Aydın ENGİN
Tırmık’a okurlardan övgü gelmesine de, sövgü gelmesine de alışkınım. Hani şerbetliyim bile diyebilirim. Övgüler elbette sevindirir. Ama sövüp sayanlar umurumda olmaz, uykularımı kaçırmaz, canımı sıkmaz.
Son iki Tırmık övgü ve sövgü sağanaklarının ölçüyü aştığı yazılar oldu.
Bolu Belediye Başkanı ile Bolu belediye Meclisi’nin “yabancılar”la ilgili aldığı 100 bin TL nikâh haracı ve suyun metre küpünü 4,5 dolardan satma kararı üstüne yayınlanan Tırmık’a gelen tepkiler yarına kalacak; yani “Mavra Cumartesisi”ne…
Öteki Tırmık CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kestirmeden “helâlleşme” diye anılan kanımca çok değerli önerisi üstüneydi.
Övgüleri bir yana bırakalım. Sövgüler de en az övgüler kadar çoktu.
AKP cephesinden, MHP Başbuğu ve tosunlarından, onlarla elele tutuşmuş Perinçek tosunlarından gelen tepkiler üstünde durmaya değmez. Paniklemelerine yeni bir panik halkası daha eklediler. “Ya Kılıçdaroğlu’nun önerisi ete kemiğe bürünür, kitlelerce paylaşılır, zaten eriyen oylarımızın, mütedeyyyin, muhafazakâr kesimlerden gelenlerini de yitirirsek, Türk milliyetçilerinden gelenlerde de fire verirsek” paniği bu.
Ne diyeyim? “İnşaallah öyle olur, yani iyi olur” demekten başka bir cümle aklıma gelmiyor.
Bir de kendilerini “sosyalist sol” ya da “komünist” olarak adlandıran kesim ve kişilerden gelen -sövgü değilse bile- şiddetli itirazlar var.
Soruna sınıf perspektifinden bakmadığım gibi görece yumuşak eleştirilerden “Burjuva demokrasisine hizmet etmek” gibi keskin eleştirilere kadar sanki “devrim” kapıya dayanmış, barikatlara çıkma günü gelmiş çatmış gibi bir ruh haliyle bir başka gezegende yaşayanların itirazları.
Onları da geçeceğim.
Bir de henüz daha cuk oturan bir terim üretilmediği için kısaca “ulusalcı” denen ve 1930’lar Türkiye'sini özleyen, o değerlerin 2021 Türkiye’sinde geçerli kılınmasını dileyenlerden gelen itirazlar var.
Onları geçmeyeceğim.
* * *
Kılıçdaroğlu’nun “helâlleşmeden” ne anladığını, ne anlaşılması gerektiğini açıkladığı grup konuşması didikleniyor. Sözcüklerin, cümlelerin altında başka anlamlar aranıyor, bulunuyor; niyet okuma denen berbat alışkanlıklar dörtnala kalkıyor.
Kılıçdaroğlu “helâlleşme” terimini kullandı ya bir şair eskisi döktürdü:
“… Laik bir partinin lideri dinsel “helalleşme” kavramını kullandığı için oluyor. (…) Türkçeyi doğru kullanmak gerekir. Laik söylemde “helalleşme”nin yeri yoktur. Halk anlasın diye kullanmak tehlikelidir.
Bu müthiş tehlikeye(?) dikkat çekip bizleri uyardıktan sonra Kılıçdaroğlu’ndan bir cümle daha aktardı ve ekledi:
“Biz dâhil, geçmişte tüm iktidarlardan bahsediyorum” diyerek 1923-1950 arasını da işaret etmiş oluyor. Bu da ona yakışmayan bir dikkatsizlik!
Facebook, Twitter gibi mecralarda at koşturan, milliyetçi yerine ulusalcı olduklarını belirterek “milliyetçilik kötülüdür, ulusalcılık iyidir” gibi bir zırvaya sarılan klavye silahşörleri de kolları sıvadılar.
Buyrun size o “cici milliyetçiler”den bir demet alıntı:
“Kılıçdaroğlu Roboski ile helalleşeceğiz buyurmuş, oranın adı Roboski değil Uludere. Bari Tunceliye’de Dersim deyin ki kim olduğunuzu, ne olduğunuzu iyice anlayalım”.
“Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar öyle mi?Türk halkının kanını emen tefeci Yahudiler, Osmanlı maliyesine çökmüş Ermeniler, Yunan işgalinde bayram etmiş Rumlar’la elele kolkola nereye? CHP Atatürk’ü mezarında ters döndürüyorsunuz…”
“Diyarbakır hapishanesi mahkûmlarıyla helâlleşeceğiz demiş Dersimli bay Kemal. PKK o hapishanede kuruldu haberin var mı senin behey gafil?”
“İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz. ha? Ne lüzum var? O kızlar, onların kocaları, babaları, abileri, anneleri işte sizin bu kafanız yüzünden 19 yıldır iktidara çöktüler, T.C. devletini ele geçirdiler. Onlar size gerine gerine ‘Helal olsun’ diyecekler. Hatta diyorlar bile.”
* * *
Bu kadarı yetsin. Aktarırken bile midem bulandı.
Biliyorum bu Tırmık’a da çuval çuval sövgü gelecek.
Gelsin.
Umurumda bile olmayacak.
Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’de onun bu açılımını, atılımını, adımını destekleyenlerin de umurunda olmayacağını umarım.
Umarım yanılmıyorumdur…

Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021