Ali BAYRAMOĞLU
Kimi kesimlerdeki AK Parti takıntısı malum. Saf ideolojik muhalefet, lider takıntısı olanı anlama ve anlatma niyetinden de kabiliyetinden de son derece uzakta duruyor. Ülkedeki pek çok siyasi gelişme bu cenderede algılanmadan, kavranmadan araçsallaşarak siyasi bir tahrip bombası haline dönüyor.
Bugün güney sınırımızda yaşanan gelişmeler de benzer bir işlemden geçiriliyor.
Irak ve Suriye'de yaşanaların tek sorumlusunu, Türk dış politikası ve Ahmet Davutoğlu ilan etmek son günlerde en kolay ve en sık yapılan iş.
Üstelik bunu 2003'te ABD'nin Irak'a müdahalesinin, Türkiye'nin tezkereyle bu savaş oyununa katılmasının keskin savunucularının, hatta lobicilerinın yapıyor olması ayrıca ironik bir durum oluşturuyor.
Bugün Irak'ta yaşanan gelişmelerin başlangıç noktası 2003 tarihli ABD işgalidir. Irak toplumsal dokusunun mezhebi ve etik parçalarına ayrılmasının, El Kaide tipi örgütlerin bu kaos alanında cirit atmaya başlamasının tek sorumlusu Bush politikalarıdır. Afganistan'da Taliban'ı, Irak'ta IŞİD'i üreten, IŞİD'i besleyen bu politikalardır.
Bu tablo Türk dış politikasının yanlış ve eksiklerini görmezden gelmeyi elbette gerektirmez.
Ancak krizi tümüyle bu politikaya faturalandırmak, Suriye konusunda Batı'nın umursamaz tavrını, Körfez ülkelerinin keskin tutumunu görmezden gelmek, sadece iç siyasetteki kutuplaşma üzerinden iktidarı yıpratma gayretini öne almak ahlaki bir tutum değildir.
Dün, bu köşede, Türkiye'nin (ilke açısından doğru olan) Suriye politikalarını yürütme tarzındaki eksiklik ve aşırılıkları dile getirdim. Esat rejimine biçilen ömürle başlayan hatalar, rejim muhaliflerine destek verilmesi, bu arada El Nusra gibi yapılara, El Kaide tipi örgütlenmelere göz yumulması bölgede ve sınırımızda doğan kaos ve sorunda elbette pay sahibidir. Rojava'da IŞİD'in Kürtlere yaptığı saldırılara göz yummak, bölge açısından bakıldığında İran'ın Şii yayılmasını dengelemek için Sünni hareketlere yönelik himayeci tutumu aynı sonuca yol açmıştır. Yazımı şu cümlerle bitirmiştim:
'Musul'un düşmesinin işaret ettiği asıl sorun, Türkiye'nin Suriye, Kürt ve Irak politikalarını ciddi olarak revize edilmesi gereğidir...'
Ancak ölçü ve hakkaniyet esas olmalıdır.
Dış politika çok aktörlü bir alan ve oynak zemine dayalı bir konudur.
Buna rağmen Türkiye'nin son 10 yıllık dış politika performansı bir düzey değişimine işaret eden çapta ve olumlu niteliktedir. Bu performans edilgin bir konumdan etkin bir konuma geçiş, en azından etkin bir konum arayışına dayalı, bölge için şiddet karşısında siyasetin erdemini temsil eden politik sıçrama çerçevesinde tanımlanabilir.
Türkiye'nin bu çerçevede son yıllarda bölge sorunları (Filistin, Kürt meselesi, vs) ve Arap baharı çerçevesinde, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana görülmemiş bir etkinlikle Ortadoğu dünyasına müdahil olduğu çıplak bir gerçektir.
Bu politik eğilimin Kürt meselesinde olduğu gibi artıları ve Suriye'deki gibi eksileri olmuştur. Ancak bu artıları ve eksileri belirleyen sadece Türkiye'nin tutumu ve politik girişimleri değil, aynı zamanda bölgedeki dinamizm, dengeler, çatışmalar, paradokslardır.
Türk dış politikası bu veriler dikkate alındığında inişli, çıkışlı, zaman zaman ölçüyü kaçıran ancak başarılı bir politikadır. Türkiye bugün bölgedeki bu denge değişimine ayak uydurmaya çalışıyor. Bir dönem dış politikadan gelen etkinlik ve üstün imaj bugün aynı güçte değil, ancak tümüyle yerle bir olmuş, yok olmuş durumda da değil.
Türkiye 2002 sonrası başka bir kategoriye çıkmıştır, dönemler arası karşılaştırmalı performansı açık ara üstün bir seyir göstermiştir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025