Aydın ENGİN
Önce T24’ün “Yorum yaz” kutusundan AKP’nin Somali ve Suriye politikalarını tartışmaya çalışan dünkü Tırmık üstüne yazılmış bir okur yorumu. Haketmediğim ölçüde yani abartılı övgü cümlesi hariç tümünü aktarıyorum.
“Sevgili Aydın Engin, ........ bu yazının ana fikrini yadırgadım: "Suriye'deki rejime müdahale etmek sadece Suriye halkının hakkı ve ödevidir" yaklaşımı gayet demode. Tersinden bakarsak ulus-devlet söylemini tekrarlayan bir yaklaşım. Artık ulus-devletleri aşan bir insan hakları, demokrasi kavramsallaştırması var. Artık 'kozmopolitan müdahalecilik' diye yeni bir yaklaşım var. Elbette bunu yapacak bir ülkenin insan hakları açısından örnek olması lazım, elbette bunun ABD'nin Irak'a müdahalesi gibi kötü niyetli uygulamaları da var ama Kosova ve Bosna'ya müdahale özünde olumlu müdahalelerdi veya Ruanda veya Kamboçya'ya müdahale edilebilseydi kötü mü olurdu? Biraz daha sınırötesi fikirlere ihtiyacımız yok mu? Sevgiler, saygılar... A.H.”
A.H’nin yorumu ve dünkü Tırmık’a yönelen eleştirisi dünyanın bugününde çok, ama çok önemli bir noktayı tartışma düzlemine taşıyor.
Tartışalım öyleyse...
Önce: A.H’nin yazdıkları doğru.
Bugün Suriye’de, Libya’da, Sudan’da, daha önceleri Kosova, Bosna, Ruanda, daha daha önceleri Kamboçya’da, daha daha... (Yok kalsın. Saymakla bitmez.) Bazan iktidar ve çıkar hırsının kavurduğu diktatörlükler altında, bazan emperyalist metropollerden tezgahlanan iç çatışmalarda yaşanmış, yaşanmakta olan kitlesel can kırımlarına sadece “Vah vah” edip sonrasında sadece seyirci kalmak suç sınırında bir duyarsızlık, bir insanlık suçudur. Bu noktada sıralanan mazeretler “Elimden ne gelir ki” diye başlar, “Bunlar bir halkın özgürlük mücadelesi değil, emperyalizmin oyunlarıdır” ezberinin ardına saklanır, daha ötesinde ideolojik-teorik bir kılıfa büründürülüp “Ulusların kaderlerini tayin hakkı”ndan dem vurularak yine o kanlı vahşete seyirci kalınır. Dünyanın yakın tarihi bunun sayısız örnekleriyle lekelidir.
Evet. A.H haklı, yazdıkları doğru.
Ancak A.H haksız ve yanılıyor.
Yeryüzünde diktatörlerin ezdiği, yok ettiği ya da emperyalist metropollerin tezgahıyla birbirine düşürülmüş etnik ya da dinsel grupların birbirlerini amansızca, acımasızca kırdığı, insanı insanlığından utandıracak cankırımlarının yaşandığı ülkelerde olup bitene evrensel insan hakları, evrensel adalet ilkeleri ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bakacak, yargısını bu ilkelere, evet, sadece bu ilkelere dayandırarak verip müdahale edebilecek bir güç, bir kurum yok.
Onca hantallığına, içindeki süper güçlerin oraya buraya çekerek hedeflerinden sık sık saptırmasına rağmen Birleşmiş Milletler böyle bir işlev taşımaya çabalıyordu. Ama ABD (ve İngiltere ve Fransa) Birleşmiş Milletlerin son derece yetersiz çabalarına bile tahammül edemediler. 1. Körfez Savaşı diye anılan ve Saddam Hüseyin’i zengin petrol yataklarının üstüne oturmuş Kuveyt’ten çıkarmak için başlatılan saldırı öncesinde Birleşmiş Milletlerin resmen değil ama fiilen cenaze namazı kılındı. Onun yerine “Uluslararası Topluluk ya da Uluslararası Koalisyon ya da Koalisyon Güçleri” gibi ne anlama geldiği ve ne olduğu belirsiz, sadece emperyalist ülkelerin borusunun öttüğü bir örgütlenme(?) doğdu. Birleşmiş Milletler de o günden bu yana belini bir daha doğrultamadı. Bugün artık ve sadece göstermelik bir uluslararası örgütten ibaret; kimsenin iplediği de yok.
