Celal BAŞLANGIÇ
Yine ilk olarak yabancı kaynaklardan haber düşmeye başladı ekranlara; Afrin’e büyük yürüyüş...
Malumunuz, “saray tellalları”ndan, biat etmiş merkez medyadan haber alamıyoruz.
Hem gerçekleri gizliyorlar hem de yalan yazıyorlar.
Onlar Başbakan Yıldırım’ın 15 maddelik “beklentilerini” karşılamakla meşguller.
Ama başbakanın beklentilerini karşılamak yerine gazetecilik yapmayı, halkı bilgilendirmeyi tercih eden “gayrı yerli” ve “gayrı milli” gazeteciler, haber ajansları, gazeteler ve televizyonlar var.
İşte bu kaynaklar Afrin’e doğru büyük bir yürüyüşün başladığını bildiriyordu. Haberlere göre binler Afrin’e akıyordu.
Kaçınılmaz olarak insanın aklına gelen ilk manzaraya göre Erdoğan elinde zeytin dallarıyla en öne düşüp Afrin’e doğru yürüyüşü başlatmıştı.
Öyle dememiş miydi “Reis bizi Afrin’e götür” diye bağıran AK gençlik üyelerine:
“İhtiyaç olduğu anda beraber gideceğiz.”
Tamam işte, demek ki ihtiyaç hasıl olmuştu.
Reis yola çıkar da Bahçeli durur mu, o da söylediği gibi “bozkurt adım” düşmüştü Erdoğan’ın peşine.
“Gerekirse ben de bir bozkurt gibi Afrin’e gidip en ön safta taşıdığım canı vermeye hazırım” demişti ya.
Kumanya olarak püskevitlerini de almış yanına yiye yiye gidiyordur diye düşünüyor insan.
Erdoğan’ın mitinglerinde kefen niyetine dantelli beyaz masaörtüsü kuşananlar...
Osmanlı Ocakları’nın ve HÖH’ün tosuncukları...
Kerkük’e gitmek üzere yola çıkıp Suriye çöllerinde kaybolan beş bin ülkücü..
Bedelli askerlik için kırk takla atan son dönem AKP zenginlerinin çocukları...
Çürük raporu alan, kendilerini yurt dışında çalışıyor gösterip bin euroya askerlikten yırtan Cumhurbaşkanı’nın, bakanların, AKP milletvekillerinin çocukları...
Erdoğan’ın ÖSO’ya katılmakta geciken Rizeli bazı hemşerileri...
Her gün “Haydi savaşa, ne duruyorsunuz bre gafiller” diye yaza yaza saray kalemşörlüğünden çıkıp “halaskar zabitan” kesilen tel maşa gazeteciler...
Kendi ülkelerindeki savaştan kaçıp Türkiye için savaşmaya gitmeye hazırmış gibi yapan bazı Suriyeli mülteciler...
Hepsi, ama hepsi Erdoğan’ın arkasına takılmış, binlerce insandan oluşan bir sel gibi Afrin’e aktığını düşünüyor insan “Afrin’e doğru büyük yürüyüş” haberlerini okuyunca.
Hatta yürüyüş kolunun en arkasında da Kılıçdaroğlu’nu, yardımcısı Öztürk Yılmaz’ı, Afrin’e atılacak bombanın üzerine adını yazdırmakla övünen CHP’nin “kadın efe” belediye başkanını da hayal ediyor insan.
Meğer meselenin aslı öyle değilmiş...
Irak’ın, Suriye’nin kuzeyinden; Şengal’den, Süleymaniye’den, Derbesiye’den, Tiltemur’dan, Amude’den, Kamışlı’dan, Derike’den, Remalan’dan, Serekaniye’den; farklı etnik, dinsel ve mezhepsel yapılaradan binlerce insan Afrin’e doğru akıyormuş.
Sincar dağlarındaki Ezidilerden Amude’nin Araplarına, bölgedeki Kürtlerden Türkmenlere yollara düşmüştü insanlar; ellerinde zaferleri, dillerinde türküleri, Kürtçe ve Arapça sloganlarıyla haksız bir savaşın üzerine yürüyorlardı.
