Aydın ENGİN
Birkaç gün önce, kendilerini “sosyalist sol” olarak niteleyen partiler arasında bir süre önce başlayan “ittifak” görüşmelerini konu edinmiş bir Tırmık yayınlandı. Yazı alışılmışın ötesinde tepkilere yol açtı. Kimi olumlu, kimi olumsuz; kimi umutlu, kimi umutsuz bir tepki sağanağına tanık oldum.
Şaşılacak bir yan yok. Uzun süredir birlikte hareket etme yönünde bir araya gelip görüşmeyen partiler ufukta -erken ya da değil- seçim görününce ister istemez böylesi arayışlara girdiler.
Her partinin ufak ya da büyük farklılıklar gösteren tutumlar savunduğu anlaşılıyor. Seçimlerde ortak bir tutum izlenmesi hedefiyle sınırlı kalınmasını önerenleri de var, bir “seçim ittifakı” ile yetinilmemesi, seçim sonrası ortaklaşa izlenecek bir yol haritasında buluşulması gerektiğini savunanlar da.
Bunlar doğal ve böyle olması da iyi.
Ancak yukarıda değindiğim “tepki sağanağı”na katkıda bulunanlar arasında dikkat çeken ve göz ardı edilmemesi gereken bir kesim var.
Bunlar sosyalist solda olası bir birliğe ağız dolusu sövmeyi tercih ediyorlar.
Bir partinin üyesi iseler o partiyi arkalarına alıp geri kalanlarına neredeyse ana avrat düz gidenler var, bir parti üyesi değilse, tek başına Marksist sol adına konuşma hakkını, yetkisini kendinde görüp geri kalanlara ağız köpürtenler de…
Bir seçim ittifakı ile sınırlı da kalsa “sol”un bu kesiminde yer alan irili ufaklı partilerinin bir araya gelebilmesine sevinmeyip sövüp sayanları anlamak mümkün mü?
* * *
Sırf böyleleri değil, sevinmesi gerekene saldırmayı yeğlemek yaygın bir alışkanlık.
Biri kalkmış bir mecrada yazarak, sosyal medyada tweet filan atarak AKP – MHP iktidarına karşı en küçük karşı çıkışın asla küçümsenmemesinin hem bir demokratlık, hem bir sosyalistlik görevi olduğunu yazıyor.
Vay sen misin bunu yazan. “Sen YAE şerefsizi, şimdi tutmuş… Başka kapıya, başka kapıya” diye posta koyan yiğitler var. Anlaşılan dağarcığında YAE tepkisinden başka malzeme kalmamış bu tipler tutup “Yav onunla aramda uçurumlar vardı. O AKP – MHP ortaklığına yetmez ama evet diyerek destek vermişti. Bak şimdi benim savunduğum çizgiye yakın duruyor. Ne iyi. Benim gibi düşünenler çoğalıyor, ne kadar sevindirici…” demek varken kibir küpüne dönmüş bir üslupla “Sen önce özeleştirini ver AKP yalakası” demeyi yeğliyor. Sanırsın ki “Özeleştiri Kabul Dairesi” filan kurulmuş, bu da oraya müdür tayin edilmiş.
* * *
Oysa “sosyalist olmayan sola” meselâ Kemalist harekette bile eğer seçimde AKP ile fiili ittifak içinde katılacak sapıklar dışında kalanları bizlerle aynı yönde oy kullanacak, siyasal çizgi izleyeceklerse onlara daha yapıcı yaklaşılması gereken günlerde değil miyiz?
Unutmayalım ki AKP Reisi kitlesel olan her şeyden ölümüne korkuyor.
Daha dün “Barınamıyoruz Hareketi”nin pırıl pırıl gençlerini Ankara girişinde bir polis ordusu ile karşılayıp, sille tokat, tekme, yumruk, cop, gaz ile yerlere serip gözaltına alınmasının bu derin korkudan başka açıklaması olabilir mi?
Buna karşılık yine dün aşı kısıtlamalarını protesto etmek için bir araya gelmiş, deveye binmiş, Türkçe, İngilizce pankartları eksik etmemiş bir avuç aşı karşıtı şarlatan İstanbul’da eylem yaptı. Polis onları dostça, hiç zor kullanmadan Tarlabaşı Bulvarı’na yönlendirdi, onlar da bu ahmakça eylemlerini gerçekleştirdiler.
“Barınamıyoruz Hareketi”nin gençleri bir hak arayışındaydılar ve eylemlerinin bütün ülkeye yayılması ciddi bir olasılıktı.
Aşı karşıtları ise devletin önlemesi, dahası cezalandırması gereken bir eyleme kalkıştılar ama ne kitleseldiler, ne de eylemlerinin ülke çapında yaygınlaşması olasılığı vardı.
* * *
Bu yazı elbette “Herkes birbirini sevsin, kimse kimseye sövmesin, hayat bayram olsun, lay lay lom” yazısı değil.
Sadece çok zorlu günlerden geçerken ve daha da zorlu günlerin eşiğindeyken demokrasiye, sorunların barışçıl çözümlerine hizmet edecek her adım desteklenmeli; kişi ya da grup ya da partileri dışlamanın değil, birlikte yürünebileceği kadar yürünecek bir yolun önemini öne çıkarmak, en küçük bir demokrasi adımını küçümsememek, zedelememek gibi bir uyarı amacıyla yazıldı.
Bakalım bu yazıya nasıl bir “tepki sağanağı” gelecek?
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021