Yani Dünyanın herhangi bir köşesindeki bir cankırımına, ülkeleri kanatan iç çatışmalara sürüklenmiş bir bölgeye müdahale edebilecek bir güç yok. O güçmüş gibi davranan ve sadece “miş gibi yapan” Uluslararası Topluluk adlı kanunsuz, kuralsız ve ilkesiz bir yapı var.
Örneğin A.H’nin kısa eleştirisinde değindiği Bosna ve Kosova’daki cankırımlarına el koyan o “Uluslararası Topluluk” ya da “Uluslararası Koalisyon” idi.
Parçalanan Yugoslavya’dan hiç olmazsa Bosna Hersek ve Kosova ve Karadağ’ı elinde tutmak için silaha sarılan Sırp ırkçı-milliyetçi yönetim, Saraysbosna’ya hakim tepelerde konuşlanmış, Kosova’da bütün yol kavşaklarını gören tepelere yerleşmiş Sırp keskin nişancıları ile tavşan avlar gibi Boşnak ve Arnavut avlarken “Çokuluslu Koalisyon” pazarlık etmekle meşgüldü.
Bütün Saraybosna kuşatması boyunca bu pazarlık sürdü. Dayton anlaşması imzalandığında Saraybosna’da canlı kalanlar ölenlerden azdı.
Sırplar, Kosova’nın bağımsızlığı için ayağa kalkan Arnavutları köküne kibrit suyu ekmecesine yok ederken Çokuluslu Topluluğun ağababaları Fransa’da Rambouillet Şatosu'nda pahalı Fransız konyakları yudumlayıp iğrenç bir pazarlık sürdürüyorlardı. ABD, müdahale sonrasında Kosova ve Bosna toprakları üstünde askeri üs istiyordu; AB’nin lokomotoif ülkeleri müslüman ağırlıklı Bosna ve Kosova’nın AB’ye katılmayacağı bir çözümde ısrar ediyorlardı ve Saraybosna’da, Kosova’da insanlar kitlesel olarak öldürülüyorlardı.
Bosna ve Kosova üstüne bir üst paragrafta yazılanları gazete haberlerinden, TV bültenlerinden derlemedim. Bu satırların yazarı o günlerin canlı tanığıdır. Bosna’da, Kosova’da umut dolu gözlerle gökyüzünde belirecek ve Sırp mevzilerini dövecek NATO savaş uçakları ararken alnına Sırp mermisi yiyip ölenlerin dolaysız tanığıdır. Kosova’da ve Bosna’da “Uluslararası Topluluk” pazarlığı bağladığında ölümler çoktan yığınsal boyutlara ulaşmıştı.
Oysa aynı NATO uçakları, Kaddafi’ye karşı ayaklanmanın ilk kıvılcımları çaktığında Libya göklerinde belirdiler ve aşağıya bomba yağdırdılar.
Acaba neden?
* * *
Uzun bir yazı oldu. A.H’nin açtığı tartışma çok önemliydi de ondan. Üstelik bu yazıda noktalayamadım. Yarın A.H’nın sözünü ettiği ve galiba umut bağladığı “Kozmopolitan müdahalecilik” üstünde duracağım. Belki o zaman bu konuyu noktalayabilirim. Beceremezsem üçüncü bir yazı yolda demektir. Haberiniz ola...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları



















































































Platinmedikal
yazar budur işte bu kıs ne sölese düşünmeden kefilim derim....