüdeki gidişatına bakıp diyeceksiniz ki; “Abdullah Gül tarafından atandıysa, şimdi, Erdoğan ve saraya muhalif olması doğal değil mi?”…
Yok kazın ayağı öyle değil!.. Üstelik, Engin Yıldırım’ın ülkedeki yerleşik algıya göre attığı “ışıklar yanıyor” tweetini nerelere çekileceğini bilmeyecek veya tahmin etmeyecek kadar saf olduğuna inanmıyorum!..
Bu iktidarın her türlü numaralarını ve kara propagandalarını, manipülasyonlarını, algı operasyonlarını iyi bilen bir Ankara gazetecisi olarak diyorum ki;
Bu bir kayıkçısı kavgasıdır.
Bir Anayasa Mahkemesi üyesinin sosyal medya üzerinden iktidar veya üyeleri ile aleni kapışması alışageldik bir durum değildir. Saygın ve gerçek hukuk insanlarının tarzı hiç değildir. Çünkü; HAKİMLER KARARLARIYLA KONUŞURLAR.
Engin Yıldırım daha önceleri neredeydi?.. Ülkede yapılan hukuk katliamlarına neden en ufak bir tepki göstermiyordu?.. Twitter kullanmayı yeni mi öğrenmişti? Yoksa, Süleyman Soylu’nun çıkışı mı bekliyordu?..
Yazılı olamayan evrensel bir gerçektir; Hayatta bir kere birinin adamı olmuşsan sonra kimin adamı olacağın belli olmaz. Dün “A” şahsının adamıysan bugün “T” şahsının adamı oluverirsin. Buna hiç şaşırmamak gerekir. Çünkü, mühim ve asıl olan o günkü patrondur!..
★★★
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021