Aydın ENGİN
Dil zaptiyeliğinden hevesim yok. Dil kendi doğal akışı içinde kirleniyor, arınıyor, ayıklanıyor, çetrefilleşiyor, yalınlaşıyor, yeni anlatım olanakları sunuyor. Yani su gibi, dil de çatlağını buluyor...
Ama görünen o ki Suriye Devlet Başkanı’nın adı dili doğru kullanma sınırlarının dışına çıktı ve bir ideolojik tartışmanın, saflaşmanın konusu oldu: Esed mi, Esat mı?
Elbette Esed.
Ama T24’ün yorum yaz kutusunda tek tük rastlanan bu sözcük itiş kakışı Twitter’de almış başını gidiyor.
Bir kaç Twitter seçmesi sunayım:
“Kesin artık bu esed esad saçmalığını. arapça farsça isimler türkçeye girerken değişir esedesat esad olur, muhammet mehmet olur böyle gider...”
Twitter adını aktarmadım. Önemli değil. Önemli olan tweet’i yazan kişinin kendinden ve bilgisinden emin oluşu. O yüzden buyruk veriyor: Kesin artık...
Bir tweet daha: “AKP ve yandaşlarının neden Esad'a Esed dediğini, Asad'ın İngilizce okuyuşundan anlayabilirsiniz. Amerikanın diliyle konuşuyorlar.”
Hımmm... Başkalarını bilmem ama ben ve Doğan Akın “Esed” yazıyoruz. Bu durumda “Amerika’nın diliyle konuşan AKP yandaşı” olmuşuz demektir...
Haydi bir tweet daha: “Gerçekten de Esad'a Esed diyenlere çok gülüyoruz, komikler ve insanları aptal sanıyorlar:)”
Hımmm, sadece “Amerikanın diliyle konuşan AKP yandaşı” değil aynı zamanda komik oluyormuşuz ve bu tweeti yazan hanım ve arkadaşları bize çok gülüyorlarmış...
Bu kadar tweet aktarımı yetsin.
* * *
1997 Aralık’ında “Birbuçukuncu Körfez Savaşı” denen çatışma günlerinde Bağdat’taydım. Merkeze değil ama kenar semtlere ve resmi binaların bulunduğu noktalara ABD uçaklarının bomba yağdırması günlük olaylardandı. Savaş gazeteciliği filmlerde göründüğü gibi değildir. Gergin ve berbat günlerdi. Saddam’ın dayandığı siyasal gücün, yani Irak Baas Partisi’nin yetkilileriyle söyleşi talep ettim. Epey süre cevap çıkmadı ve bir akşam, karanlık basınca üç kişi geldi. Harun El Reşit Oteli’nin kocaman avlusunda bir ağaç dibine çöküp söyleşiye geçtik. Sözcüleri kendini “Yabar” diye tanıttı ve kartvizitini verdi. Orada da Jabar yazıyordu. Havayı yumuşatmak için “Yani Türkçesi Cabbar” dedim. Hem yüzünü ekşitti, hem güldü: “Öyleyse ben de size Eydn Enjin diyeceğim” dedi. Söyleşi “Yabar” telaffuz edilen “Jabar” ile sürdü.
Söyleşi bitti, ses alma aygıtı kapatıldı ama sohbet devam etti. Jabar üniversiteyi Türkiye’de okumuş. Tıp eğitimi almış ama hekimliği değil siyaseti seçmiş. Akıcı hatta aksansız bir Türkçe ile konuşuyordu. Söz bir ara Suriye-Irak ilişkilerine geldi. Suriye’de o günlerde baba Hafız Eseddevlet başkanıydı. Irak Baas Partisi ile Suriye Baas Partisi arasındaki “düşman kardeşler” ilişkisini biliyordum. “Suriye Baas’ı ile sizin aranızdaki ideolojik fark nedir” diye sordum. Jabar yine güldü:
- Hafız Esed içinden çıktığı yoksul ailesini, yoksul aşiretini çoktan unuttu. O şimdi Nusayri, Sünni, Dürzi, Ermeni ayrımı yapmadan sırtını varsıllara dayayıp yoksulları ezmekte. Baas’a ihaneti sabittir. Yani senin Hafız Esed’in kuyruğunu tramvay çiğnemiş...
Türkiye’de üniversite okumuş birinin “Kuyruğunu tramvay çiğnemiş” deyimini kullanışına şaşmadım ama ne demek istediğini de anlamadım. Açıkladı:
- Adı Arslan ya...
* * *
Hafız Esed Suriye’nin batısında Akdeniz kıyısına yakın (ama kıyıda değil) Kardahan’da bölgesinde yerleşik Esed aşiretinden. Esed Arapça “arslan” demek. Mesele eski metinlerle “burc-i esed” terimine raslanıyor. Arslan burcu demek. Keza Hazreti Ali’ye de “Allahın arslanı” anlamında “Esedullah” deniyor.
Esad (Türkçede Esat olmuş) ise yine Arapça bir sözcük. Sa’d kökünden geliyor. “Çok uğurlu, çok hayırlı, en mutlu” demek. Sıfat olarak kullanılınca “Mutluluk getiren” anlamına geliyor. Mesela kandil gecelerinden biri için,hangisiydi çıkaramadım, “gecelerin en hayırlısı” anlamında “esad-ı leyl” deniyor.
Yani Irak Baas’ından Jabar’ın deyimi ile ben ne kadar “Aydn Enjin”sem Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed de o kadar Esad...
* * *
“Amerika’nın diliyle konuşan AKP yandaşı” bir gazetecinin Suriye’nin Arap ve Şii Esed aşiretinden Hafız Esed ve oğlu Beşşar Esed’e değinen yazısını okudunuz. Aslında Beşşar Esed’in bu kadar baskıya rağmen neden devrilmediğini sorgulayan bir yazıya niyetliydim. O yarına kalsın. Bugün sözlük ve ansiklopedi desteğiyle “dil zaptiyeliği” yaptım.
Dileyenler Esed diyenleri komik bulup gülmeye ya da “Kesin artık şu Esed demeyi” yollu buyruklar vermeye devam edebilirler...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021