Türkiye’nin bir askeri harekata “Zeytin Dalı” adını vermesine nazire olarak konvoydaki araçları zeytin dallarıyla süslemişler, yol boyunca ellerindeki zeytin dallarını sallamışlardı.
Bir ucu Irak’tan kopup gelen konvoy, IŞİD’e karşı direnişiyle artık bütün dünyanın adını bildiği Kobane’de gecelemişti.
Bir mitinge dönüşmüştü Kobane’deki buluşma.
Ertesi gün Kobane halkının katılımıyda daha da büyük bir konvoy olarak yola çıkılmıştı Afrin’e doğru.
Yol üzerindeki Minbiç’ten katılımlarla yüzlerce aracın sayısı hayli artmış, binler on bini aşmıştı.
Minbiç’ten Afrin’e giden yolun kuzeyini TSK ve ÖSO, güneyini ise Suriye rejimi kontrol ediyordu.
Halep üzerinden geçilecekti Afrin’e. Suriye rejimi bu dev konvoyu saatlerce beklettikten sonra izin verdi geçişine.
Konvoydaki binleri gece geç saatlerde Afrin’in merkezinde davullarıyla, zurnalarıyla binlerce kadın,erkek, çocuk, genç, yaşlı bekliyordu.
Büyük bir bayrama dönüşmüştü buluşma.
Belki de tarih ilk kez binlerce insanın savaşa karşı barış için bu denli yığınsal canlı kalkan eylemine tanık oluyordu.
Uçakların, obüslerin bombaladığı, saldırı altındaki kentlerden önce siviller kaçar, kent boşalır, saldıranlarla kentlerini koruyan savaşçılar karşı karşıya kalırdı.
Bu kez tam tersi oldu. Bırakın sivillerin Afrin’i terk etmesini, saldırı altındaki bir kente dışarıdan binlerce sivil akın etmişti.
Bu görüntü bile Erdoğan’ın Türkiye’yi ne denli büyüklükte bir haksız savaşa sürüklediğinin apaçık kanıtıydı.
Savaşa karşı bu yığınsal sivil barış hareketinin günümüzü ilgilendiren iki noktası daha var.
Birincisi Suriye rejimi bu konvoyun kontrolü altındaki topraklardan geçmesine izin vermesi... Esad’ın ve Putin’in Afrin harekatına ilişkin yaklaşımlarını bir kenara not etmek gerekiyor.
İkincisi de Erdoğan’ın 2014’te “düştü, düşüyor” dediği Kobane’nin sivil halkı, saldırıyı durdurmak için Afrin’e canlı kalkan oluyordu.
Sonuç olarak yanılmışız.
Meğer “Reis” AK gençlerin önüne düşüp Afrin’e gitmiyormuş.
Elinde püskevitiyle “yalnız bozkurt” Bahçeli de değilmiş Afrin’e giden.
Ne Osmanlı Ocakları, ne HÖH, ne Ülkücü tosuncuklar düşmüş Afrin yollarına.
Nerede o kefen diye beyaz dantelli masa örtüsüne sarılıp Erdoğan’ın mitinglerinde boy gösteren şaklabanlar.
İşin gerçeği şu ki AKP-MHP koalisyonunun “her şey Reis’in çıkarı için” anlaşıyı Türkiye’nin yoksul aile çocuklarını Suriye’deki masum bir halkın üzerine sürmüştür.
Reis’in askerlik bile yapmamış çocukları
Türkiyeli ve Suriyeli yoksulların kanı dökülürken...
Reis’in askerlik bile yapmamış çocuğu savaşa dronlarla oynanan bir atari oyunu muamelesi yaparken...
“Yalnız bozkurt” Bahçeli Saray’ın arka bahçesinde püskevit yerken...
Dört yıl önce “düştü, düşüyor” denilen Kobane’nin sivil halkı Afrin’e vardı bile...
Bu da size halkların verdiği bir ders olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021