Aydın ENGİN
Saymaya çalışalım:
Bir dizi özensizlikle gölgelenmiş de olsa kitlesel ve siyasal bir gösteriye tanık olduk. Miting gibi bir açılış töreni; toplu nikah, bölgede çok sevilen iki Kürt sanatçının İbrahim Tatlıses, Şivan Perwer düeti…
Başbakanın konuşmasındaki “Dağdakiler inecek hapishaneler boşalacak” vurgusu…
Başbakanın ilk kez Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini ziyareti…
Başbakan’ın Kuzey Irak özerk yönetiminden söz ederken, anlamsız inadı bırakıp uluslararası kullanımdaki Irak Kürdistanı Özerk Yönetimi nitelemesini telaffuz etmesi.
Barzani’den Erdoğan’a, Şivan’dan Tatlıses’e herkesin üstüne basa basa barış demesi, barışı savunması, barış dışı çözümleri reddetmesi…
BDP’lilerin Barzani ziyareti öncesindeki burukluk, hatta kırgınlıklarını bir yana bırakıp evsahibi olmayı yeğlemeleri, protesto eylemi yerine misafirseverlikte kusur etmeme çabaları…
Barzani ve Başbakan için Rojava’nın bir sorun olduğu besbelli iken en azından kamuoyu önünde itirazlarını, karşı oluşlarını açıklamamakta özen göstermeleri…
Törenin ertesi gününde Barzani ile BDP arasında görüşme, buluşmaların devam etmesi ve Barzani’nin barış sürecini destekleyeceğine ilişkin gönül alıcı cümleleri vurguyla tekrarlaması…
* * *
Olumluluklar sıraladım..
Sadece bunları sayar, sadece bunlara bakar ve bununla yetinirsek önceki gün Diyarbakır’da yaşananlar gerçekten de Türkiye’nin en yakıcı sorununun çözümüne giden yolda iç açan, yürek ferahlatan kazanımlar.
Daha sonra kapalı kapılar ardından konuşulan ve eğer varıldıysa anlaşmalar üstüne yorum da değerlendirme de yapmak –bence- mümkün değil. Bazı meslektaşların sanki toplantıyı içeriden izlemiş gibi “Şu dört noktada anlaştılar” diye yazmalarını da “Olabilir ama bilmiyorum, aslında siz de bilmiyorsunuz” diye karşılamaktan yanayım.
Yine kimi meslektaşların önde gelen kimi BDP’lilerin ortalıkta görünmemeleri, kimilerinin de görünmelerini “BDP/PKK kanadında çatlak” yollu değerlendirmelerine gelince…
Gelmesek daha iyi.
Gazetecinin gönlünden geçenleri değil kanıtlayabileceği gerçekleri yazmasından yanayım.
* * *
Bence “Diyarbakır olayı”nın iki yüzü var.
Bir: Hükümet barış sürecini geri dönülmez olarak niteledi ve Erdoğan konuşmasın da kendini büyük ölçüde bağladı.
Kuşkusuz hâlâ cevapsız sorular var:
Tamam “geri dönülmez” ama nereye kadar gider?
O gidilecek nokta PKK/BDP çizgisinin kabul edebileceği bir nokta mıdır ?
Son soruya AKP’nin gidilecek aşamayı çok aşağı çekmesi, BDP/PKK kanadının aşırı noktalara yükseltmesi ve her iki tarafın geri adım atmayı, uzlaşmayı reddeden bir yörünge izlemeleri halinde süreçte geri mi dönülür, olduğu yerde mi sayılır sorusu şimdilik cevapsız…
Yine de Diyarbakır buluşmasının barış sürecine zararlı değil yararlı bir gelişme olduğunu belirtmek gerek.
Bağlarsak: Diyarbakır’da esen barış rüzgarı, epeydir buzdolabında duran barış sürecine ivme kazandırabilir ve bu Diyarbakır buluşmasının desteklenmesi gereken olumlu yanıdır.
* * *
İki: Türkiye’nin en yakıcı sorunu olduğunu bıkıp usanmadan ve bıktırmacasına tekrarladığım Kürt sorununun çözümü açısından Diyarbakır buluşmasını olumladım.
Ancaaaak…
Türkiye’de bu sorun mutlu sona ulaşsa, silahlar kalıcı olarak sussa, savaşbaltaları toprağa gömülse, provokatörlerin bile çaresiz kalacağı bir iç barış kurumsallaşsa, pekişse bile dört ülkeye bölünmüş Kürtlerin sorunları çözülmüş olacak mı?
Son soruya ek: Türkiye’de sorunun çözüldüğünden mutlu Kürtler, öteki parçalardaki Kürtlere dönüp “Valla hevaller, biz sorunumuzu çözdük. Darısı başınıza ama bu artık sizin sorununuz” mu diyecekler?
Bunu göze alabilecek bir Kürt siyasetçisi siyasal olarak intihar etmiş, Kürtler arasında ise yüzüne tükürmeye bile değmez bir “çaş” olmuş demektir.
“Ortadoğu’nun bütün Kürtlerini mutlu edebilecek çözüm nedir” sorusuna Barzani’in verdiği cevap ile Öcalan’ın verdiği ve gerek BDP yönetiminin, gerek Kandil’in benimsediğini kişisel olarak da gözleyebildiğim cevap farklı.
Çok farklı.
Ortak bir noktada buluşamayacak kadar farklı ve birbiriyle çelişik…
Oysa bu önemli. Çünkü Kürtlerin sorunu sadece Türkiye’de başarıya ulaşmış barış süreci ile ya da Irak Kürdistan’ında kurulacak bir Kürt ulus-devleti ile çözülmeyecek.
Rojava bunun bir kanıtı. Hem de kanıtlardan sadece birisi…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































TUNA MAHİR İPLİKÇİ
O BOPUN EŞBAŞKANI SİZİN ÇOK SEVİP PEYGAMBER MERTEBESİNE YÜKSELTTİĞİNİZ TAYYİP ERDOĞAN DEĞİL MİDİR ?
Hamdi Can Demirci
Yazıyı yazan, ne yazdığını sonradan okumadı mı ? yada her cümlesini farklı ideolojileremi yazdırdı ? Ne kadar çelişik bir yazı. Bir yanda BOP u yerden yere vuruyor diğer tarafta "ben bop un eşbaşkanıyım" diyen adamı övüyor. Esad ı eleştiriyor sonra sunni-şii çatışmasını eleştiriyor. Iraktan petrol kaçırıldı vs diyor, Abd askerini kutlayan başbakanın politikalarını haklı görüyor. Okurken güldüğüm kadar sinirlendim de. Mahalle muhtarımı anlamadım. Adam yalanmak isterken kendini yalamış haberi yok. Şunlarda birşeyler yazıyorda millet okuyor ya.