Elif ÇAKIR
Başbakan Binali Yıldırım dün partisinin grup toplantısında AK Parti’nin kampanya tarihini 25 Şubat olarak açıkladı ve o gün Türkiye’nin kalbinin Ankara’da atacağını söyledi.
Halkın önemli bir kısmı hala Türkiye’nin yönetim sistemini değiştirecek maddelerin ne olduğu, ülkeye ne kazandıracağı, ne kaybettireceği konusunda tam teşekküllü bir bilgiye sahip değil.
Dolayısıyla sistem değişikliğinin sahibi ve öncüsü olarak AK Parti’nin nasıl bir kampanya yürüteceği, kampanya içeriğinin nelerden oluşacağı önemli.
Önemli. Partiler arası polemiklerle, atışmalarla, karşılıklı suçlamalarla, ses yükseltmelerle geçiştirilmeyecek kadar.
Dolayısıyla AK Parti’nin “CHP sistem değişikliğine karşı çıkıyor, çünkü 1950’den bu yana iktidar yüzü göremeyen CHP’nin milletin desteğini alması ve CHP’den başkan seçilmesi mümkün değildir” argümanından daha güçlü gerekçelerle milletin karşısına çıkması ve halkı ikna etmesi gerekiyor.
Diyelim ki doğrudur. CHP’nin geçmiş mirası hala toplumda bir travma meselesi ve CHP rozetli birisinin bu ülkede başkan olması imkan dahilinde değil, CHP’nin iktidar yüzü göreceği yok.
El hak doğrudur.
Diyelim ki, amenna.
Tamam müsterih olalım, tamam arkamıza yaslanalım.
Tamam. Tamam. Tamam da...
Şeytan kulağına kurşunlar olsun diye duvara üç kez, beş kez vuralım önce...
***
Diyelim ki Ahmet Necdet Sezer gibi birisi geldi; anladınız siz onu!
Nasıl olmuştu Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanı? Hatırladınız mı? En azından biz dindarlar ne umutlar yaşamıştık, ne coşmuştuk!
Sahi, hatırladınız mı?
Hepimizin gönlünü fethettiği, hepimize hep bir ağızdan ‘adam demokrat’ dedirten, o zor yıllarda gazete manşetlerine “demokrasi manifestosu”, “demokrasi notası” olarak taşınan, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Nisan 1999 yılında yaptığı o meşhur konuşmayı:
“Düşünce özgürlüğü demokrasinin temeli ve ayrılmaz parçasıdır. Düşünce suç sayılırsa demokrasi olmaz. Eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamaları cezalandırılamaz. Anayasa ve yasalardaki düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler, altına imza koyulan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değiştirilmelidir. Anayasa ve yasalar özgürlüğü engelleyen öğelerden arındırılmalı, özgürlük alanları genişletilmelidir.”
İşte bu konuşmaydı 2000 yılı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beş partinin de ortak olarak Ahmet Necdet Sezer isminde uzlaşmasına sebep olan.
Ahmet Necdet Sezer ki o dönemde yaptığı her konuşma “demokrasi manifestosu” niteliğindeydi.
Yakınları kendisini “haksızlığa tahammülü olmayan, küçük yaşlarda bile her türlü haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkan” bir kişilik olarak tanımlıyordu.
***
Ahmet Necdet Sezer beş parti liderinin ortak imzası ile kendisinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesini, kendisinin şahsında “yargıya ve hukukun üstünlüğüne verilen değer” olarak değerlendirirken, Ahmet Necdet Sezer ismini ilk olarak öneren Ecevit’e yapılan övgülerin de haddi hesabı yoktu.
Örneğin dönemin Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, verdiği demeçte “Ecevit’in bu hayırlı işinden dolayı Özal gibi hayırla” anılacağını söylüyordu.
Recai Kutan, Sezer’in adaylığının Fazilet Partisi’ni “fevkalade mutlu ettiğini” söylüyordu, hatta mutluluğunu daha da ileri götürüp “Ahmet Necdet Sezer’in Fazilet Partili gibi konuştuğunu” falan söylüyordu.
Bizim kesimin medyasındaki coşkunun zaden haddi hesabı yoktu.
Sonuç... Çankaya’nın ekmeğinden midir, suyundan mıdır, bilinmez...
Koskoca bir hüsran oldu Ahmet Necdet Sezer.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı döneminde yaptığı her konuşma “demokrasi manifestosu” niteliğinde olurken, Çankaya Çankaya olalı onun dönemindeki kadar demokrasi krizine şahit olmadı.
Demokrat yüzüne aldanıldı.
Tamam, CHP rozetli kimse diyelim ki başkan olamaz da...
Demokrat yüzlü, söylemli birisinin başkan seçilmeme ihtimali ne kadardır?
Bu yetkilerle bizi Ahmet Necdet Sezer gibi birisinin yönettiğini bir düşünelim bakalım? Sonuç ne olur?
Peki, çözüm ne?
Çözüm şu olabilir: Bugün güçlü bir başkanlık iradesine ihtiyaç duyulmasının sebebi içinde bulunduğumuz şartlar. FETÖ ile, PKK ile ve bilumum iç ve dış düşmanla mücadele için güçlü bir otoriteye ihtiyaç duyuluyor. Başkanlık sistemini içtenlikle destekleyenlerin görüşü bu. Tarif edilen güçlü liderlik profiline de Erdoğan dışında uyan bir kimse yok bu ülkede. Öyleyse yapılması gereken belirli bir süre için, mesela beş yıllık bir süre için, Erdoğan’a geçici olarak bu yetkilerin verilmesi. Daha sonrası için daha risksiz bir yönetim yapısının teminat altına alınması. Benim teklifim, referandumdan sonra anayasaya eklenecek geçici bir maddeyle bu sorunun çözülmesi. Bir düşünün bunu.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025